birebir başıma gelmiş olaydır. türkiye cumhuriyeti nüfus cüzdanı/pasaportu taşıyan çoğu vatandaşın başına gelebilecek olaydır.
bu 2. sınıf vatandaş muamelesinin karşılaşıldığı yerler ise genelde avrupa ülkeleridir.(bence)
güzel bir kariyer yaparsınız, güzel bir sözleşme ile çalıştığınız işten istifa edersiniz. (ki sözleşme imzalanan şirket ericsson'sa ve -tr değil- hiçkimse imzalamamayı düşünmez bile sanırım) çalışma vizesine başvurursunuz. vizeyi vermezler, hayatınızı mahvederler. tüm planlar ertelenir, hayaller yıkılır.
yapılacak çok fazla birşey yoktur. sözleşme çerçeveletilip güzel bir hatıra olarak duvara asılır.
alınması gereken dersler alınır.
gavurlara güvenilmez.
edit : sinirle ve hayalkırıklığıyla arada güziide ülkemizi pas geçmişim. sınırdan çıkana kadar heryerde zaten bu muameleyi gördüğümüzden, aslında bağışıklık kazanmış durumdayız. sağolasın canım vatanım bizi iyi hazırlıyorsun dünyanın gerçeklerine.
iş tamamen pasaportunuzda türk bayrağı olup olmamasına bakar.
onur air ile kıbrıs a gitmek amacıyla çıkışınızı yapar beklemeye koyulursunuz.yine aynı uçağa sömürgeleri kıbrıs a gitmeye hazırlanan ingilizler önden alınır ve istedikleri yerlere otururlar.ardından diğer otobüsle türkler uçağa biner ve kalan boş yerlere oturtulurlar;el bagajları öndeki bir dolapta olupta arkalara oturmak zorunda kalanlar da vardır,yer bulamayanlar da;tekerlekli sandalyedeki annesiyle oturmak isteyipte iki kişilik yanyana oturabileceği boş yer bulamayan da!böylelikle türkiye de bir türk vatandaşı aşağılanarak ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüş olur,ilginçtir,zihniyetin ne derece değiştiğini de gösterir.
yabancı uyruklu vatandaşların türkiye ye gelmeleri için vize bile istenmezken türklere vize eziyetinin yanında damga pulu gibi ödemeler de zorunlu tutulur,yurtdışına çıkmak için birde kendi ülkenize para ödersiniz.