devir 2. mahmut devri, padişah 2. mahmut yanında iki mabeyncisi ile birlikte tebdili kıyafet esnafı denetler...
bu denetimlerden birinde de sirkeci'den bir sandala binerek beylerbeyi'ne geçerler.
uzun süre sandalda suskunluk hakimdir, ama ihtiyar sandalcı karşısında oturan adamın sultan olduğunu anlamıştır. ses çıkarmaz, bozuntuya vermez.
nice sessizlikten sonra kıyıya yaklaşırken sultan suskunluğunu bozar ve sandalcıya seslenir;
-baba 32 ile aran nasıl?
sandalcı hiç düşünmeden cevaplar;
+32'yi 30'a vuruyorum 15 çıkıyor...
sandaldaki 2 mabeynci şaşkındır, zira bir şey anlamamışlardır bu konuşmadan.
ardından sultan bir başka soru sorar.
-duydum ki son zamanlarda şehirde hırsızlar fazlalaşmış, evlere giriyorlarmış, senin de evine giren oldu mu?
yaşlı sandalcı bunu da şöyle cevaplar;
+bundan 2 ay evvel birisi girdi, birkaç gündür yeni birisi de dadandı, girmeye çalışıyor...
tabi bu diyaloga da bir anlam verememiştir padişahın yanındaki mabeynciler.
neyse, kayık tam beylerbeyi iskelesine yanaşırken padişah bir soru daha sorar.
-baba sana iki besili kaz göndersem incitmeden yolar mısın?
kayıkçı gülümseyerek yanıtlar;
+yolmam mı, hiç incitmeden cascavlak yolarım hemde...
ve iskeleye yanaşırlar, padişah sandaldan inerken bir kese akçe bırakır, "hadi eyvallah" der...
o gece böylece biter.
lakin padişahın yanındaki mabeyncileri bir telaş alır. "ulan ya sultan dün gece konuştuklarımdan ne anladınız diye bize sorarsa ne yaparız" diye düşünürler ve cevabını bulmak için kayıkçıyla konuşmaya karar verirler.
ertesi gün sandalcı sirkeci'de müşteri beklerken dün gece sandalına binen 2 mabeyncinin geldiğini görür. mabeynciler sandala yanaşır ve sandalcıya bir kese akçe uzatırlar ve sorarlar.
-yahu dün gece sandalına binen adam sana bir soru sordu, "32 ile aran nasıl?" dedi, sen de "32'yi 30'a vuruyorum 15 çıkıyor" diye cevapladın. bu ne anlama geliyor?
sandalcı cevaplar;
+efendiler, dün gece gelen adam sultanımızdı, sultanımız bana sordu, 32 ile aran nasıl, yani geçimin nasıl gidiyor dedi. ben de 32'yi 30'a vuruyorum 15 çıkıyor dedim, yani ağzımızda 32 diş var, bir ay da 30 gündür, lakin çalıştığımızın kazancı bizi anca 15 gün idare ediyor dedim...
mabeynciler şaşırır, "vay amk ne basitmiş, biz nasıl bulamadık" diye hayıflanırlar ve 2. sorunun ne anlama geldiğini sorarlar.
ama sandalcı yanındaki bir kese akçeyi göstererek yeni bir tane vermeleri gerektiğini belirtir.
mabeynciler bir kese akçe daha verirler.
sandalcı başlar anlatmaya.
+efendim, hünkarımız buyurdular ki; son zamanlarda şehirde hırsızlar fazlalaşmış, evlere giriyorlarmış, senin de evine giren oldu mu? yani bu şu demek, son dönemde evlenmeler arttı, senin de evlenecek oğlun var mı? diye sordular. ben de bir oğlumu 2 ay evvel evlendirdiğimi, yani evime bir gelin girdiğini, bir diğer oğlumun da evlilik çağında olduğunu ve evlenmek için etrafımda dolaştığını eve bir kaçık hırsızı da onun sokmak istediğini söyledim...
mabeynciler yine şaşırmışlardır.
ve sıra 3. sorunun cevabına gelir, bir kese akçe daha verip onun ne anlama geldiğini sorarlar sandalcıya.
sandalcı bunu da şöyle anlatır;
+aman efendiler, bu iki soruyu cevapladıktan sonra bunu sormazsınız diye düşünmüştüm, ama madem sordunuz onu da yanıtlayayım. padişah efendimiz allah ömrünü uzun etsin, "sana iki besili kaz göndersem incitmeden yolar mısın?" diye sormuştu ya, işte zatı şahaneleri sizleri gönderdi sağolsun...
Hikayenin orjinalinde kayıkçı değil tabakhanede deri tabaklayan adam vardır.soğuk bir kış günüdür.
Padişah 6'larda ne yaptın diye sorar
Adamda altıya altı eklemesen 32 dolmuyor der.
Padişaha gece çalışmadın diye sorar çalıştım ama ellere yar oldu der.
Kaz yollasam yollarmısına hemde nasıl diye cevap verir.
Evet değerli okuyucu cevapları siz verin.
Tengir copy paste yapıyorsun ama aslına sadık kal.