maddi yönden pek imkanı olmayan kitap aşıkları için oldukça güzel olanak sağlayan kitapçılardır. yalnız kitap dediğin nesneyle duygusal bağ yaşayan insanlar için de pek uygun olmayan kitapçılardır. çünkü bu tür insanlar daha önce başkasının okuduğu kitabı alıp okumak istemezler. sadece kendilerine ait olmasını isterler. ne diyelim herkes kendi düşüncesinde haklı yani.
daha önce okunmuş kitabı okurken, hele de okuyanın işaretleri varsa,
2kat değerlenir kitap.hem yazarın,hem senden önce okuyanın dünyasın
da kaybolursun.
hijyen konusu dışında her şey dört dörtlüktür.
üniversite yıllarımda sahaflardan çıkmaz, sayısız kitabı okumanın zevkine onlar sayesinde ulaşırdım.
tÂki, bilgisayar mühendisliği son sınıfta okuyan 25 yaşındaki arkadaşımın, eve attığı ama prezervatif almayı akıl edemediği seks macerasının sonunu dinleyene kadar.
üzerine boşalamadığı kevaşeden daha kevaşeleşerek, okumadığı ama sırf gösteriş olsun diye yanında taşıdığı romana boşaldığını, daha sonra da götürüp üç paraya sattığını anlatması beni yıllarca uğrak yerim olan sahaflardan alıp, kitap okumanın dayanılmaz hafifliğine kapılarak kitap sayfalarını çevirmek adına ağzıma götürdüğüm parmaklarıma ışınlamış; bu ışınlanmadan da sahaflardan vazgeçerek çıkmışımdır.
kitap okumak adına göze alınmayacak şey yoktur derim ama aids falan bunlardan biri değil.
o yüzden full techizatla okuyun derim.
eldivan, maske, koruyucu gözlük, hatta gaz maskesi.
neye maruz kaldığınızı asla bilemezsiniz.
geçen gün aldığım orhan pamuk adlı yazarın yeni hayat adlı kitabında 1994 yılına ait bir gencin yazısı vardı. şimdi ismini vermeyim. ünlü falan olmuştur şimdi tanımam etmem ayıp olur. annesine yılbaşı hediyesi olarak bu kitabı almış yıl 1994 insan garip oluyor tabi. bende oldum.
rutubet kokulu bu yerlerde genellikle çok uygun fiyata gramafonlar, pikaplar da bulunur efenim. ayrıca, burdan kitap alındığına okunduğunda kenarlarda bulunan notlar, size aynı anda bambaşka bir hayatı daha okumanızı sağlar ve tadı çok farklıdır efenim.