anılarımı depreştiren başlık...
ikinci el kitap sattığım hatta çoğu zaman "aman okusunlar da paraya gerek yok" dediğim bir dükkanım vardı...
o ıkıncı el kıtaplar elden ele dolaştıkça onların da ruhunu alıp getirirdi sanki... kelepir dünya...
tabı ben kımseden para ıstemeyınce kitaplar uçtu gitti... dükkan kırası vergisi zartı zurtu derken borç boyumu aştı..
şimdi emeklı bir öğretmen işletiyor orayı...
önünden her geçtiğimde hala benımmış gibi davranıyorum o dükkana...
görmüş geçirmiş kitaptır. yaşanmışlık kokar. bulduğunuz küçük notlarla sevinirsiniz, garip bir merak kaplar sizi, o kitabı sizden önce okumuş kişilerle ilgili..
sizden önce okuyan, kitabın ırzına göz dikmemişse, göze batacak derecede yıpratmamışsa, ikinci kalite bir aşifteye çevirmemişse, yani satırların altını üstünü mürekkepli kalemle çizilip, kıyısından köşesinden daha da fenası ortasından katlayıp öylece bırakmamışsa, gerek fiyatı gerekse eski görünümü, kokusu, baskısı kısacası gün görmüşlüğü ile tercih sebebi olacak kitaptır.