istanbul da bulamadığım kitaplardır. kitapçılar şerefsiz, korsancılarda da aradığım kitaplar yok. en iyisi ikinci el ama arkadaş herkes bahsediyor da nerede bunlar?
bazen çok hoş olurlar. ilk okuyucu eğer edebiyatla yakından ilgilenen biriyse önemli yerlerin altını çizer, işaretler.böylece önemli konulara dikkt çekilmiş olur. hem yıpranık olması onun okunmuş, iyice hazmedilmiş olduğu hissi uyandırır.
almak istemem. o kapagi ilk ben elimle acacagim. o kokuyu cigerlerime kadar cekecegim. bir sayfasi cok az yirtilsa uzulen biriyim. kitabim el degmemis olacak. fazlasi kurtarmaz.
sizden önce okuyan kitabın altını üstünü fosforlu kalemlerle karalamış, sağına soluna notlar almış, alt veya üst kısmındaki boşluklara başka kitaplardan hoşuna giden satırları falan yazmışsa tadından yenmeyecek kitaptır. özellikle sahaflardan kitap almamın yegane sebebi budur.
sahaflarda bulabileceğiniz kitaptır. *
sahaf candır, canandır. bıkmadan, sıkılmadan saatlerce tozlu raflarına bakabilirsiniz, kimse de niye bakıyorsun da almıyorsun lan demez. sahaf sahibi sizi sevdiyse eğer oturtur misafir koltuğuna çay bile söyler.
bıkmadan gidiniz efenim.
yaşanmışlık diyorsunuz da ağalar beyler! ben tahammül edemiyorum aklıma gelenlere. yalan yok evin her bölümünde kitap okuduğum için -tuvalet dahil- başkasının neler yapabileceği konusunda zorluyorum hayal gücümü.
hayır hayır, bir başkasının mastürbasyondan yeni çıkmış ellerini yaşanmışlık olarak saymıyor ve ikinci el kitaba hayır diyorum!
her zaman gizemli bulduğum kitaplardır. Sırf bu nedenle, kütüphaneden kitap okuma alışkanlığı bile kazandırmış, tecrübeli kitaplardır. Okuyucunun eline nasıl yakışacağını bilir, görmüş geçirmiştir. Hatta bazı yerleri altı çizilerek, notlar alınarak kendinin göz alıcı detaylarını cımbızlanmış olarak sergiler. Ticari amaçla değil sırf bu yüzden, kitaplar, bağışlanmalı, hediye edilmeli hadi hiç olmazsa satılmalıdır.