(img:#2068424)
"Suat" diye adını elyazısıyla yazmış, merhaba suat. Yaprakları sararmış kitap insana degisik bir huzur veriyor. Sahsen cok seviyorum, kendim de ders kitaplarıma tarih de ekleyerek notlar yazardım o anki duygularımı filan. Bundan sonra daha cok ikinci el kitap almaya dikkat edecegim.
90'lı yıllarda Sivas çağ kitapevi'nin raflarında olan kitap
2001 yılında Sivas'ta ilkay diye bir çocuğun eline geçip imzalanıyor. Kitap 19 yıllık bir meceranın ardından istanbul'da bir cumartesi günü cumartesi pazarında benim elime geçiyor ve hayatımda okuduğum en güzel kitap oluyor.
içinde ayraç olarak kullanılmaktan kurumuş sararmış bir iğde yaprağı ile.
kitap fiyatlarının günden güne artmasıyla artık tercih ettiğimdir. kitaba para vermekten cidden yoruldum. özellikle, çok satanlarda listelenen kitaplar çok pahalı. bu yüzden artık ikinci el kitap alıyorum. ankara'da olgunlar'daki ikinci el kitaplara haftada bir kez muhakkak göz gezdiriyorum. bir de uzun zamandır takip ettiğim ve alışveriş yaptığım bir ikinci el alışveriş sitesi vardı; artık ikinci el kitap satışına da başlamışlar. henüz yeni olduğu için çok fazla kitap yok ama zamanla artar diye düşünüyorum. ikinci el kitap, şu açıdan da samimi geliyor bana. mesela senin okuduğun sayfaları daha önce birinin okuduğunu bilmek, hele sayfalara alınmış küçük notlar varsa onları okumak, kitap sayfalarında unutulan gül vb. görmek müthiş güzel bir duygu. e bir de uygun fiyatlı. bence çokça teşvik edilmeli, okunmayan kitaplar başka insanlarla buluşmalı.
bir dönem gençlerinin kitap okumasının en ucuz yoluydu. Ki artık o da pahalı denebilir.
Ben belki özel anlamı olan bir kaç kitap ve teknik içerikli mesleki kitaplar hariç kütüphanede kitap saklanmasına hep karşı olmuşumdur. Kitap okunduğunu hissedecek ve vazo muamelesi görmeyecek.
bir sahafta şiir kitabına denk gelmiştim ve o kadar eskiydi ki kapağı koptu kopacak. her neyse yanlış hatırlamıyorsam içine 1960 lı bir tarih atılmış bir kadın tarafından, şiirlerin beğenmediği dizelerini karalayıp yeniden yazmıştı kenarlara. kadının dizelerle kavgasını görmek o kadar güzeldi ki..
Daha hesaplı oldugu için tercih ediyorum. Avrupalılar zaten çok temiz kullanıyor eşyalarini, ikinci el demez kimse.o yüzden hem hesapli hem her yani yırtılmamiş kitap bulmak sevindirici oluyo.
Önceki sahibinin elini yıkamadan okumuş olma ihtimaline karşı alır almaz şeffaf jelatin ile kapladığım kitaptır. Hem nostalji falan oluyor ilkokul günleri gibi..
Yenisi dururken neden 2. elini alayım diyenlerin anlamayacağı kadar derin manalar taşıyan, insanların sırf bu yüzden sahaf müptelası haline gelmesine neden olan halin özeti. Kaybolmak isterseniz kendinize bir sahaf bulun. Başkalarının anıları en kuytu yerlerdir.
ankara'lılar bilir. cebeci'den tıp fakültesine çıkarken, fakültelerin önünde yerde ikinci el kitap satan insanlar olur. iki üç ay önce yürürken ilk defa ordan ikinci el kitap aldım. ahmet ümit'in ''istanbul hatırası '' kitabı. görseniz 100 yıllık antika bir eser sanırsınız. o kadar yıpranmış.
neyse..
kitabı unutup bi süre okumadım. geçen hafta elime aldım. dün gece yatakta okurken içinden, bir kadın tarafından yazıldığı belli, kalp şeklinde kesilmiş , ortasında ''seni hiç unutmayacağım'' yazan bir kağıt düştü. çok duygulandım. muhtemelen bir öğrenci içindeki hatırayı unutup, kitabını parasızlıktan satmıştı.
bu entryi hiç okuyamayacaksın ama hatıran bende saklı delikanlı.
yeni basımdansa almayı tercih ettiğim kitaplardır.
hepsinde bir yaşanmışlık, bir hayat var. açıkçası ''benden önce kimler okumuştur acaba bu kitabı?'' diye hayaller kurmayı seviyorum. buna kafa yormayı... içinden not, bir yazı çıktığında o insana yakınlaştığımı hissediyorum.
O değilde bi' keresinde sahafın biri ikinci el diye bandrolsüz kitapları kakalamıştı bana. Bunlar yeni gibi deyince de eski sahibi iyi bakmış felan demişti. Sonradan anladık tabi. Bu Bursa'daki sahaflara hiç güven olmuyor.
sizden önce okuyan birinin ve muhtemelen tanımıyor olduğunuz kişinin izlerini taşır. üstünde ufak karalamalar, çizikler mevucttur. hatta içinde unutulmuş notlar, fotoğraflar da vardır. bana böyle bir tane gelmişti. içinde kartpostal vardı arkasında da not vardı. sanırım kartpostaldaki yer yurtdışında ünlü bir katedral'di. 1950 yıllarına ait. arkasında el yazısıyla uzunca bir not vardı. sanırım yurtdışına giden türk ikili, çift burdaki akrabalarına yollamışlar. adreste vardı ama baya eski bir adresti. bulamadım. bulabilseydim sahibine iade edecektim.
Beyazıt Sahaflar veya Beyoğlu Çiçek Pasajı Sahafları veya Akmar pasajı sahaflar. Ortaköy'deki mini sahaf çarşısını veya mecidiyeköy'deki ara sokaklardaki küçük dükkanları saymıyorum bile.
istanbul'daysanız ve hala ikinci el kitap sıkıntısı çekiyorsanız, eh siz ölün artık.