şurası bi gerçek ki yaptığı hizmetler atatürkten bin kat fazla padişahtır. bigün gerçek tarih açıklandığı zaman herkes abdülhamid handan özür dileyecek. evet hatta net ötesi...
Tamam. Artıları olabilir ama benim aklım da kanım da almıyor. Neyi mi?
Övdükleri padişahın Kıbrıs'ı ingilizlere parayla satmasını...
Mısır'ın ve Tunus'un bu padişah döneminde kaybedilmesini...
Donanmanın Haliç'e hapsedilmesini...
1897'de Yunanlılar yenildiği halde tek bir kazanç dahi elde edilememesi...
Bu padişahın hesabında milyonlarca altın varken ordunun ve donanmanın atıl durumda bırakılması...
Ayrıca bir konuya değineyim:
O dönemde Yahudiler Filistin için para teklif etmiş ama padişah kabul etmemiş diye bir hikaye yanlıştır. Doğrusu şudur:
Yahudiler, padişaha bu teklifi vatan parayla satılmaz diye geri çevirmiyor ve belgelere göre "Ben, size orayı değil deIrak'tan bir bölgeyi vereyim." diye geçiyor.
Nesli geliyor yazan, eskiye ait bir pankartla reklamı yapılmaya çalışılan korkak baykuştur.
Neslinin geldiğini biliyoruz. Şöyle ki şahsımın "bu fakir bu makamda oldukça vermem" dediği alman ajanın ve abdli papazın paşa paşa serbest bırakıldığını gördük.
rte'nin danışmanları da aha bu frank gibiler. lan zaar bi kağıdın resmini almış kudüs'ün tapusu diye ortada dolanıyor kaç gündür. rizeli de aynı bunun gibilerin lafıyla ona buna atarlanıyor.
olm o tapuyu zamanında ingilizlerle birlik yapıp osmanlı'ya isyan eden filistinli araplar etkisiz kıldı. çok şükür ki kahraman israil alayının içinden geçiyor şu an. israil bey diyeceksiniz.
ikinci Abdulhamid kendi askerlerine zulum etmemiştir. Yıkılmış olan bir imparatorluğu 33 yıl yönetmiş, zeka yönünden ne kadar üstün olduğunu ve hafiyelik hususunda yetkinliğini ispatlamıştır.
Filistin meselesine gelince M. Ö. Babil Kralı Nebukadnezar tarafından Kudüs’ten Babil’e sürülen Yahudiler, tarih boyunca dünyanın çeşitli bölgelerinde dağınık bir şekilde hayat sürmüşlerdir. Dünyanın farklı coğrafyalarında dağınık bir şekilde yaşayan Yahudiler, tarih boyunca devamlı Kudüs’e dönme ve merkezi Kudüs olan bir devlet kurma fikrinin özlemini kurmuşlardır bkz : Arz- ı mev' ud
Abdulhamid yahudiler e toprak vermiştir, Abdulhamid ile Filistine yahudi yerleşimi başlamamıştır kaynağı göster diyen arkadasımıza istinaden, Abdulhamid 'in memurlarını uyardığı hac ziyareti dışında yahudilerin kudus' e girmesi engellenmiş, şüpheli gördüğü toprak alım satımlarını kendisi bizzat alarak yahudilerle köşe kapmaca oynamıştır. Belge buradadır.
Aynı zamanda tum gayr-i muslimlere hoşgörülü olduğu gibi yahudilere de kalabilecekleri yerler gösterilmiş, yahudilerin vaad edilmiş topraklar olarak gördüğü yerlerin dışında şu an ki ırak bölgesinde kalabilecekleri söylenmiştir.
Yahudilerin Abdulhamid' e Filistin topraklarından yer verilmesi karşılığında çok yüklü miktarlarda ödeme yapması ve hiç bir sorununuz kalmayacak sözleri ile başlayan mektubun sonunda, kendi isteğiniz ile vermezseniz yahudiler bir yolunu bulacak ve orayı alacağız yazılı bir mektup ulaşmıştır.
Abdulhamid'in cevabı resmi kaynaklarda bulunamamaktadır. Fakat bu tarihlerde kudusun güvenliğinin arttırılması, kudus çevresinde yüksek faizli kredi veren yahudiler yüzünden evlerin ipoteğe alınması ve haczedilmesi başladı. Bunun üzerine istanbul hükümeti tarafından Filistinde bulunan evlerin ipoteğe alınması ve hiç bir şekilde güvence olarak gösterilemeyeceği kanunu çıkarılmıştır.
(resim:#1)
Bunlarla uğraşırken , ingiltere, Fransa, Rusya ve bir çok ülke ile uğraşmış, onların atacağı adımlara önceden hamleler yaparak bir çok kez oyun bozmuştur. Kaynak ile gelip tartışmak isteyen olursa saatlerce bu hususta tartışabiliriz. Fakat bir insana toprak sattı demek , gerçek olması halinde onun hain olduğunu gösterir ki burası Müslümanlar için de kutsal olan Kudus ve çevresi ise hainlik had safhaya ulaşmıştır.
11 nisan 1909 da tel aviv kurulurken 27 nisan 1909 da Abdulhamid Han tahttan indirilecekti. Bunun ne anlama geldiğini açıklamayacağım.
Bu kadar iftiraya, yalan habere maruz kalan ve defalarca kez suikasta uğrayan ama kurtulan bir Osmanlı padişahıdır. Belgelerin kaynakları Birleşik Krallık gazetesi The Independent üzerinden alınmıştır.
zamanında dinsiz dedikleri , firavun dedikleri ama sırf atatürk ü sevmemek için ne yaptığından kendisi de habersiz islamcının uydurduğu kahramandır. beceriksiz, korkak birisidir. yüzlerce vatan evladını sırf tahtı için ya da yabancılar istedi diye asmıştır. lanetle anılması gerekirken içinde zerre şeref olmayanın oyuncağı olmuştır.
Kaybettirdikleri çok fazla. Bazı mimari eserleri kazandırdığı doğru. imar ve yardım çalışmaları güzel. Ne övülecek mükemmellikte ne de fazla gömülecek birisi. Sadece bir padişah. Kaybettirdiği zamanı ve toprakları daha iyi kullanabilir ve gerçekten efsane olabilirdi. Yavuz sekiz senede herkesin içinden geçmiş. Bi' Yavuz etmez. Zorlamayın!
bugün ikinci abdülhamid'i fetiş nesnesi hâline getirenler vardır ki bilâ kayd-ü şart ya süzme cahil ya doğrudan doğruya `türk düşmanıdırlar ki buna osmanlı düşmanlığı da dahildir.
Japon imparatoru Meiji ile aşağı yukarı aynı zamanda hüküm sürdü. Elinin altında devasa bir imparatorluğun tüm kaynakları vardı. Hepsini heder etti, sonraki yıkımın yolunu açtı.
Meiji'nin yaptıkları ise malum. Üstelik ok yay teknolojisinde bir devlet devralmıştı.
gayet talihsiz bir padişahtır .
batının gücünün zirvesinde olduğu
bir devirde bir şeyler yapmaya çalışmıştır .
osmanlı babil kulesi gibiydi.
abdülhamitin elindeki bütün malzeme de
on milyon türkten ibarettti .
osmanlı , japonya karşılaştırmasına gelince .....
* japonya dünyanın unuttuğu , kimsenin bilmediği bir ada ülkesidir .
* ingiltere gibi japonyaya da saldırmak kolay değildir .
* az sayıda koreli ve ainu hariç japonyada etnik azınlık yok .
* japonya, ingiltere tarafından rusyaya karşı desteklendi .
özellikle batılılar çini soyarken japonyayı yanlarına aldılar .
japonyanın böyle avantajları vardı ....
gelelim türkiyeye . abdülhamit devrildikten sonra
yerine geçenler de aynı duruma düşmüştür .
1936 yılnda kadar boğazlara türk askeri giremiyordu .
inönü devrinde de batının iyice eline düştük .
sayısız amerikan üsleri , ordumuzun nato - amerikan
kontrolüne girmesi ...
" bir hareket ne kadar zayıfsa , kendinden önceki iktidarla o kadar uğraşır ".
