milletimize faydası mı yoksa zararı mı dokunmuş hala tartışılan osmanlı padişahıdır. abdülhamid dönemi osmanlı tarihinde en çok tartışılan tarih kesitlerinden biridir.Hükümdarlığı batı teknolojisi ve medeniyetinin yükselişte olduğu döneme rast gelmesi nedeniyle bunalımlı bir dönemin içinde yer almıştır. Osmanlı'nın bu bunalımlı döneminin sorumluluğunu alması nedeniyle de kimilerine göre 'Ulu Hakan' kimilerine göre de 'kızıl sultan' olmuştur. Hakkında birçok fikir ayrılığı vardır ama herkesin birleştiği nokta günümüzün çoğu fikri ve siyasi oluşumunun temellerinin bu dönemde atıldığıdır.
gençlerin kafasına yanlış sokulan. hayin diye nitelendirilen osmanlı padişahı. nedense bütün tarih kitaplarında hayin diye anlatılır bu insan ama biraz araştırıldığında aslında öyle olmadığı anlaşılır ve akabinde o tarih kitabını yazan elleri s..mek ister insan. belki abdülhamid'in kullandığı araç kötü olabilir ama bu amacının da kötü olduğunu göstermez. kullanılan araç belki kötü görünebilir dışardan bakınca ama amaç iyiyse aracın niteliğinin bir manası kalmaz. sonuçta herşey iyi bir amaç için yapılmış olur. bu maksatla şunu anlatmak istiyorum, insanlar genelde abdülhamid'in kullandığı araçlara bakarak yorum yapmaktadır. ama o kendi milleti için en iyi sonucu sağlayacak aracı kullandı. bunun iyiliğini yada kötülüğü tartışmadı. sonuçta devletin çöküşünü yarım yüzyıl geciktirmiş ve elinden gelenin en iyisini yapmıştır. onun hakkında kötü düşünenlerede diycek bi' şeyim yok. tabi geçerli bir nedenleri varsa!!!!
üstün zekasıyla tanınan padişahımız.. devleti için çok çalışmış.hayattayken kıymeti bilinmemiş ama vefat ettiği gün ona karşı gelenler hatalarını anlamışlardır...
devletin devamı için temel değil geçici; devletin ömrünü sağlamlaştıracak değil ancak uzatabilecek önlemler alan,
ülke topraklarının bir bölümüne gereken önemi göstermeyen, sevabıyla, günahıyla gerileme devrinin en iyi padişahlarındandır sultan ikinci abdülhamid. birçok doğrular ve yanlışları olmuşsa da tahtı bırakması iyi mi olmuştur kötü mü orası tartışılır ancak şu da bir gerçektir ki kendisi ne fatih ve yavuz gibi ileri görüşlü, ne de dördüncü murad yahut genç osman gibi kudretlidir, yalnızca iyi niyeti ve sınırlı yetenekleriyle devleti olabildiğince iyi idare etmiştir.
sadece politika yaparak dağıldı-parçalandı denilen osmanlı devletinin ömrünü tahtta kaldığı 33 sene uzatan dahi siyaset adamı. bunu "denge siyaseti" izleyerek başarmıştır.
fatih'le, kanuni ile, yavuz'la karşılaştırmak oldukça zordur. çünkü abdülhamid ümitlerin bittiği zor bir dönemde tahta çıkmıştır.
hakkında girilen entrylere bakınca vay anasını be dedirten padişah.bir padişahın döneminde ülke hızla çözülecek, istibdat had safhaya ulaşacak, faili meçhul cinayetler, iftiralar tavan yapacak ve ona ulu diyeceksiniz. zamanında genel borçlar idaresinin kurulmasına engel olamamış, 93 harbinin mağlup zavallı padişahını alacaksınız ulu hakan yapacaksınız. tahtı kaybetme korkusuyla iyice paronayaklaşan, camilere kadar casuslar sokan, vatandaş üzerinde büyük bir baskı kuran; osmanlı imparatorluğunun en büyük aydınlarından mithat paşa'ya hayatı boyunca düşmanlık besleyen, sonunda "dedemi öldürdü" deyip iftira atan, sonra da boğdurtan zata methiyeler dizeceksiniz. insan olmayı başaramadan ulu olmayı başarmak da büyük zanaat hani. ha bir de bu adama ermiş, alim diyen insanımsılar var. ona hiç değinmeyelim. anlaşıldı kardeşim bu ülkenin hastalığı. allah, kitap, peygamber de gerisini boşver.işte tayyip erdoğan örneği. bu ülkede açtığı derin yaralar yıllar boyu canımızı yakacak. ama ne önemi var. adam islamı sahiplenmiş kardeşim gerisi yalan.
ikinci abdulhamid ne ulu sultandır, ne ermiş ne de başka bir şey. ikinci abdulhamid türk tarihinde bir geleneğin başlangıcıdır. dini duyguları sömürme ve bununla yaşama, ayakta kalma geleneğini yaratmış ve türkiye cumhuriyeti'nin en az 60 yılına bununla örnek teşkil etmiş büyük bir şansızlıktır. yüzde 48 ile iktidarını pekiştiren son iktidar da bu dersi iyi çalışmıştır.
en çok tartışma konusu olan padişahlardan biri.kendisinin çok ileri görüşlü olduğunu düşünenlerle tartışırken dış politikalarda batılı devletlere verdiği tavizleri ortaya sürdüğünüzde aldığınız cevabın ''o dönemin şartları'' olması da ilginçtir.hem ileri görüşlü diyeceksin, hem de o dönemin şartları diyeceksin.
(bkz: eksi oyu göze almış yazar)
gerileme döneminde resmi olarak en az toprak kaybının yaşandığı dönemlerden birine önderlik etmekle beraber tüm imparatorluk tarihinin en büyük fiili toprak kaybının da yaşandığı bir dönemdir kendisinin saltanatı; o bakımdan da oldukça ilginç bir padişahtır...
yıldız sarayındaki sürgününde kendisine yapılan iğrençlikler karşısında bile kendini değil sadece vatınını düşünmüş bir ulu hakan'dı o. yabancıların ona kızıl sultan demesi normal elbette çünkü zamanında onlara kök söktürmüştü.. enterasan olan kendi ülkesinin evlatlarının bazılarının da ona kızıl sultan diyebilmesi.
sırf mithat paşa için tunusu vermiş en başarısız zeki olmayan padişah, dünyadan haberi yoktur bu kişinin. avrupanın en iyi donanmalarında birini kafama bomba yağdırırlar diye yok etmiştir.93 harbinde ta istanbuldan savaşı yönettiği için kaybedilen savaşın da sorumlusudur. ayrıca her türlü gerici faaliyetinde baş aktörüdür.roman okumaktan anladığı polisiye romanların özetinini çıkartmaktır.memleket içinde herkesin birbirini ispiyonlaması usülünü kurmuştur.kuşkulu, vesveseli kişiliğe sahiptir.