bugün

''oniki sene evvel "ittihâd ve terakki" namıyle memleketimizde bir bid'at çıktı. selanik dönmeleriyle aslı nesli, mezhep ve meşrebi belirsiz ecnâsı muhtelife türedilerden mürekkep olan bu cemiyet; istibdadı kaldıracağız, meşrutiyet ve hürriyet getireceğiz, hükümet ahâlîye zulmetmeyecek, halk rahat edecek, devletlerin yanında kadrimiz, itibârımız yükselecek diye bizi aldattılar. o zamanki padişahımız sultan hamid'i de aldattılar. padişah ile millet baba evlât gibi birbirine ısınacak, yakacak dediler. arası çok geçmedi, iptida padişahı aldattıkları meydana çıktı. bir "otuzbir mart" desisesiyle sultan hamid'i bîgayrihak tahtından indirdiler ve sarayını bulgar eşkiyasıyla birlikte yağma ettiler. hatta bu eşkiya ile beraber harem-i hümâyûna kadar girerek oradaki muhadderât-ı muhteremenin üstünü başını aradılar, ziynetlerini soydular. otuz bu kadar sene makam-ı hilâfet ve saltanatta bulunmuş bir padişah-ı zîşânın kendine ve ailesine karşı reva gördükleri o hakaret bu denilenin nasıl cibiliyetsiz ve hayasız bir eşkiya çetesi olduklarını göstermişti; padişaha yaptıkları muameleden milletin başına neler getireceklerini anlamak güç bir şey değildi. fakat biz o zaman anlayamadık, cenâb-ı hak basiretimizi bağlamıştı.''

iskilipli atıf hoca
müslüman türk milletinin en büyük hakanlarındandır. mekanı cennet olsun.
(bkz: ulu hakan abdülhamit han)
(bkz: necip fazıl kısakürek)
cennetmekan felan değildir. memleketin anahtarını masonlara teslim etmiş, kendi de yunan zindanlarında it gibi esaret altında ölmüştür. Hiç bir şekilde müdahale etmeyip memleketin anahtarını teslim ettiği Alman güdümlü ittihatçı-masonlar toprakları oturan etnik gruplara peşkeş çekip efendilerinin yanına kaçmıştır.

Yönetim tarzı bugünkü hükümete çok benzer. Mithat PAşa hariç tek kişi öldürtmemiştir. KArşısında silahlı patır patır adam öldüren çeteler varken "bıçak kemiğe dayandı" " sabrımızı kimse test etmesin" siyaseti gütmüştür. Tam da ittihatçı masonların istediği gibi, bugünkü gibi. Korkusundan bunlara müdahale etmemiş, görevini savsaklamıştır. Siz bana dokunmayın ben de size dokunmayayım, al gülüm ver gülüm yapmıştır. Halbuki bunlara müdahale edecek gücü vardı, şansını hiç denememiştir. Yine de kaybedebilirdi ama şansını bile denememiştir. Sade Yıldız sarayını korumuştur.

Devletin bekası için kardeşini kestiren, babasına dalan fatihler, yavuzlar nerde bu nerdedir. Devlet adamlığı görevini kendi mevkisi için yerine getirmemiş, hareket ordusunu seyretmiş (kadir mısıroğlu bunun nedenini gördüğü bir rüyada kendisine görünen bir evliyanın müdahalenin yanlış olacağını söylemesi ile ve de Abdülhamidin mücadeleden yorgun düştüğü ile açıklar)

NE yapmış peki cennetmekan, sorsanız imparatorluğun dağılmasını geciktirmiş, bilançoya bakın bütün topraklar bunun müdahale etmediği adamlar tarafından elimizden çıkarılıyor.

Kimseyi öldürmedin de ne oldu? sana yine kızıl sultan dediler, dönemine istibdat dediler. Sayende 130 yıl oldu hala aynı numaraları yapabiliyorlar, kaddafi diktatör, esad diktatör vs. korkunun ecele faydası oldu mu? Olmadı, zamanında müdahale etmediğin adamlar seni sürgüne zindana gönderdi, kafan rahattı herhalde zindanda memleket parçalanırken.

Abdülhamid yaptıklarının hesabını şöyle özetliyor, ne ben bir Yavuz idim ne de halk yavuz'un zamnındaki halk idi. Bu kadar yapabildim. Hadi eyvallah. Bitti. Ulan Yavuz değil idiysen Yavuz gibi bir adamı iş başına geçirseydin. Şimdi düşünün Tayyip erdoğan pkk'yı seyrediyor, kck'yı seyrediyor, oslo'da eylem talimatı veren adamları seyrediyor, ülkedeki ajanları seyrediyor, sonra güneydoğu elimizden çıkarsa çıkıp diyor ki "ya ben bir yavuz değildim, sizde sürekli dizi maç seyrediyodunuz" naapalım oldu işte" dese aynı şeydir. Hadi eyvallah, geçmiş olsun.

Yılanın başı küçük iken seyretmiştir, bugün hala çektiğimiz yarı sömürge durumu sıkıntımızda önemli ihmalleri olan biridir.

Sonradan edit: Devletin başının ülkenin parçalanmasını geciktirmek diye bir misyonu, vizyonu olur mu? Bunu mu kendine hedef seçer.

Bunu başarı sayanlar şuna cevap versin. Ahmedinejad amerikaya yirmi sene daha bekleyin, bana dokunmayın yirmi sene sonra iran'ın anahtarını vereceğim dese (ya da Esad yapsa suriye için), Amerika beklemez mi? Şimdi onlar da ülkelerinin dağılmasını 20 sene geciktirmiş olurlar. Başarı mı bu? Elli senelik dilime bakılınca ise ülke satılmış, parçalanmış ve insanlar esirdir.

Abdülhamid kurtlarla al gülüm ver gülüm takılayım derken hem zamanı gelince devleti teslim etti, hem de son sekiz yılını esir olarak yaşadı, büyük padişahmış. Kurtlar kendisine şöyle ağasın böyle paşasın derken ayakta uyudu, geçinir giderim sandı, zamanı gelince kurtlar dişi geçirdiler. Tayyip beye ders olsun diyeceğim ama nerde.
belli bir kesim tarafından hiç sevilmeyip kızıl sultan olarak ilan edilmesine karşın osmanlı nın en zor zamanlarında tahta çıkmış buna rağmen ülkeyi gayet başarılı bir şekilde yönetmesiyle osmanlı nın yıkılmasını yıllar sonrasına erteleyebilmiştir. ülkenin iç sorunlarıyla , isyanlarla , bir yandan da osmanlı nın aleyhinde çalışan yabancı devletlerle , masonlarla , yahudilerle tek başına mücadele vermiş adeta kurtlarla dans etmiştir.

abdülhamid in öyle başarılı bir politika anlayışı vardı ki birçok tarih bilimciye göre eğer fatih sultan mehmet döneminde yaşamış ve ülkeyi yönetmiş olsaydı çok daha geniş sınırlara ulaşmış olabilirdi. kendinden sonra gelen nesiller için tam bir örnek insan ve yöneticiydi.

yahudiler kendilerine filistin topraklarını parayla vermedikleri için onu kızıl sultan ilan etmişlerdir. ama oranın yerli müslüman halkı ise abdülhamid i kahraman olarak görmüşlerdir. hatta onu bizden daha da çok severlerdir.
israil in kurulması için kendisine çok baskı yapılmış lakin kanla alınan toprakları kanla vermiştir.

atam! ruhun şad olsun.
hem idari, hem siyasi deha,
ulu hakan ve cennetmekan atamızdır.
...Büyük sultan huşu içinde ilâhi Huzur'a gidiyordu, Cenazesinde, o
zamana kadar hiç görülmemiş ölçüde büyük bir kalabalık vardı. Daha
doğrusu istanbul, tarihinde böylesi bir kalabalığı belki de görmemişti.
Dostu ve düşmanı, herkes cenazeye iştirak etmişti.
Saltanatı boyunca kendisine karşı amansızca muhalefet edenler, ona her
türlü iftirayı ve çirkinliği yakıştıranlar, en azından son bir pişmanlık ve
vicdan azabıyla cenazesine koşmuşlar ve hayattayken göstermedikleri
insanlık ve saygıyı, hiç olmazsa onu son ebedî yolculuğuna uğurlarken
gösterebilmeyi başarmışlardı. Bunlar arasında, elini yüzüne kapatarak
hıçkıra hıçkıra ağlayan Sadrazam Talat Paşa'nın hali içler açışıydı ve ibretlik
bir manzara olarak görülmeye fazlasıyla değerdi.

Nihayet, "gök sultan"ın naaşı, kılınan cenaze namazından sonra,
"saltanatı esnasında vefat etmiş bir hükümdar gibi" büyük bir merasim
eşliğinde Sultan Mahmud'un yanına (türbesine) defnedilecekti. *
kurduğu hafiyelik teşkilatıyla bugünkü mit'in temellerini atmıştır.
cihanın gelmiş geçmiş en kudretli, en zeki, en bilgili serdarı. osmanlı'nın yetiştirdiği en büyük yetenek, en iyi türk hükümdardır.
kurduğu istihbaratla kendisine suikaste yelteneni bile affedip hizmetine alıp avrupaya salmış kullanmıştır.
ingilterenin ispanya büyükelçisinin ulu hakana hizmet ettiği ölümüyle çekmecesinden çıkan mektuplardan anlaşılmıştır.
devletin doğusunu batısını aynı ilgi ve alakayla bir arada tutup siyaset dersi vermiştir.
icraatlerini okumak anlamak lazım
özellikle savaş kazanan tarihi kişiliklerin örnek olarak alındığı bu çağda siyaseti diplomasiyi görmek için.
adını, sanını duymadığın ülkelerde istihbaratçısı olan padişah.
ilk defa elektriği, gazı getiren, ilk modern eczanemizi açtıran,
• ilk otomobili getiren, 5 bin km kara yolunu yaptırtan,
• dünyanın ilk metrolarından birini karaköy-taksim arasına yaptıran, atlı ve elektrikli tramvaylar kuran,
• kudüs-yafa, ankara-istanbul ve hicaz demir yollarını yaptıran (haydarpaşa tren istasyonunu da tabi),
• istanbul’un binlerce fotoğrafını çektiren, arkeoloji müzeciliğini başlatan,
• chicago’daki turizm fuarına ülkemizi ilk kez sokan,
• kuduz aşısının bulunmasından sonra ülkemizin ilk kuduz hastanesini (istanbul darü’l-kelb tedavihanesi) açtıran,
• polisiye romanların ülkemize girişini sağlayan, (14 yıl içinde basılan 4000 kitaptan sadece 200 kadarı dinle ilgili idi..)
• okullara (hristiyan okulları dahil) gönderdiği emirde, türkçe’nin iyi öğretilmesini isteyen, azerbaycan okullarında türkçe yasağını kaldıran, paris’te islam külliyesi kuran!
• teselya savaşı sürerken saraylı hanımlara askerler için çamaşır diktiren de, hastaneleri ziyaret edip hastaların ihtiyaçlarını soran da, sarayın bahçesinde bile hastalara hizmet ettirten de!
• midilli adasını eşi fatma pesend hanım’ın şahsi mülkünden ısrarla verdiği para ile fransızlardan geri alanda o!
• israrla yerli kumaş giyen, hereke bez fabrikası ve feshaneyi kuran,
• ziraat bankasını kuran, ticaret, sanayi ve ziraat odalarını açtıran,
• yıldız çini fabrikasını, beykoz ve kağıthane kağıt fabrikalarını,
• toplu sünnet merasimleri yaptırıp her bir çocuğa çeyrek altın gönderen, bu yüzden yaz aylarında toplu sünnetleri moda eden,
• mezuniyet törenlerinde öğrencilere hediye kitap gönderen,
• yoksul halkına kendi cebinden ödeyerek kömür dağıtan,
• ermeni onnik’in mektubu üzerine kendi parasından takma bacak yaptırtan,
• biriktirdiği parasından bir kısmını her sene borç yüzünden hapse düşenleri kurtarmaya tahsis eden,
• modern matbaa makinelerini türkiye’ye getirten, ücretsiz kitap dağıttıran, 6 bin kitabın çevrilmesini sağlayan, beyazıt kütüphanesini kurup 30 bin kitap bağışlayan (10 bini el yazmasıdır),
• yabancı bilim adamı ve yazarlara nişanlar veren,
• her yıl 30 bin saksı satın alıp çiçek ektiren,
• bizim hekimbaşı çöplüğü dediğimiz yerde gül yetiştiriciliği yaptıran da (isparta’daki gül yetiştiriciliği de o’nun öncülüğünde başlamıştır),
• türkiye’nin birçok yerinde saat kuleleri yaptıranda o dur! (izmir,dolmabahçe..),
• hindistan, cava, afganistan, çin, malezya, endonezya, açe, zengibar, orta asya ve japonya ya elçiler ve din adamları gönderen,
• latin amerika ülkeleri ile diplomasiyi başlatan,
• yalova termal kaplıcalarını kurduran, terkos’un sularını istanbul’a taşıtan, bursa’nın bir köyünde bile çeşme yaptırabilen o dur, (sadece istanbul’a 40 çeşme yaptırmıştır),
• sarayında yaptırdığı tiyatroda oyunlar ve opera izleyen,
• sarayda müzik okulu kurduran, çocuklarına piyano çaldırtan, hatta sarayda kızlar bandosu oluşturan,
• kendi elleri ile yaptığı marangozluk eşyalarını hediye etmeyi seven,
• kendisine yapılan bombalı suikast de 26 kişinin ölmesine, 58 kişinin yaralanmasına rağmen ermeni katili affedip avrupa da hafiyelik yapmaya gönderen de o dur.
• doğu türkistan’a gönderdiği askeri yardım ile çinlilere karşı onları örgütleyen, çin'in göbeği pekin'de hamidiye üniversitesini kurdurtan da,
• beş vakit namazını aksatmadan kılan, hiçbir evrakı abdestsiz imzalamayan (hatta yere bile basmayan [yatağının dibinde teyemmüm tuğlası bulunduruyordu]),
• yeni gemiler alan, toplar(çanakkale savaşı’ndaki çoğu top), tüfekler getirten de!
• telefonu avrupa’dan 5 yıl sonra ülkemize getiren de o dur!
• kiliselere, sinagoglara yardım eden (hatta vatikan’da kilise yapılmasına bile yardım eden),
• peygamberimize, dinimize veya osmanlıya hakaret içeren oyunları kaldırtan (fransa-ingiltere-roma-abd) (bir piyes için bile alman imparatorunu devreye sokmuştur),
• abd’nin erzurum’da konsolosluk açmasını reddeden, izmir limanına izinsiz girmeye kalkan abd savaş gemisini top ateşine tutturan,
• istanbul boğazı için iki köprü projesi çizdiren (bir tanesi tam bu günkü fatih s.m.köprüsünün bulunduğu mevkidedir),
• darülaceze yaptırıp içine sinagog, kilise ve cami koyduran,
• çocuk hastanesi (şişli etfal [çocuklar] hastanesi) açtıran,
• kendisine “allah’ın belası”diyen namık kemal’i rodos ve sakız adası valiliklerine atayan, parasını cebinden ödediği yerde kabir yaptırtan,
• posta ve telgraf teşkilatını kurduran (sirkeci büyük postane binası..),
• abdülhamit ve abdülmecid (dünyanın ilk torpido atan denizaltısı) adında denizaltılarımızı taşkızak tersanesinde yaptırtan da (üstelik kendi cebinden..), o!
• ilkokulu zorunlu tutan (kız ve erkeklere), ilk kız okullarını açtıran, 15 tane okulda karma eğitime ilk defa geçen,
• öğretmen yetiştirmek için okullar yaptıran (32 tane) (ör.şimdiki adı ile bursa çelebi mehmet okulu), kız öğretmen okullu açan (daarül malumat),
• cami yaptırdığı her köyde birde ilkokul yaptıran (mesela sadece sivas’taki ilkokul sayısı 1637), okuma yazma oranının 5 kat arttıran, (1900 yılında ilkokul sayısı 29.130’u bulmuştu, sadece anadolu’da 14 bin ilkokul vardı)
• orta okul (rüşdiye)sayısı 619’a çıktı, fransızca dersleri konuldu,
• lise eğitimi için idadiler açan (109 tane), (istanbul erkek-kabataş lisesi..)
• istanbul’da darülfünün (üniversite) açan, dünyanın ilk dişçilik okulunu kuran,
• ayrıca deniz mühendis okulu, askeri tıp okulu (gata’nın atası), kuleli askeri okulu, mekteb-i harbiyeler (harp okulları yani) ,askeri baytar okulu, kurmay okulu, mekteb-i mülkiye (siyasal bilgiler fak.), mekteb-i tıbbıye-i (marmara ünv.tıp fak.), mekteb-i hukuk, ziraat ve baytar mektebi, hendese-i mülkiye (yüksek mühendis okulu), daarül muallim-i adliye (yüksek adalet okulu), maliye-i mekteb-i ali (yüksek ticaret okulu), ticaret-i bahriye (deniz ticaret okulu), sanayi-i nefise mektebi (güzel sanatlar fak.), hamidiye ticaret mektebi (iktisadi ve ticari ilimler akademisi), aşiret mektebi (osmanlılık fikrini yaymak için), bursa’da ipekböcekçiliği okulu, dilsiz ve âmâ okulu, bağcılık ve aşıcılık okulu, orman ve madencilik okulu, polis okulu onun tarafından kurulmuştur.
• unutmadan bide ankara’da çoban okulu var..

taniyamadiniz mi?

hani neredeyse bütün sözde aydınların sövdüğü, öğretmenlerimizin kendi ideolojik yaklaşımı ile anlattığı, baskı yapıyor diyerek, o dönemin şartlarını bile düşünmekten aciz olan insanların sevmediği.. (neden kimse 1925’deki takrir-i sükun kanununu ile bütün muhaliflerin susturulduğunu düşünmez? bu dönemde hükümet veya mahkeme kararıyla pek çok yayın organı kapatıldı, özellikle sağ yayınlar tamamen yeraltına itilmişti. ya da ismet inönü döneminde 44 gazete kapama emri verildiğini. yakub kadri’nin “ismet paşa bir polis devleti kurdu dediğini.”

düşünmeyiz; çünkü o kişilere karşı körü körüne yargılarımız yoktur, at gözlüğü ile değil o dönemin şartlarına göre bakarız tarihe.
ingilizlerin oyunu, ittihatçıların tertibi ile “din elden gidiyor!” gibi komik bir gerekçe ile 31 mart vakasına maruz bırakılan,
1895-96’da doğu anadolu’da ermeniler tarafından kurulmak istenen devleti, hamidiye alayları ile bastıran, bu sebeple fransız tarihçi tarafından kızıl sultan diye isimlendirilen, abdulhamid'dir
ittihat ve terakkiciler tarafından değeri sonradan anlaşılan osmanlı padişahı. güttüğü denge politikası ve casusluk politikalarıyla uzatmaları oynayan osmanlı devletini ayakta tutmayı başarmıştır.
osmanlı imparatorluğunun en bahtsız ama en ilerici, en kültürlü ve en vatan sever devlet başkanı.
Okulların açılmasını teşvik etmesi ve ilk defa kızlar için okul açtıran padişah olması nedeniyle bile takdiri sonuna kadar hak eden padişahtır. Türkiye abdülhamid dönemindeki okullaşma seviyesine ancak 1950lerde geri dönebilmiştir, zeki bir padişahtır ve bir o kadar anlaması güçtür de. Ama iyi bir siyaset adamı olduğu şüphe götürmez gerçektir. Kendisine kızıl sultan denmesi bir karalama kampanyasıdır. Ermeni isyanlarını bastırmasından ötürü kendisine bu lakap takılmıştır, yoksa kendine suikast girişiminde bulunanları bile affetmiş bir padişahtır, ittihat ve terakki ile de arası çok iyi değildir, hem iç sorunlarla hem dış sorunlarla mücadele etmiş, denge politikasının hakkını vermiştir. Donanmayı pasif hale getirmesi ve haliç'te bekletmesi de tartışmaya açık olmakla birlikte verdiği yanlış kararlardan biridir. Neticede ne beyaz ne siyah bir adamdır gridir evet ama bana kalırsa grinin beyaza yakın tonlarından biridir.
''Sultan Hamid'e malik ü memlûk olan bu halk,
Hiçbir zamanda behyemez reh-ber-i diğer.''

Abdülhak Hamid
vatan haini olmayan kimseye eziyet etmemiş büyük hükümdar.
şanlı kahraman, şanlı padişah.

"tarihler ismini andığı zaman,
sana hak verecek ey koca sultan!
bizdik utanmadan iftira atan,
asrın en siyasi padişahına."
(rıza tevfik)

kabri aksaray'dan beyazıt'â doğru çıkarken sol tarafta, çemberlitaş ismiyle maruf semtte bulunmaktadır. dedesi sultan 2. mahmut, amcazadesi sultan abdülaziz han ile birlikte aynı kubbe altında medfundur. (rahmetullahi aleyh)
(bkz: osmanlı heyetinin çin e gitmesi)
Adına tevfik fikret ve mehmet akif tarafından şiirler yazılıp eleştiriler yüklenirken aynı kişiler tarafından adına özürler dilenmiş adamdır.

(bkz: gelen gideni aratır mantığı)
(bkz: kötü örnek örnek olamaz)
ne bir kesimin abarttığı kadar yüksek kabiliyette bir padişahtı nede bir kesimin aşağıladığı gibi yobaz,bağnaz bir padişahtı.

osmanlının son 200 yılındaki 2.mahmud ile birlikte en donanımlı 2 padişahından biriydi.

yegane amacı hızla eriyen osmanlıyı kurtarabilmekti.

bazı yobazların iddia ettiği 1 karış toprağını bile vermedi mealindeki söylemler palavradır.geldiğinin 2.yılında 93 harbi yaşanmış ve osmanlı topraklarının 5'te 1'ini kaybetmiştir.zira ruslar istanbul yeşilköye kadar gelmişlerdi.ingiltere ve fransaya verilen rüşvetler karşılığında daha fazla toprak kaybı yine bu ülkelerin engellemesi sayesinde önlenmiştir.kıbrıs bu işin rüşvetlerinden biridir.

bazı gerzeklerin iddia ettiği gibi abdülhamid gerici yobaz bir adam da değildi.yobazları kudurtacak ama içki içerdi mesela.çağdaş bir adamdı sanata meraklıydı.

ümmetçi akımın peşinden gitti çünkü osmanlıyı bu şekilde ayakta tutabileceğini sanıyordu.yani osmanlıyı kurtarabilmek için bulduğu formül buydu.ama tutmadı.formülü fos çıktı.hala ümmetçi zihniyette olan arkadaşlara da bu gerçeği hatırlatırım.

abdülhamidin bu ümmetçilik formülü kendisi hakkındaki malum olumsuz algının nedeni belliki.
ama belirttiğim üzere abdülhamit gerici bağnaz bir adam değildi aydındı üstelik genel anlamda osmanlının daha erken dağılmasını da önlemiştir.ama yobaz cenahın iddia ettiği kadar da muazzam işler yapmış filan değildir.dağılmayı geciktirme konusu tamamen devlet yönetimini müsriflikten uzaklaştırması ve dönem itibariyle birden fazla kutubun oluşmaya başladığı yeni dünya düzenini doğru okumasıydı.

ama belirttiğim üzere osmanlıyı bir arada tutabilmek için peşinden gittği formül başarısız oldu.emperyalizmin arapları osmanlıdan koparma çabasını önleyemedi bu formül.zira fransız ihtilalinin yaktığı ateş artık söndürülemez boyuttaydı.milliyetçilik akımlarının karşısında hiçbir din hiçbir inanç duramazdı.duramadı da.
(bkz: sultan ikinci abdulhamid)
torunlarının anlattığına göre içki içermiş. abdülhamid in abdestsiz dolaşmadığını, evliya olduğunu iddia edenlerin iyi idrak etmesi gerekir.
31 mart olayını bastıran grub tarafından tahtan indirilmiştir.