"Yabancı devletler kendi emellerine hizmet edecek kimseleri vezir ve sadrazam mertebesine kadar çıkarabilmişlerse, devlet emniyet içinde olamazdı. Doğrudan doğruya şahsıma bağlı bir istihbarat Teşkilâtı kurmaya, bu düşünce ile karar verdim. işte düşmanlarımın Jurnalcilik dedikleri teşkilât budur." bu sözlerle yıldız istihbarat teşkilatını kurma nedenini açıklamıştır, ileri görüşlüdür.
tarih boyunca en fazla iftiraya uğrayan ve en yetenekli yöneticilerden biridir. kudüs'ü yahudilere satmaması, petrol bölgelerini hükümdarın özel arazisi ilan etmesi, sürdürdüğü denge politikası, kurduğu istihbarat teşkilatının muazzam çalışmalarıyla hayranlığımı kazanmıştır. eğer yükselme devrinde gelseydi çok iyi işler yapabilirdi denir.
tarih yazanların büyük çoğunluğu kaybedenleri sevmez, Abdülhamit elinde imkan olsa belki gerçek ulu hakan olurdu ama artık çökmekte olan bir imparatorluk devraldı, batmakta olan gemiyi tekrar yüzdüremesede karaya oturtup denizin dibini boylamasını önledi kimine göre. kimine görede ileri görüşlü değil günü kurtarma politikaları yürüttü. daha pek çok nesil hakkında olumlu olumsuz atıp tutacaktır.
osmanlının yıkılacağını öngörmüş olması da muhtemeldir. yapmaya çalıştığı yalnızca tıpkı oyun teorisindeki gibi kendi en iyi hamlelerini bulmaktı. yoksa falanca yerin öşürüyle telgraf, filanca şirkete imtiyaz ile demiryolunu yapmak ile devletin kurtulmayacağını biliyor olmalıydı. tabi aklında olup da, daha doğrusu öyle söylenen, hayata geçiremediği bazı icraatler de vardır, başkenti şam'a taşımak gibi. en azından kendisinin padişahlıktan uzaklaştırılmasından sonraki dönemde devletin akıbetini tahmin etmiş olması muhtemeldir.