ikinci abdülhamid han ın ölümünün senei devriyesi

entry6 galeri1
    6.
  1. Tarih cehaleti böyle bir şey işte. Sen o kadar iş başarmış atalarını sayma, tüm derdin 2.abdülhamit olsun.

    Demiyor ki Abdülhamid sikimizde değil. Biz onu kullanıp ona karşı olanlarla savaşma niyetindeyiz diye.

    Diyemez çünkü yemez.

    Sizin derdiniz abdülhamid değil. Sizin derdiniz cumhuriyet.

    Zaten cumhuriyeti sindirebilecek bir insanlığa, şerefe, haysiyete sahip değilsiniz. Mide bulantınız ondan.
    1 ...
  2. 5.
  3. abdülhamid han'ın ölümü mü?
    seneyi devriyesi mi?

    neler saçmalıyorsunuz? sanki abdülhamid normal bir şekilde vefat etmiş gibi?

    abdülhamid han'ı idam etti kafirler, abdülhamid han'ın şehadetinin 103. yılı diyeceksiniz.

    bakın reisimiz anlatıyor abdülhamid han'ın idam edilişini.
    https://streamable.com/87r8xt

    siz şimdi reise yalancı mı diyorsunuz.

    yersiz ve milsiz herifler.
    6 ...
  4. 4.
  5. Bugün, Başımızın tacı Cennet mekan sultanımız Abdülhamid hanımızın vefatının senei devriyesidir. Çokça özlendiniz sultanım.

    Sultan ikinci Abdülhamid Hân'ın Necip Fazıl Kısakürek'in hazırlamış olduğu "Ulu Hakan ikinci Abdülhamid Han" adlı kitabında geçen ve gönülleri titreten duası:

    Allahım helal etmiyorum!

    Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum!

    Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili'nin (SalAllahu Aleyhi ve Sellem) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem!

    Allahım! Mukaddes isimlerine kurban olduğum Allahım!

    Ya Âdil!

    Bana "Kızıl Sultan" adını takan ve devrilmem için ellerinden geleni yapan Ermenileri, şimdi beni devirenlere parçalatıyorsun!
    Bu cellatları da, kim bilir, kimlere parçalatacaksın?..

    Fakat yâ Rahman!..

    Adaletinle tecelli edersen hepimiz kül oluruz!

    Bize acı!

    Resûlünün, Sevgilinin, Kainatın Efendisinin nurunu kaydeder gibi olduğu için bu hale gelen millete, rahmetinle, fazlınla, lütfunla tecelli et!

    Yâ Kâdir!

    Kundaktaki yavruyu gagasına almış, kaçıran leş kuşunu düşürüp çocuğu kurtarmak ancak senin kudretine sığabilir. Leş kuşlarının gagasında kundak çocuğuna dönen milletimi kurtar Allahım!

    Ya Ma'bud !..

    Ömrümde tek vakit farz namazı kaçırdığımı hatırlamıyorum!
    Ama tek vakit namazım olduğunu iddiaya da nefsimde kuvvet bulamıyorum!..
    Huzurunda eğileceğime kaskatı kalıyorum ve duada ruh teslim edeceğime yatağımda kıvranıyorum! Sana kulluk gösteremeyen bu kulunu affet Allahım!Eğer, yılları tesbih dizisince süren hükümdarlığımda Seni bir kere anabildim, Resûlüne bir an bağlanabildimse, duamı, o bir kere ve bir an yüzü suyu hürmetine kabul et!

    Yâ Sübhan!

    Şu titrek elleri, Kıyamet gününde sana "Ümmetim, ümmetim!" diye yalvaracak olan Habibinin eteğinde, şimdi "Milletim, milletim!"diye dilenen bu ihtiyarın duasını geri çevirme! Milletimi evvelâ "Ba'sü ba'de'l-mevtsiz" bir ölümle yok etmeye götüren sahte kurtarıcılar ve sahte kurtuluşlardan kurtar; ve ona bir gün gelecek kurtarıcıları, gerçek kurtuluşu nasib eyle!..

    Benim artık bu dünya gözüyle görebileceğim hiçbir saadet ümidim kalmadı.

    Bari felâketi olsun bana daha fazla gösterme Allahım!

    Ayakta duramaz, haldeyim!

    Vadem ne gün dolacak Allahım?..
    0 ...
  6. 3.
  7. kimi cahilin, süleyman nazif'in yazdığı abdülhamit'in sahte anılarından alıntılar yapmasına vesile olan ölüm yıldönümüdür.

    bir kere o anıların sahte olduğu ve kimin kaleminden çıktığı kesinlikle ispatlanmıştır.

    ikincisi, abdülhamit'in anılarına sarılanlar öyle cahillerdir ki, osmanlı padişahlarını, peşlerinden koştukları, dertlerini muhtarlara filan anlatmaya çalışan sokak politikacılarından sanırlar!..

    ey cahiller, düşmüş vahdettin dahil, hiçbir osmanlı padişahı hatırat yazmamıştır. zira onlar için iktidarlarının temeli osmanlı soyundan gelmeleridir. hiçbiri avamı kafakola almak için sokak politikacısı ağzıyla dert anlatmaya tenezzül etmemişlerdir.

    şunların haline bir bakın!.. padişahları kahve sandalyesi üstünde nutuk atan politikacılardan sanıyorlar! öyle cahilsiniz ki keşke ölseniz!..
    4 ...
  8. 2.
  9. Nerdesin şevketlim, sultan hamid han?
    Feryâdım varır mı bârigâhına?
    Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
    Şu nankör milletin bak günâhına.

    Tahkire yeltenen tac-ü tahtını,
    Denedi bu millet kara bahtını;
    Sınad-ı sillenin nerm ve sahtını,
    Rahmet et sultanım suz-i âhına.

    Târihler ismini andığı zaman,
    Sana hak verecek, ey koca sultan;
    Bizdik utanmadan iftira atan,
    Asrın en siyâsî padişâhına.

    "Pâdişah hem zâlim, hem deli' dedik,
    ihtilâle kıyam etmeli dedik;
    Şeytan ne dediyse, biz 'belî' dedik;
    Çalıştık fitnenin intibahına.

    Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
    Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
    Sade deli değil, edepsizmişiz.
    Tükürdük atalar kıblegâhına.

    Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
    Bir sürü türedi, girdi meydana.
    Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
    Yuh olsun bunların ham ervâhına!

    Bunlar halkı didik didik ettiler,
    Katliâma kadar sürüp gittiler.
    Saçak öpmeyenler, secde ettiler.
    Bir asi zabitin pis külâhına.

    Bugün varsa yoksa ..............,
    Şöhretinde herkes fuzuli dellal;
    Âlem-i mânâ'dan bak da ibret al,
    Uğursuz taliin şu gümrâhına.

    Haddi yok, açlıkla derde girenin,
    Sehpâ-yı kazâya boyun verenin.
    Lânetle anılan cebâbirenin
    Bu, rahmet okuttu en küstâhına.

    Çok kişiye şimdi vatan mezardır,
    Herkesin belâdan nasîbi vardır,
    Selâmetle eren pek bahtiyardır,
    Bu şeb-i yeldânın şen sabahına.

    Milliyet dâvâsı fıska büründü,
    Ridâ-yı diyânet yerde süründü,
    Türkün ruhu zorla âsi göründü,
    Hem peygamberine, hem Allâh'ına.

    Sen hafiyelerle dem sürdün ancak,
    Bunlar her tarafa kurdu salıncak;
    Eli,yüzü kanlı bir sürü alçak,
    Kemend attı dehrin mihr-u mahına.

    Bu itler nedense bana salmadı,
    Bahalıydı başım kimse almadı,
    Seyrandan başkaca iş de kalmadı;
    Gurbet ellerinin bu seyyahına.

    Hoş oldu cilvesi Cumhuriyetin,
    Tadı kalmamıştı Meşrutiyetin,
    Deccal'a dil çalan böyle milletin,
    Bundan başka çare yok ıslahına.

    Lâkin sen sultânım gavs-ı ekbersin
    Âhiretten bile himmet eylersin,
    Çok çekti şu millet murada ersin
    Şefâat kıl şâhım mededhâhına.

    Rıza Tevfik BÖLÜKBAŞI

    mekanı cennet olsun.
    6 ...
  10. 1.
  11. Doğum: 22 Eylül 1842, Topkapı Sarayı, istanbul
    Ölüm: 10 Şubat 1918, Beylerbeyi, istanbul
    Defin tarihi ve yeri: II. Mahmud Türbesi, istanbul
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/969867/+
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük