önceden beri tembih edilir büyükler tarafından, bak oğlum, bak kızım yalan söyleme, sonra alışkanlık haline gelir falan felan diye. siz cocuksunuzdur o günlerde, pek anlamazsınız. fakat aklınızın ucunda bir yere yerleşir yinede o.
büyükler diyorsa vardır bir bildikleri. mutlaka bir kapıya cıkıyordur sonucu. ki bunuda simdilerde yaşayarak farkediyoruz.
meğerse birilerinin, annesi babası ninesi dedesi amcası dayısı, onlara bak cocugum yalan söyleme, yalan kötüdür. alışkanlık yapar, hayatını zindan eder dememiş. dememiş ki artık günümüzün ikili ilişkilerinde yalanlar zirvelere oynuyor, hatta kimi zaman aşkın yerini dahi dolduruyor.
ikili ilişkilerde bir tarafın daha cok değer vermesi, ilgilenmesi, diğer kişinin mecazi anlamda fazla üzerine düşmesi nasıl tez ayrılık getirirse, yine bir kişinin yalan söylediginin kokusunun alınması da aynı sekilde etz ayrılık getiriyor.
ayrıca günümüz ilişkilerinde de bu yalanları söyleyen insanlardaki rahatlık, başka kimselerde görülmedi sanırım. cünkü yalanını, ilk önce kendini inandırarak oluşturuyor bu kişiler. bu şekilde hem kendisi de iyi bir bok yaptıgını düşünüyor.
bu konuda bencilliğinde büyük bir önemi vardır tabi.