Bencillik. Hayatınıza giren kisi sanki tek amacı sizi mutlu etmekmis gibi davranmasını beklemek ve onun da bir hayatı olduğunu unutmak.
Evlilikteyse sadece kendi mutluluğu icin yasamak ve hayatı öyle sekillendirmek.
bu ciddi anlamda pek göz önünde bulundurulmayan bir sorun. insanlar birbirleri ile iletişimde pratik bir takım düşünceleri ifadeye dökmekte sıkıntı çekmez. "şu elmayı bana verir misin?" cümlesini hiç kimse yanlış anlamaz. fakat daha olgusal olmayan ve derin hususlarda iletişim; aynı olay, durum ve yaşantının iki taraf için de yaşanmış veya yaşanması mümkün olan şey olmadığında anlamlandırılamadan kulaktan alınır ve işlenmemiş, çözümlenmemiş bir biçimde bir yerde durur.
buna kültürel düzey, tecrübeler, geçmiş ve kaygılar etki eder. aynı veya mümkün deneyim ve imkanlar olmadığında iletişim denilen şey sadece birbirinden kopuk halkalar gibi ortada durur.
bu yüzden sevgi, aşk, minnet vb. şeyler sizi bir yere götürür fakat asla yolda kalmanızı veya yolu tamamlamanızı sağlayamaz. arkadaşlarınızdan sevgililerinize kadar herkesi -her ne kadar acımasız olsa da- kendi zeka, kültür düzeyinize ve deneyimlerinize göre seçmelisiniz. belki siz her zaman anlayan olursunuz ama karşınızdaki için bu mümkün olmayacaktır.
anlamak ve anlatmak vardır fakat anlamasını sağlamak diye bir şey yoktur.
iletişim kurmaya çalışmak yerine beni anlasın tavrına bürünmek. ama öyle bir dünya yok işte. kimse sizin ablak suratınıza bakıp ne istediğinizi anlamak zorunda değil.