karın tokluğuna oynamak istememiş futbolcudur. futbol gibi kısa süreli ve yarın sakatlansan bitebilecek bir meslekte iki kuruşun bile önemi büyüktür. gördük o üç büyüklerin sakatlanıp giden futbolculara gösterdikleri vefasızlıkları.
eli bollaşan kulüp nasıl "alın abura goyem herkese %40 zam" demiyorsa, eli darlaşan kulüp de "abura goyem dardayız, %30 indirim yapacaz herkeste" dememeli, dese bile futbolcu bunu kabul etmediğinde artistlik yapmamalı, hele hele o kulübün taraftarı anlaşmaya varmayan futbolcuya "kişiliksiz" dememeli.
lan göt!* çalıştığın yerde patron "al sana maaşının 2/3'ü, dardayız da bu aralar" dese parayı alıp götünü mü dönersin, yoksa daha fazla kazanabileceğin başka bir işletmeye mi geçersin? sokayım futbol anlayışınıza.
hakkını arayan futbolcudur. o iki kuruş dediğin şey de muhtemelen birkaç yüz bin eurodur, sen hayatında o parayı bi arada gördün mü, acaba ölünceye kadar görebilecek misin. babamın oğlu mu o klüp, ben yarın sakatlansam kim benim kapımı çalacak, sen taraftar olarak cebinden iki kuruş para mı vereceksin.. koskoca klüp o futbolcuyla sözleşmeyi imzalarken düşünecektin derler adama.
futbolcunun gerekeni yapmasıdır. adamın mesleği futbolculuk. daha iyi şartları sunan yerde çalışmak istemesi gayet normal. takıma her geleni 'beşiktaşın çocuğu' ilan edip sonra takımdan ayrılanları kişiliksiz ilan eden insan söylemidir aynı zamanda.
beşiktaşın düştüğü acıklı durumun göstergesidir. artık öyle bir haldeler ki, parasını isteyene kişiliksiz, indirim yapana beşiktaşın çocuğu muamelesi yapılıyor, demek para böyle bişey, eğer paran yoksa bu kadar komik duruma düşebiliyor bir takım.