antalyadan istanbula koşarak gelmiyor bu mandalina, sonra devrilip sokaga saçılan mandalinalarin parasida o fiyatin icinde. sonra pazarda markette satılmayıp çöpe atilanlarin parasida dahil, depolama maliyeti de var. pazardaki adam kira veriyor belediyeye yer parasida mandalinanın fiyatina dahil.
sen gitsen, toplasan getirsen 80 kuruşa satar hemde kar edip eve ekmek de götürürdüm diyorsan durma başla. toptanciların krali olursun.
belki tüccarlar çiftçilere kırabildikleri kadar fiyat kırıyordur. belki hepsi anlaşmıştır. belki hatta ortada düzgün tüccar kalmamıştır. belki yol maliyetleri yüksektir, işin içine bir de pazarcı girer. gibi gibi...
iyice oglunlasan mandalinalar kendilerini dallardan yere bırakıyorlar. Sonra sora sora istanbul'a geliyorlar, orada bir hale uğruyorlar önce kimin ne eksiği var öğreniyorlar sonra da bizim mahalledeki marketin kasaya geliyorlar. Hatta kendi kendilerini satiyorlar. Gel vatandaş gel 75 kurusum. Ne abi? Yarım kilo mu? Yarım yetmez abi 1 liralık yapayım Mı? Tamam abi ne kızıyorsun.
Hadi çocuklar girin posede.
Oha posede bile kendileri giriyor. Kasada kendi kendilerini tartiyorlar. Bir tane de benden olsun abicim.
Müşteri: ya butun bu işi mandalinalar yapıyor biz üreticiye neden para veriyoruz abiiiiğ bedavaya yemeliyiz bence yhaaa
Edit: arkadaşlar bişi buldum bence yediğimiz her mandalina için para almalıyız.
Sözlükte emek-üretici ilişkisini ve pazar ekonomisini anlamamış ne kadar çok gereksiz olduğunu ifşa eden başlık.
Not: ulan yaprağaaam. Üretici naranciye bahçelerine ömrünü verir.
Yaz demezler kış demezler ha babam de babam ağaç ağaç değil dal dal emek harcarlar. Yok tüccarmış, yok mazotmuş, yok nakliyeymiş, yok üçüncü elmiş deyip yamyamların pazar ekonomisi dediği bu sömürü ve soygun düzeninden memnun ne kadar çok dallama varmış.
Mersinde pazarcılar direk üreticiden ürünü alır ve tüketiciye ürünü direk ulaştırır. Şu an mandalinanın hası pazarda 2 tl. Döküntüsü 1,5 tl.