iki dil bir bavul

entry93 galeri17 video1
    43.
  1. şerif gören 'in kalite işi kurbağalar misali belgesel havası solutan, amatör ruh haliyle bölgenin olağan yapısına naturel bakmamıza sebep olmuş yakın zamanın iyi filmlerinden. filmde belgesel niteliğindeki bölgesel yapı analizi kadar, kimlik vasfı içinde kültürel bir paylaşım aracı olarak dil-iletişim parelelliği/ mühimliği masaya yatırılıyor. film yalın halde akıp giderken akıllara takılanlar: çabalayan geldiği yere dair ummadığıyla karşılaşan öğretmen, çocuklar için yabancı dilden farksız olan türkçe ve filmin sonu itibariyle de yaşadıkları coğrafya icabı özlerine sadık kalmaları dikkat çekenler. tabi zilkif'e ayrı paragraf açılmalı sanırım. ondaki öğrenme isteği ve mimikler aynı zamanda samimiyet timsali... yazın formaliteden kitap okuyacağım demeyecek kadar art niyetsiz.
    filmin amatör ruh hali yer yer batsa da genel olarak filmi istediğini veren yapıda bulduğumu ifadeleyeyim. iş, demek ki göründüğü kadar kolay değil dedirtiyor film. ve bunu zorlamadan yapıyor. kasmadan, sıkmadan...
    edit: yıldırım türker ve nuri bilge ceylan referansı da işin ekstrası.
    10 üzerinden 7.5!
    1 ...
  2. 42.
  3. 2009 yapımı, bol ödüllü belgesel.
    16. Adana Altın Koza Film Festivali'nde SiYAD ve Yılmaz Güney Ödülü'nü kazanan film için Nuri Bilge Ceylan 'mutlaka izlenmesi gereken bir film' diyor... Haklı da.

    Bir Kürt köyüne gidiyoruz, yokluğun ıssızlığın gölgesinde açılıyor film. Denizlili Emre Aydın yeni mezun bir ilkokul öğretmeni... Bu unutulmuş köye düşüyor yolu, biz de onunla beraber yola koyuluyoruz. bazılarının yaptığı gibi sadece bir öğretmenin çektikleri olarak bakılmamalı bu filme; Kürt çocuklarının yaşadıklarını gözlemledim ben; çünkü bunlar gerçek, hayat kadar gerçek... ayrıca görülüyor ki Dil kültürün aynasıdır! Çocuklar dünyayı Kürtçe penceresinden algılarken, Emre dünyayı başka bir dille anlıyor...

    Ve eğer hala izlemeyen varsa, bu belgesele bir şans verilmeli diyorum.
    0 ...
  4. 41.
  5. Türk sinemasının "Plan Sekans"ı keşfettikten sonraki keşfi olan "belgesel ve kurmaca arası" türünde! bir yerlerde bulunan, ne tam belgesel ne de tam kurmaca olan film.
    0 ...
  6. 40.
  7. içerisinde hiç müzik unsuru bulundurmamasına karşılık en iyi müzik ödülünü alan, türkiye nin gerçeklerini anlatan , şirin bir film.filmdeki şirinlik oynayan sevimli veletlerden kaynaklanıyor.içinde hiç tanınmış, daha doğrusu benim tanıdığım bir oyuncu olmasada beğenerek izledim.katıldığı bir çok festivalde ödüller toplamıştır.lakin film bazı bünyelerde değişik algılanabiliyor.bu fikre ,bu konuda tartıştığım arkadaşımın filmden ana dilde eğitim konusunu anladığını söylemesiyle kapıldım.izlenilmesi gereken bir film.
    0 ...
  8. 39.
  9. o tertemiz yüzlerin bu memlekete, bu memleketin o tertemiz yüzlere ihtiyacı var.

    bana bunu anlattı film...

    önemli olan ne ırk, ne dil, ne din. önemli olan bu vatanın hepimizin olması.
    2 ...
  10. 38.
  11. --spoiler--

    Dersimiz Türkçe, kitaba Kürtçe yazıyor ya.

    --spoiler--
    0 ...
  12. 37.
  13. her yerin, herkese paris olmadıgını anlatan filmdir.
    0 ...
  14. 36.
  15. filmin herhangi bir yerinde müzik geçmemesine rağmen, bayındırlık bakanlığının düzenlediği bir ödül töreninde en iyi film müziği ödülü alan film.
    0 ...
  16. 35.
  17. bizim çocuğumuz okulda ne öğreniyor? türkçe. o halde gördün mü çocuğun ana dili kürtçe! gibi yüzeysel bir anadil açılımı getirmiş yapımdır. izledikten sonra tek mesajın "ana dilde eğitim haktır" gibi dandik bir çıkarsama yapan izleyicilerin olması şaşırtıcı değil. ama bir allahın kuluda desin ki o kadar ilgislizlikte ana dilde eğitim yapsanız ne fayda? evde son model televizyonu müzik seti var ancak çocugunun ayağında ayakkabı yok. işte süper ilgili anne baba nın evladına ana dilinde eğitim versen ne olacak? uzay mühendisi mi çıkacak bu çocuk. eğitim sisteminde bir hata olduğu belli ancak milli eğitim diyorsanız adına tabiki tek dilde olacaktır. ne var ki yıllardır o bölgenin dilini kültürünü bilmeyen öğretmen atamanın da bir mantığı yok. öğretmen öğrencilerini anlamıyor, öğrenciler öğretmenlerini. zaten bir yerden sonra öğretmen çıldıracak gibi oluyor, telefon konuşmalarında veryansında da bulunuyor. horoz emrenin yıl sonu gidiş hızı, geri dönmeyecekmiş gibi oldu. hızlı bir final çok hoş değildi. son tahlilde izlediğimiz 70 dakikalık doğu turu tadında bir belgeseldir...
    4 ...
  18. 34.
  19. ilkokulda yabancı dil eğitimi yada ilkokulda yabancı dilde eğitim.
    0 ...
  20. 33.
  21. iki Dil Bir Bavul üniversiteden yeni mezun olmuş Şanlıurfa'nın bir Kürt köyüne atanmış Türk öğretmenin bir yılını, onun okula yeni başlayan ve Türkçe bilmeyen çocuklarla yaşadıklarını anlatır. Bir yıl boyunca öğretmenin farklı bir topluluk ve kültür içindeki yalnızlığına, çocuklar ve köylülerle yaşadığı iletişim problemine, aynı zamanda binbir güçlükle okumak için çabalayan doğu öğrencilerinin yaşamakta olduğu zorlukları,ailelerin eğitim ve öğretime bakış açısını ve yaklaşımını yarı film yarı bekgesel tadında ortaya koyan traji-komik bir film.Ayrıca film En Iyi Ortadogu Belgeseli secildi ve Siyah Inci Odulu'nu kazandi.
    0 ...
  22. 32.
  23. internette bir çok yerde davul olarak geçiyor fakat aslı bavuldur.
    0 ...
  24. 31.
  25. müziği olmamasına rağmen bayındırlık ve iskan bakanlığı tarafından en iyi müzik kategorisinde ödüle layık görülmüş filmdir.

    http://www.radikal.com.tr...2010&ArticleID=979670
    5 ...
  26. 30.
  27. doğu batı arasındaki farkı ortaya koymuş bir film/belgesel. çocuklar, evler, köy o kadar sade ve gerçek ki. asıl düşündüğüm o çocuklar ilkokulu bitirdikten sonra ne olacak?
    1 ...
  28. 29.
  29. 28.
  30. filmin ortalarında bir yerde kara tahtada bulunan okuma fişlerinden birinde "talat alet elle" cümlesi vardı ki, çözebilmek mümkün değil.
    1 ...
  31. 27.
  32. kafamda tür karmaşası yaratmış film. çıkınca ilk sorduğum soru ben bir film mi (kurmaca) yoksa bir belgesel mi izledim oldu. altın portakal’ da en iyi ilk film, altın koza’da siyad en iyi film, uluslararası ortadoğu filmleri festivali'nde de en iyi belgesel ödülü almış. iki dil bir bavul bir belgeseldir. altın portakal’da da belgesel dalında değerlendirilmeliydi. politik tarafı nedeniyle belgesel olması da film olmasından iyidir, çünkü birileri çıkıp güneydoğunun filmdeki temsiline gerçekçi olmadığı yönünde bir itiraz getiremez.
    gelelim teknik ve estetik boyutlara, birkaç yerde insanlar (oyuncu dememek için) kameraya baktılar. bunu bir teknik kusur olarak değerlendirmek gerekir. sınıf içi çekimlerde bazı kadrajlar bence başarısızdı. (pencereden güneşin girdiği o çok hoş kareyi ayırmak gerek.) örneğin birkaç karede öğretmenin yüzü neredeyse sadece burnu kalacak kadar görünmüş. iki dil tamam, ama bavul yerine daha iyi bir kelime bulunabilirdi diye düşünüyorum. bu yorumun çok kişisel olduğunu kabul ederim ama örneğin okul ya da sınıf bavuldan daha ilişkili durmuyor mu? dış mekân çekimler ise birbirinden güzeldi. genel olarak bakarsak oldukça başarılı bir belgesel olduğunu düşünüyorum. tam da günceli yakalayarak çok güçlü bir söyleme sahip: anadilde eğitim haktır.
    1 ...
  33. 26.
  34. filmin tamamını fragmanında veren türk yapımı bir filmdir.
    0 ...
  35. 25.
  36. lan dedim bu kadar ödül almış bir izleyeyim şu filmi nasılmış diye.

    tek kelimeyle açılım bokuna ödül almış diyebilirim. sinem diye değil gerçek diye izledim ben o filmi. ve bana hiç de yabancı gelmedi. bir an ilk okul yıllarımı gördüm okulda.

    karma sınıfı çoğu bilmez şehirdekilerin ama ben de köyde okudum ilkokulu. 5 sınıfın aynı derslikte öğrenim gördüğü öğretmenin bir ona bir ona birşeyler anlattığını iyi hatırlarım. hatta öğretmen diye gelen vekil öğretmenin lise mezunu olduğunu, 3 ay kalıp gittiğini yerine yenisinin gelene kadar okulda köydeki ablalardan birinin öğretmenlik yaptığını iyi hatırlarım. pat pat derler bir taşıma aracaı vardır bizim oralarda su motoruna 4 tekerlek bağlanmasıyla oluşturulan bu araçla da gezdirdiğini hatırlarım yine o vekil öğretmenlerden bir tanesinin. o öğretmenin oturduğu oda ahırdan okula döndürülen yerin hemen yanında tek göz bir yerdi.
    bu anlattıklarım bu filmdekilerin birebir aynısı saddece yeri farklı. ben ankaranın 60 km batısında bir köy okulunda yaşadım bunları ve 3 sene öncesinde taşımalı öğretim sistemine geçene kadar küçük kuzenim de yaşıyordu.

    manzaradaki tek fark benim babam ben "a" yazamadım diye eşşek sudan gelene kadar dövmüştü beni. buradaki çocukların babası annesi okula göndermekten kaçıyor. ben korkudan a yazamayıp yine dayak yerken o çocuklar tarlada çalışmaya başlıyor arkasından gelen 6 kardeşine de bakabilmek için. benim babam öğretmenler bu çocuk okur buralarda hiç olmasın dedi diye köydeki işini gücünü bırakıp ankara'ya taşınırken onların babaları ne kadar çocuk o kadar maraba anlayışı kendilerini bu kadere iten anlayışın kurbanı oluyorlar.

    filmin ilk sahnelerinden birinde ne kadar zorlama, ne kadar ısmarlama bir senaryo olduğunu görüyorsunuz. ben batıda büyüdüm koca koca apartmanların içinde diyor başroldeki arkadaş suyunun akmadığını vurgularken. anneanem 65 yaşında elinde güğümlerle yarım kilometreden evine su taşır hala yaz kış demeden. nerede batı-doğu farkı?

    işin özeti hazır açılım yapılıyor, kürtçe kanal açılmış bir delik bulduk genişletelim batıya kendimizi ayrılıkçı değil de ezilmiş gösterelim filmi.

    yapımcılığında ve diğer kısımlarda önemli roller almış yabancı isimleri gördükçe kaşıyor pezevenkler bulmuşlar bir yara demekten de kendimi alamıyorum! diyarbakır büyükşehir belediyesi'nin ismini de görünce hah tamam dedim kremayı da hazırlamış bunlar!

    (bkz: ACITASYON)
    4 ...
  37. 24.
  38. güzel olmasında karşın nedense bir türlü tam anlamıyla işte beklediğim film buydu diyemedim ne yazıkki. ne yazık ki diyorum çünkü; konu çok iyi bir konu olmasına karşın istenildiği gibi kullanılamamış. ömrü hayatında ankara'dan öteye geçmeyen ben ve benim gibiler için o bölgeyi gözlemlemek bir nebze olsun insanı hoşnut edebilsede kurgudan çok sadece bir mesajı iletme kaygısı taşıdığı için * yetersiz bir film.
    0 ...
  39. 23.
  40. güzel bir film ancak fazla karamsar. güneydoğuda türkçe okur-yazarlık son yıllarda çok arttı bu nedenle bu derece karamsar olmaya gerek yok. yine de doğunun ve insanlarının sorunlarını ele alan hümanist güzel bir film.
    0 ...
  41. 22.
  42. istanbul'daki galasına katılma fırsatı yakaladığım, amatör oyuncular ile ustaca işlenmiş bir konuyu içinde barındıran film.

    (bkz: ibret i alem)
    0 ...
  43. 21.
  44. kurguyla belgesel arasında gidip gelen film. filmdeki tüm karakterler gerçek ad ve soyadlarıyla anılmaktadır. muhtemelen sınıfta farklı açılara yerleştirilmiş sabit kameraların kullanımıyla öğrencilerin doğal hallerinin yakalanmasında büyük ölçüde başarı sağlanmıştır.
    0 ...
  45. 20.
  46. çok hoş bir fragmanı olan film. sahneler çok doğal görünüyo. fragmanda ki zülküf isimli öğrenci ise tam bi bomba.
    1 ...
  47. 19.
  48. izleyicinin tadını damağında bırakan belgesel tadında bir film. sinemalarda alışık olduğumuz 15 dakika ihtiyaç molasının filmin 70 dakika olmasından dolayı olmaması da bir garip geliyor. spoiler vermek gibi olmasın ama; filmin en çarpıcı sahnesi, emre aydın adlı öğretmenin kürt ailesinin evine misafir olduğunda aile reisiyle yaşadığı diyalogtur.

    --spoiler--
    form verdiler bana doldurdum. konuştuğunuz diller yazıyordu ben türkçe ve kürtçe yazdım. kürtçe'yi dilden mi sayıyorsun dedi ve fahişe gibi güldü. benim yabancı dilim türkçe.
    --spoiler--
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük