insanın hayatta sadece bir kez aşık olduğu felsefesine göre imkansız olan olaydır. iki taraftan birine ve ya ikisine de aşık olduğunu zanneden kişinin içinde bulunduğu sorunsal.
iki aşk arasında kalınmaz, iki aradığın şeye en yakın model arasında kalmışsın demektir.
bu bir yanılsamadır, bu bir aç gözlülüktür, bu bir aşksızlıktır, son olarak endirekt şöyle söyleyebiliriz; iki aşk arasında kalmak, aslında ne kadar 'aşksız' olduğumuzun göstergesidir.
makbule kral* ın başına gelen hazin dolu kader yüklü olaydır. zira kahramanımız yıllar yılı bir münasip koca bekleyip sonunda iki tane birden bulmuştur. burhan ve izzet olmak üzere. diziden de anlıyoruz ki olay sanılanın aksine kötüdür, insanı uykusuz bırakır, insana ya nolur ya ikisinin karışımı bişiy olsa olmaz mı dedirtir. hatta allahım nolur ya x in gözlerinin şekiyle y nin gözlerinin rengi falan hani şöyle ortaya bi karışık olmaz mı dedirtir.
kendisini seven ikisininde sevgisinden pek emin olan kişinin birisini seçememesi dahilinde gelişen olaydır. tehlikelidir. karar verilmesi lazımdır bir an önce. yalanlar girer bir süre sonra devreye ki bu insanı zora sokan bir durumdur. kişinin kendisine karşı olan saygısını bile kaybettirmeye kadar gidebilir.**
iki kişiye aynı anda aşık olmak mümkün olamayacağı için, imkansız durumdur.
kişi böyle bir durumun içinde olduğunu sanıyorsa, muhtemelen iki kişiye de aşık değildir.
zira birine gerçekten aşık olan bir insan için, sevdiği kişi dışındaki karşı cins mensupları
arkadaş, dost ya da kardeşten öte değildir. zaten böyle değilse, hissedilen aşk değildir.
iki aşk arasında kalınmaz. aşık olan kişinin gözü bir başkasını görmez çünkü. sorumluluk ve aşkın arasında kalmak olabilir bunu anlarım. aşkı yüreğinde hep hissedersin sadece diğerine katlanmadır bahsettiğim. aşkın ne olduğunu bilmeyen kişilerin yaşadığı duygu açlığı bence.
düğüne gidip zurnaya hamama gidip kurnaya aşık olur bunlar. allah böylelerinden korusun bizi.
bir şarkıyla konuya barnak basmak isterim:
aşk oyunu buna derler güzelim seçmelisin birini,
bir şöyle bir böyle derken kaçırıp harcarsın sevgileri,
yeni aşk caydırır, çoğu zaman aldatır gelen gideni aratır,
aşk oyunu buna derler güzelim aklını başından alır.
ruhumu ateşe atmayacağım dese de çevresineki ateşlerden kurtulamayarak yanacak olandır. iki aşk arasında kalmak, dikenli telleri kesip atamamak, ne yapacağını bilememek, şaşkın bir biçimde etrafında yaşanan -kendisinin yaşattığı- aşklara garip bir ifadeyle bakmaktır.
aslında yapmamak istediği şeyi yapmak ve olmamak istediği kişi olmaktır. tek bir ateşin acısıyla yanarken ikinci acıyı yanına çağırmaktır.
kendi kişiliğinden ödün vermek ve kimseye kötü davranamamaktır...
susmak çoğu zaman izlemektir ateşleri. o alevlerin ne derecesinin yakıcı olabileceği konusunda kendi kendisiyle iddiaya girmektir. kendi kendine konuşmaktır bazen, kendine kızmak, kendinden yola çıkarak onu sarmalayan ateş çemberine sinirlenmektir iki aşk arasında kalmak.
birinin sesi birinin nefesidir belki yüreğinizde duran ama siz gerçekte hiçbiriyle değilsinizdir. ateşe hem bu kadar yakın hem bu kadar uzak bir yerde duran yaptıklarından utanan bir izleyici.
tamam dediği hiçbir şey tamam olmayan, kaçak bir savaşın üçüncü kahramanısınızdır. ateşin arasından geçemeyecek kadar sıcaklığa alışmış bir sanrısınızdır.
bir insan aynı zamanda iki kişiyi sevebilir mi? sorunsalıdır.
evet bir insan iki kişiyi birden sevebilir. birini daha çok sever biri daha tutkuludur biri daha değerlidir her zaman. biri aşktır biri sevgidir.
aşktır tabi en vazgeçilmez olanı. Aşktır ilk olanı ve aşktır vazgeçilen olanı. çünkü eğer doğru olan aşk olsaydı ikincisi hiç bir zaman olmazdı.
daha önce aldatılan veya kötü şekilde terk edilen birinin bilinçaltında kendini koruma çabası. başka bir şey değil. biri hoşlantı diğeri ise hayranlık bile olabilir.