ihtimaller paranoyası

entry1 galeri0
    ?.
  1. Aşk bedenin neresine düşüyordu?
    Bu soruyla başladı, aşklanabilme paranoyası.
    Çok geç olacaktı sevmem seni ve bu eylem bedenin neresinde başlayacaktı.

    Senin içinden bir doğru mu doğacaktı? Yoksa benim içime doğru bir yanlış mı?
    Ağır kanamalı bir şiirin içinde sorgulanıyordu, sevmeler trajedisinin sonuçları...
    Farkındalıklar ve farkında olmaklar arası bir yoldu.
    Geçiş önceliği ya da kalkış üstünlüğü henüz kimseye bağışlanmamıştı.

    Bir yanda ceremesi çekilip ipe asılmış bir hayat, diğer yanda bedelleri ödenmemiş borçlu bir yaşam. Aşk(ık)lık, tam da burada girmişti devreye. Sen ortada kuyu var yandan geç oyununu oynuyordun sürekli. Ben hala Bezirgan Başı' nın etkisinde kapıyı zorluyordum.

    Seni seviyor muydum? Seni sevmeyi seviyordum. Hatta seni seven herkesi seviyordum. Ama seni sevmiyordum. Kendimle baş başa kalmamı engelleyen herkesi sevmediğim gibi...

    Bazen hiç bilmiyordum; düştüğüm yer pamuktan bir şilte mi yoksa mermer mi? Bazen bir dolu olabiliyorum ya da sağanak ama hangi toprak üzerinde eririm onu da bilmiyorum.

    Her şey ihtimal dahilinde. Bilmediğimi sevmek istiyorum belki... Bildiğini sevmek çok kolay. Belki de bir ayna arıyorum, iç dünyamı yansıtacak. Her insan ayna olamıyor ne yazık ki; kapasiteleri beni yansıtacak kadar büyük olmadı daha sevdiklerimin...

    Duygularımın bana ayak bağı olması da şu an ihtimaller içinde. Paranoyaklıklarım hep bu ayak bağlılıklarımdan... Belki de sadece bağlılıklarımdan. Bazen hem ateş hem kağıt olasım var, zaten ikisi de aynı değil mi? Neden ikisi de bana aitken hep bir tarafım sevilir ki?

    Keşke içimi süpürecek biri olsa. Bütün beslediklerimi süpürüp atsa ya da pencereden aşağıya silkelese... Dışarısı yok olsa benim içimden ya da benim içimde bir dışarı kurabilsek seninle. Selvi ağacının gölgesi olsam mesela ben ama sen o ağacın altında hiç soluklanmasan.

    Bütün bunların içinde, bir ihtimal daha vardı sevgilim. Ama "O" nu ne "SEN" ne de "BEN" bulabildik...

    deniz zeynep altın
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük