Bir ihtimal daha var...
Belki sen gelirsin...
Bu bir hayal bilirim...
Yüreğim affedersin...
Benimle olmayacaksın...
Kuvvetle ihtimal ...
Belki de kalırsın
Ne güzel bir ihtimal ...
Bu sihir her zaman içimde yara oldu...
Bu aşktan bana kalan..
Hoşçakal demek oldu...
sonsuzluğun kişide ki açılmı olabiliyor bazen bu kelime.aslında çok garip bi kelime. bi ihtimalle yaşar bazen insan, bi ihtimalle sever ama hiç vazgeçmez ihtimal söz konus olduğun da.. sonunda acı versede.
bir labirent gibiydi her şey. her kapı diğerinin aynısıydı ve her dönüşümüz çıkışa varma ihtimalimizi iki katına çıkardığı ölçüde yarıya indiriyordu. yalnızca sonuca vardığımızda ya da yalnızca sonuca varamadığımızda anlayacaktık ihtimallerin değerlerini. oysa sonuçta ya 1 kalacaktı elimizde ya 0. ya çıkışta olacaktık ya çıkmaz bir sokakta. peki ya ihtimaller nerdeydiler?
yaşama sebebinin anlamdaşı, pek çok gerçeğin açıklaması. çocuk olmak güzel; çünkü milyonlarca ihtimalimiz var, sözcüğü en kocamanlaştıran olmak ihtimallerimiz milyonlarca : astronot, dansöz, doktor, mühendis olmak ihtimaller dahilinde. ölmek başınıza gelebilecek en kötü şey; çünkü öldüğünüzde geriye tek bir ihtimaliniz bile kalmaz, aşık olmak güzel; çünkü sizin seçtiğiniz kişinin sizi seçebilme ihtimali, sevebilme ihtimali büyüleyici olan. klişelerden kopup gelen imkansızın varlığını reddetme ihtiyacımız * yaşama sevincimizi bize bağışlayana sahip çıkma eğiliminden. belki de tüm bunlar ve kesinlikle daha nicesi sebebiyle ve öte yandan yüzünden bu kadar önemli bir ihtimal daha var diyebilmek.
cüzdanımda yeterli bozuk para olması gibi mesela. ya da otobüste boş koltuk bulma durumum gibi. bakkaldaki son ekmeğin beni bekliyor olması gibi de. hepsinden farklı olarak; senin beni seviyor olma ihtimalin gibi.
sana ait herhangi bir şeyin benimle aynı yerde durması gibi. sabah hiç uyanmamak gibi. işe geç kalmak gibi. seni öpebilmek gibi.
ihtimal, ben hep ihtimalleri seçtim. çocukluğumdan bu güne bu hep böyle oldu. bir şeyler yapabilmek ihtimal iken ben bunları gerçekleştirdim..
aşkta bunu yapmak gibi bir hırsım olmadı. olmayacak, olmayabilir, başarı diye bir jargonu yoktu. bu bir his, frekans, anlık gelişebilecek bir durumdu. bugün olmaya bilir, ansızın olabilirdi. tarifi de yok zamanı da. bir tek olan bir şey vardı..
Birçok yol var önümde. ihtimallere bağlı olan binlerce, milyonlarca yol. Başkalarının yollarıyla kesişiyor yollarım ve bir fermuar gibi birleşip tek oluyor. Geleceğe ait henüz gerçekleşmemiş sayısız yol, adını "şimdi" koyduğumuz makineden geçerek tek bir geçmişe dönüşüyor.