Artık yeni bir kitap daha yazsa veya yazmışsa yayınlasa diye beklediğim yazar.Kitaplarını neredeyse 3.defa tekrar döndüm ve o tatlı üslubuyla yeni hayallere yelken açmak istiyorum.
hic sevmedigim lisedeki edebiyat hocamin bana kattigi en guzel sey . o nasil bir dil o nasil bir kurgu. bu adam gercek bir efsane . onunla tanismayi bilgilerinden yararlanmayi cok isterim. aklindaki hazineyi merak ediyorum .
Lise tarih öğretmenim sağolsun 2 yıl önce görüştüğümüzde bana bir kitabını hediye etti.
"Puslu kıtalar atlası"
O gün ihsan Oktay'ı tanımadığım için şaşırmıştı. Öğretmenimi çok sevdiğim için bana kötü kitap okutmaz düşüncesi ile 1,5 günde hallendim kitaba. Diğer kitaplarını okuyorum şimdi.
Öğretmenler öğrencilerini mezun etse bile hep doğru yolda tutar.
(bkz: Suskunlar) ile kitap okuma sürecimi slowmationa alan yazardır.
Yemin ediyorum bir cümle bitiyor. ikinciye geçiyorum. Aklım gecip gittigim cümlede. "Nasıl ya (: " deyip geri dönüyorum. Sonra iki cümlenin ard arda geliş ahengine bakıyorum.
Müzelerde binlerce tablo arasından ilkine bakıp ikincisine sonra üçüncüsüne öylece geçip gitmenin kötü hissiyatı gibi "manayı kaybetme" korkusu yaratır.
Harikulade bir müziği vardır dilinin. Okuyup bitirme gayesi olmayan okuyucuların yudum yudum içleyeceği bir yazardır.
ilk 5 eseri hakikaten mükemmel. özellikle suskunlar ve amat bana göre türk edebiyatının da en iyi 10-15 eserinden. Fakat sonra bu adamcağız ne zaman popüler oldu, tanınır hale geldi, o çok başarılı kitapları edebi haznesi en fazla ahmet batman ve k. Tazeoğlunu kaldırır tiplerde dolaşır oldu... değişti. Üst üste iki tane ortalama kendi standartında ise çok altlarda kitap çıkarttı en sonunda da yazarlığı bıraktı.
Ahmet hamdi tanpınarı okurken ihsan oktay anarın mizahının toprağınını buldum gibi hissettim.Belki de yoktur böyle birşey ama olsa bile ihsan oktay anarın yeni kitabını çılgınlar gibi bekliyor olacağım gerçeğini değiştirmez bu durum.
Epeydir karşılaşmadığın yazar.
Eskiden fakültedeyken salı günleri gelirdi, görürdüm, konuşurduk. Odasına gidip kitap imzalatırdım kendime eşe dosta..
Ara sıra vapurda görürdüm. Sonra kitap fuarında çalıştığım zamanlarda her fuar bizim standa uğrar en az 600-700 liralık tarih kitabı, ansiklopedi ve çeşitli alanlarda prestij baskı kitaplar alırdı. Bi' keresinde çıkışa kadar kitapları taşımasına yardım etmiştim, o kadar çok Şükran duymuştu ki, metre başına neredeyse üç teşekkür düşmüştü. Hocam aracınız hangi otoparkta demiştim, arabam yok taksi çevirelim gibi birşeyler demişti. Nezaket timsali, görgü görenek sahibi, usül Erkan bilen nadir hocalardandır kendisi.. Hayatımda gördüğüm en naif adamdı. Görmüyorum artık.. Hoş insan içine çıktığımız da yok ya pek..
O değil de hocam, sizin gibi bir adam onca yıl o fakülteye Nasıl dayandı?
Çok sevdiğim bir dostumun çok çok sevdiği bir yazardır. Bana romalılar'dan kalan bir hazineyi keşfetmiş gibi heyacanlı heyacanlı ihsan oktay anar'ı anlatışını hatırlarım ve gülümserim. ihsan oktay anar, osmanlı mutfağının kaybolan tadlarından biri gibidir benim için.
21. Yüzyılın bir edebiyatı varsa şayet peygamberi de ihsan hocadır. Pek fazla röportaj, söyleşi vermez. Programlara çıkmaz. Hakkında pek az bilgi vardır internette. Bütün kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.
Eserlerinde kadın karakter bulunmayan yazar.
Dünyanın en ilginç mesleklerini, lakaplarını görürsünüz ama kadın yoktur.
Dolaylı olarak bahsedilen kadınlar elbette var. Mesela Kitabül Hiyel'deki Calut'un dünyayı kendi çocuklarıyla doldurmak için birlikte olduğu kadınlardan bahseder ancak birkaç cümle ile yetinir yazar.
türk edebiyat dünyasına 7 şaheser kazandırmış yazarımız. her bir kitabı ayrı ayrı güzellikte ve zenginliktedir. özellikle puslu kıtalar atlası ve suskunlar mutlaka okunması ve okutulması gerekir.