sevgiliden ya da dosttan ihanete maruz kalındığı halde affetmeyi bilmek. durum her ne kadar sinir bozucu, atmosfer ne kadar gergin olursa olsun sağlıklı ve uzun uzun düşünüp sonunda akıllıca, kimsenin üzülmeyeceği bir karar vermek. üzülmesine rağmen insanın affetme büyüklüğünü göstermesi.
ilişkiye dışarıdan bakan, platonik aşıkta "kalp debelenmesi" adı verilen o garip hadiseyi ortaya çıkartan durum.
güzel kızımız bir oğlanı sever, bir başka oğlanda bu kızı sever. sonra iki oğlanda kıza çıkma teklif eder. kız sevdiğini tercih eder ancak reddettiği oğlan kıza "onunla çıkma ihanete uğrarsın" der. kızımız bunu da dinlemez. bir ay sonra kızımızın başından beridir aldatıldığı ortaya çıkar. "ben demiştim" denilir. sonradan kız hayatına devam eder. 3 ay sonra kızımızın sevdiği oğlan kıza "çok pişmanım" der. kızda onu affeder. platonik aşık küfür haznesini genişletedursun gökten üç elma düşer. üçüde o adamın kafasını yarsın inşallah.
tekrar ihanete ugramayı ve kandırılmayı göze almaktır. ya gercekten sevmemissinizdir, aldatılmak size koymamıstır ya da o an o insana gercekten ihtiyacınız vardır. her iki durumda da insanoglunun kendi cıkarını gözetmesidir söz konusu olan. sevgilinin ihaneti bir sekilde unutulur, aslolan dost dediklerimizden yedigimiz kazıklardır.
iyi niyetin olmadıgı yerde sevgi bir bahane olamaz. yoksa biz de biliyoruz kapılarda yatıp kalkmayı sırf sevdigimiz için yada yine sırf sevdigimiz için her seye göz yummayı.
seveni öperler, öpeni severler genellemesinin sonucu oluşan hadise. kendisine ihanet edip canını acıtanın, gelip o yaraları iyi etmesini umarak affeder aldatılan kişi. oysa ki o bile ihanetin acısını unutturamaz. er ya da geç, uzatmalardan sonra bitmeye mahkum olur çoğunlukla böyle ilişkiler. ya da yüzgöz olunur. teselli için, tecrübe kazandırır diyelim bari.
imkansız bir kabullenmedir. ömür boyu unutulamayacak çirkin bir hareketi yapan insanın yüzüne bakıldığında, çok daha beter hatırlanacak iğrençliği yutmaktır. sesini bile duymak istemez insan.
affetmek büyüklükmüş ha? hadi canım sen de. o pisliği yapan iğrenç sürüngene karşı büyüyeceksek, nokta bile olmamaya razıyız. yok olalım, daha iyi. kendimizi kandırırız, o pislik şerefsizi büyütürüz sadece. o ihanetin altında ezilen insan, yamyassı olur. büyümek mi bu? sonradan kendimizi affetmemekten çok daha iyidir karşımızdakini affetmemek.
kimsenin yaşamadan ahkam kesemeyeceği yol ayrımıdır. ne aileler gördüm, kanlı bıçaklı başladıkları davalardan çevre baskısı, çocuk sağlığı gibi nedenlerle feragat ettiler. böyle uzaktan baktığımızda ''asla affetmem'', ''yüzüne bile bakmam'', ''öldürürüm'' demek kolay. ama başa geldiğinde çekenlerine de (çekmek zorunda kalan) rastlamak çok mümkün. allah kimseyi o duruma düşürmesin.
enayiliktir. insanın kendisine ait bir çizgisi olmadır. kendi hayatı olmalıdır ve başkaları onun hayatına girmeli, çıkmalıdır. başkaları için hayatını düzenleyip, değiştirmemelidir. kendisine uymayan insanları da hayatından çıkarmak, nefes almak kadar sıradan bir tutum olmalıdır. aksi halde daima kullanılmaya mahkum olacaktır.
erdemdir, büyüklüktür. herkes yapamaz. yapmak güç ister; çünkü ihanet edenin bir daha ihanet edip etmeyeceği kesin değildir. kişi ihanet edeni affediyorsa, kendisini güçlü hissediyordur.