valla bu ad ile bir sürü şarkı var. ihanet'in anlamı belli zaten ama şarkısını söyleyen bir sürü şarkıcı var. fakat ben gülşen'in söylediği şarkıyı biliyorum. yanlış hatırlamıyorsam, 2001 yılında çıkarttığı "şimdi" albümünde yer alan ve klibi çekilen tek şarkı. o klipte de, kulağında büyük "g" küpeleri vardı ve baya bi dikkat çekmişti. gülşen, o klipte ilk defa biraz olsun açık-saçık bir şekilde şarkı söylemişti.* şarkının amacı da; boşandığı kocasına yazmıştı ve söz-müzik kendisine aitti.
sözlerini de yazalım da tam olsun;
içim öyle rahat hiç acelem telaşım yok
zaman öğretiyor eğriyi doğruyu insana
ben günahsızdım sen günahkar
sevmemişsin gördüm zerre kadar
çok belliydi niyetin anladım
yazık ki herşey bir yere kadar
sana bir ihanet borcum vardi
ödedim sonunda ağlayarak
çoktan hak etmiştin bunu üzgünüm
berabere bitti bu aşk
kimi zaman hiç tanımadığınızdan gelir. kimi zaman tanıdığınızdan, kimi zaman tanıdığınızı zannettiğinizden. çoğu zaman farketmez bile karşınızdaki ihanetini. ya da bunun ihanet olduğundan bi siz haberdarsınızdır. yahut karşıdaki hiçbir şey bilmiyordur da siz bilmesini beklemişsinizdir.
neden olduğunu,nasıl olduğunu ve hatta ne zaman olduğunu bile bilemeyebilirsiniz. her şey bir anda olmuştur. aslında zaten çok da bir umudunuz yoktur, sadece... sadece vardır ve durursunuz öylece. ne zaman geleceğini bilemediğinizden geldiğinde düştüğünüz boşluk da büyüktür. ağlayamazsınız. ses dahi çıkaramazsınız. çok birdenbiredir. belki de değildir gerçi..
siz her ne olursa olsun, ne kadar zaman geçerse geçsin tek bir sözün ardına sığınmış,güvenmiş ve sabretmişsinizdir. tek bir sözün cazibesi... kim bilir neydi o sözü öyle etkileyici kılan? gözlerine hiç bakmadığınız,sesini hiç duymadığınız bir insana bu kadar güven duymanız şimdiki halinizden de anlaşılacağı üzerede başlı başına bir hatadır. inanmak isteseniz de istemeseniz de..
incindim. belki ben de incitmiştim ama bu çok sessiz sedasız oldu. bendeki yerin bin türlü hataya rağmen hep aynı kalacak. eğlenilen, konuşulan vakitler zamana meydan okuyarak zihnimde kalmaya devam edecek. seni seviyorum. seni hâlâ seviyorum. sen de bir sonsuzluğa karıştın bir gün topraktan çiçeğe karışacak olacak bu zihnimde. hoşçakal.
edit: duygular içimde. yazdıklarımın anlaşılmaması bundandır belki. ya da dışa vuramayışımdan.
Bir kere ihanete ugradin mi anılar sana bataklık olur.
Hatırladıkça içine çeker seni içeri, hatırladıkça affetmek istersin çünkü affetmek unutmak demek. Öncesini hatırladıkça sonrasını unutmak istersin. Cirpinma boşuna o hançer bir kere saplaninca sırtına, çıkarmaya çalıştıkça iyice kalbine gömersin.
ihanet'in en acı boyutu sevdiklerinden gelmez. Senden sevdiklerine gider, sevdiğini düşündüklerine..Bu durumda direk kendini düşünme karşındakini düşün 'Vicdan insanın içindeki Tanrıdır' sözünü hatırla, eğer ihanet edeceksen ya söyle ya da ayrıl.. sevmiyorsan karşındakini acı.
soyledigim dürüm acisiz olsun dedigim halde aci gelince verdigim tepkidir. dürümü getiren dallamaya donulur ve denir ki;
seninle hayati yasamak isterken
yalanci hayata katlandim derken.
sonumu bir mezar tas beklerken.
neden aci?
neden acii?
neden ihaneeeyt?
sonra adam tabi şok. derki siz ne diyorsunuz aq.
hemen donup dersiniz ki
duygularim darmadagin anlayamazsin.
Herşeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?..elbette ki hayır ama güvendiğin ömrünü ömrüne saydıgın sevdiğnden gelirse eger işte o vakit anlarsın..Anlamaktan sonra gelen bir hal vardır: Kavramak. Anladığının bütün ağırlığını beyninde duymak, ellerinde, kollarında, damarlarında duymak..için yanar, solugun kesilir nefes almak zorunlu bir eylemden öteye geçmez..güvenmek artık büyük bir lüks olmaya başlar..çözemedim ihanetın kimyasını ama bildiğim tek şey yüreginiz yetmiyorsa tutmayın bir eli.hayat hırsızı olmayın
Bir kere başıma geldiği için, ondan sonraki tüm erkeklere şüpheyle yaklaşmamı sağlayan olay.
Çok güzel güven kırar, kişilik belli eder. Ders de veriyor güzel güzel.
Tamam boktan bir olay ama uzun vadeli düşünmek lazım. Sonrasında çok şey katıyor.
1. Hıyanet, hainlik; bağlı olduğu, savunduğu düşüncelerden görüşlerden vazgeçerek onlara ters düşme.
2. Sevgide aldatma, sadakatsizlik; bir topluluğa, ülkesine kötülük etme.
3. Gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme.
aldatmadır.
her insan aldatır ve aldatılır.
üstelik bunları yapan da kendinden başka kimse değildir.
aşık oldun, mutluluktan öleceğini hissettiğin anların oldu.
ama bir başka kadına daha aşık olacaksın.
gözleri başka bakıcak ama zaten aynı anlamlamları aramana da gerek yok.
nefesin yeniden kesilecek.
bundan fazlası olamaz diyeceksin, önceden dediğin gibi.
ateşin orta yerinde duyguların yalın ayak ortada kalacaksın
daha fazlası olamaz diyeceksin. biliyorum.
kül olmadığına göre söndün varsayalım.
yeniden yanacaksın.
daha fazlası yok diyeceksin.
esas olan yaşamış olduğun değil, yaşadığındır.
bir başka kadına aşık olduğun gün öncekiler de neymiş diyeceksin.
içine ateşler düştüğü zaman diğerlerini yaşanmamış sayacaksın.
oysa daha fazlası olamayacağını söyleyen de sen değil miydin.
ihanet bu işte. ederken, uğrarsın. bu bir paradoks.
hani derler ya çok acıdır, dayanılması güçtür vesaire. eksik tanımlamalar bunlar. ihaneti hiç bir kelime, hiç bir sıfat tanımlayamaz. o yüzden herhangi bir şey demeyeceğim bu konuda. çünkü içimdekini, yaşadıklarımı tanımlamam mümkün değil. sadece şunu diyebilirim ki, ihanet insanı gaza getiriyor. geleceğe daha sıkı sarılmasını sağlıyor. sadece gelecekteki o muazzam güce sahip olmak için yaşamaya başlıyorsun. yani rabbim, ölümden bile daha acı bir şeyde insana başka bir fırsat sunuyor. bütün mesele değerlendirebilmekte. ha bazen yüreğine ihanetin, terkedilmişliğin, tercih edilmişliğin, onla yaşadıklarının yahut yaşayabileceklerinin acısı oturmuyor mu? evet oturuyor. sinirden elin ayağın buz kesiyor. avazın çıktığı kadar bağırasın geliyor. ama işte tam o noktada gelecekteki - hemde yakın zamanda- o güç bir nebzede olsa rahatlatıyor insanı. ihanet aklınıza mı geldi? bir sigara daha yakın ve dumanını üfleyin. sigaranın, ciigerinizden, yani içinizden yüreğinizden çıkan dumanında gözleri mi beliriyor. işte ona yapacak bir şey yok. tek çareniz tevekkül etmek ve geleceği düşünmek. sonuçta sen tercih edilmemiş bir adamsın yani ihanete uğramışsın. nasipten öteye olmuyor.
kabullenmek mi? asla. lakin yapacak bir şey yok. korkaklıktan falan değil ha ama işte helal süt emmişlikten. bir de dedim ya tercih edilmişseniz yapacak bir şey yok. sukut... sonuçta sukutun mana ifade ettiği devirdeyiz.
ihanet sinsidir, sen anlamadan girmiştir kanına şekil değiştirir usta bir hokkabazdır, ihanet kötüleyip kötüleyip sonra şefkat ve vicdan duyduğunu belirtmektir, saçlarını okşamaktır, evet ihanet sizin saçlarınızı okşayabilir ve siz saçlarınızda ki bu sıcaklık yüzünden minnet duyarsınız bu da insanın kendisine yaptığı ihanettir bir diğeri yetmezmiş gibi.