beni bilirsin.
tanışmışızdır mutlaka...
geçmişinde bir giz, vicdanın da bir izim ben.
yaşadığın gerçek, sözde yalanım ben.
ya beni görür, başka şey görmez gözün;
ya da herşeyi görür, beni göremezsin.
herkesçe yasak, aşkın ötesinde özgürüm.
bazen bir erkeğin aşkında defo,
bir kadının aşkında yamayım.
bazen bir erkeğin düşündeyken,
bir kadının teninde ürpertiyim.
bazen bir göz yaşı,
bazen bir tebessüm,
bazen aynaki aksinim.
aslında bir kaçış, hep suçum ben.
şimdi; sadece bir geceliğim.
adım ihanet...
aşkın içindeki sırrım,
sırrımızı paylaşalım mı?
Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdili kıyafet yapmış, Kuşlar Çarşısı'nı geziyormuş.
Avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar.
Bir ara gözü kekliklere ilişir padişah'ın.
Bir grup kekliğin üzerindeki varakta, "Tane işi satış fiyatı 1 altın" yazıyor.
Hemen yanı başlarında asılı, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı; 300 altın.
Padişahın gözü 300 altınlık kekliğe takılır.
"Hayırdır" der satıcıya, "Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın, bu 300 altın?"
Satıcı, "Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor" diyor."Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar" diye ekliyor.
"Satın alıyorum" diyor Padişah, "Al sana 300 altın..."
Parayı veriyor; hemen oracıkta kekliğin kafasını kesiyor.
Adam şaşırıp, "Ne yaptınız, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi" diye dövünürken;
Padişah gürlüyor:
"Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bunun akıbeti er veya geç budur."
en çok sevdiğinden geliyosa eğer tarifi mümkün değildir. ateşin düştüğü yeri yakmasının tam karşılığıdır. bu öyle bi yanmadır ki dışardan bakan hiç bişey anlamaz ancak kalbinin en derinlerini hisseden anlayabilir.
ihanet kötüdür. ihanetin her türlüsü kötüdür.
ankara'da küçük tiyatroda sahnelenen izlenilesi oyun.
Yazan: Mario Fratti
Çeviren: Özcan Özer
Yöneten: Yunus Emre Bozdoğan
Dekor Tasarım: Güven Ökten
Giysi Tasarım: Esra Selah
Işık Tasarım: Ahmet Karademir
Müzik: Fatih Veli Ölmez
Asistan: Müjde Hayat
Sahne Amiri: Tülay Vural
Kondüvit: Yalçın Duman
Rol Dağılımı:
Özlem Ersönmez, Mithat Erdemli, Erdinç Gülener
"Kendisini kurban etmeye karar vermiş iki erkeği kurban edip, kurtuluşunu gerçekleştiren bir kadının gerilim dolu hikayesi."
oyuncu performansları izlenmeye değer, bir kadının neler yapabileceği ve bunu yaparken karşı tarafı nasıl etkisiz hale getirebildiği mükemmel bir şekilde anlatılmış.
ayrıca şizofren rolündeki karakterin ilginç dialogları da vardır oyunda;
"tecavüze uğrayan kızlar direnmeseler, boyun eğseler şimdi hayatta olurlardı. ben hiç öldürmek istemedim ki, direnmeselerdi..."
Bir kere ihanete ugradin mi anılar sana bataklık olur.
Hatırladıkça içine çeker seni içeri, hatırladıkça affetmek istersin çünkü affetmek unutmak demek. Öncesini hatırladıkça sonrasını unutmak istersin. Cirpinma boşuna o hançer bir kere saplaninca sırtına, çıkarmaya çalıştıkça iyice kalbine gömersin.