insanın ummadığı, beklemediği, sanmadığı bir şeyin yapılmasıdır. ancak hep merak etmişimdir; neden beklemediğimiz, sanmadığımız, ummadığımız şey, yaldızlı bir kutu içinde bize sunulan bir nesne olunca sürpriz hediye oluyorda, ceketin yakasında bulunan bir uzun saç teli olunca ihanet oluveriyor.
en çok sevdiğinden geliyosa eğer tarifi mümkün değildir. ateşin düştüğü yeri yakmasının tam karşılığıdır. bu öyle bi yanmadır ki dışardan bakan hiç bişey anlamaz ancak kalbinin en derinlerini hisseden anlayabilir.
ihanet kötüdür. ihanetin her türlüsü kötüdür.
ihanet cesurca bir duygu, çok şehvetli, tedirginlik ve korku da var içinde, belli belirsiz bir pişmanlık var. insanın başını döndürür. ihaneti çekici kılan şeyin şehvet olduğu sanılır, şehvet değildir, şehvet seldir, sürükleyendir; doğru ama asıl çekici olan cesarettir.
sözlüklerde tanımı değişmesi gereken. bütün dil bilimcileri toplanıp bir doktor edasında dilimi inceleselerdi, birkaç diş izi, birkaç da kurumuş kan bulurlardı, sonra dağılır evlerimize giderdik.
ihanet, bir kimsenin ihaneti, bir aldatılmışlık, birkaç aldanmışlık, tüm küfürlerin tüm söylenmek istenenlerin dile gelmesi, fakat ağızdan hiçbir cümle çıkmamasıyla, sonucu dil ısırmaları olarak doğurandır.
bir de,
"gülüyor gibi yaptım. ölmüyor gibi yaptım."
