üniversiteli gençlerin ihtiyaçlarını karşılamalarının en önemli yolu; ihalede sonuncu olanı bakkala, çakkala göndermektir.
sabahın 4 buçuğuydu, ihalede kaybeden genç, ev ahalisini sıcacık ev ortamında bırakarak söylene söylene, homurdana homurdana fırına, simit almaya doğru yola çıkar. aradan yarım saat geçer arkadaşları merak edip gence telefondan ulaşmaya çalışırlar ancak başaramazlar.
boş bekleyiştir. bu gidişle daha çok bekleyecekleri bir durumdur.
simitlerle birlikte geleceği düşünülen genc, çoktan uykuya dalmıştır. kendisi fırına giderken ışıklarının açık olduğu gördüğü arkadaşını arayarak:
-olum evdemisiniz açın kapıyı lan ışıklarınız açık.
-tamam abi gel ama yatcaz şimdi!
-tamam bende yatmaya geliyom zaten.
(yaşanmıştır. eve dönen gencin akıbeti bilinmemektedir.)
aslında pek de hazin değilmiş.
tabi hazin olanları da mevcut;
mesela gecenin bir vaktinde, kışın ortasında, görüklenin ayazında, benzinliğe gidip sigara almak durumunda kalan genç, arkadaşları tarafından özenle karşılanmazsa;
"bidaha sizinle kağıt mı? tövbe" anamı ağlattınız sabahın bi körü yazık günah değil mi" vb. serzenişlerde bulunur ki bu da ihalede sonuncu olmanın sebep olduğu hazin sondur.