bedelinin öteki tarafta çok ağır bir şekilde verilecek olan haksız suçun isnat edilmesi durumudur. iftira atana müfteri denildiği gibi nam-ı diğer şerefsizlikliktir
dünyadaki en büyük adiliktir. insanın yapmadığı birşeyden dolayı yaptı diye suçlanması yaşarken cehenneme gitmek gibi birşeydir. tek şahidi allah'tır ve bunun hesabını iftira atan kişiden sormak mahşere kalacaktır.
... bir iftira atılmaya görsün ortaya,
dedikodusu, hedefinden şaşmaz bir gülle gibi,
zehirli okunu salar dünyaya.
bu ok bize değmesin bari
vurulmaz havaları delip gitsin.
... *
ilkokul 4. ya da 5. sınıftayım. tenefüsteyiz. herkes kendi aleminde, sınıfta bir uğultu almış başını gidiyor. bende arkadaşla şakaşıyorum, eğleniyorum, filanca... velhasıl sıramıza su dökülüyor ve panik oluyoruz. birazdan hoca gelecek. hemen adını vermek istemediğim x kişisinden arkadaşımla peçete istiyoruz.
biz: x, selpaklarından alıyoruz 1-2 tane.
x: (o sırada biriyle kavga adiyor) alın alın!
alıyoruz ve sıramızı siliyoruz. zaten biraz sonra öğretmen geliyor. herşey sakin giderken x giriyor lafa;
x: hocam! peçetelerim yok! (bizi kastederek) çalmışlar!
biz: hayır hocam ne çalması, istedik verdi.
x: hem yalancılar hemde hırsızlar hocam!
o günümüz suçsuz olduğumuzu ispat etmekle ve x' in neden bize iftira attığını öğrenmeye çalışmakla geçmişti. sonuç olarak basit bir olaydı ancak ikimizinde günlerce kafasında ''hırsızlar'' lafı çalkalanmıştır. gururumuz çok incinmişti. hocada pek inanmıştı yapmadığımıza, sınıfın içinde ağlayana kadar... (abartmışsınız demeyin, x' in tavrını görseydiniz sizde sinir krizi geçirirdiniz)
çıkarılacak ders: iftira sadece bir iftira olmayabilir. aradan yıllar geçse bile unutulmayacak bir olaya imza atabilirsiniz.