çok beğendiğim film.hokkabazla beraber cem yılmazın en güzel ve en sıcak filmi.kimse goradaki gibi anırarak gülmeyi beklemesin bu filmden ancak filmin son 20 dk sına kadar sıcak bi gülümsemeyle izleyeceğinizi garanti ederim.
Kimse cem yılmaz batırdı güldürmüyor beceremiyor deyip önyargılı olmasın. film cem yılmaz ın değil ayrıca izlemeyen pişman olur. dram sevmem ama komedi dram tadında çok güzel bir film olmuş.
inşallah sinemada izlemek istediğim film. gene bir cem yılmaz filmini çerezza mısırımla ve susadığım vakit suyumu içerek bir başıma izleyeceğim sanırım...izledikten sonra fikirlerimi paylaşmak isterim.
bugün izlediğim film. bazı sahnelerde salon kahkahaya boğuldu, film komikti. cem yılmaz'ın oyunculuğunu ilk kez bu filmde beğendim. fakat final sahnesi komik değildi. *
Cem yilmaz hayrani olarak kesinlikle sinemada seyredilmemesi gereken film. Cok fazla bos vaktiniz varsa eyvallah ama sadece sinema icin bi kac saat ayirdiysaniz sakin gitmeyin.
Giden arkadaslarin da eminim ki guldugu tek sahne yasli teyzenin sinir bozucu sesiyle kucuk cocuga surekli yemek yedirmeye calismasidir. Her aile buyugunun yaptigi gibi. Sive yapmak oyunculuk yapmak degildir. Evet cem yilmaz yine de iyiydi fakat film geneli itibari ile sacma idi. Sol yönü baskin bi film olmasi da cabasi.
bu filmi tanımlamak gerekirse bu filmin tam karşılığı "ehhhhh" olacaktır.
*yer yer gülebilmek mümkün.
aşağı kısımda filmde güzel ve kötü bulduğum kısımları anlatacağım.
-----
Filmin artıları:
işçilerin geceleyin tütün tarlasında çalışırken ortaya çıkan görüntü ve buna ek olarak hep bir ağızdan " amman amman off" çekmeleri bu filmin tartışmasız en güzel bölümüdür.
Teyze ve çocuğun diyalogları nispeten eğlenceliydi.
Filmin ilk yarısında samimi bir ortam yakalanmış; ege'nin köylü insanları... filmin ilk yarısı sıkılmadım doğrusu.
Filmin eksileri:
*Çocuğun oruçlu halde yaptığı yolculuk ( top yeri- köy- sahil arası) çok kasılmış ve gayet sıkıcıydı.
** Filmin sonu gelene kadar üffledik püffledik doğrusu kimse kusura bakmasın; hep sıradan diyaloglar aynı şeyler son 20 dakika döndü durdu.
***Filmin ikinci yarısını durağan ve tekrar eden şeklinde yorumlamak mümkün.
ilk yarısından farklı olarak bir kaç politik mesaj alttan verilmeye çalışılmış; bu mesajlar 80 dönemi eleştirisi şeklinde ancak tek taraflı bir pencereden olaya bakılmış. ( bu kısım sol düşünce ajitasyonu şeklinde)
bu kısım kiminin hoşuna gidebilir ama bana fevkalede sıkıcı geldi. sanırım türk sineması aynı şeylerden beslenmekten bıkmadı bıkmayacak. ama ben soruyorum: eeeeee yetti gari ne izletip durunuz aynı şeleri?
sonuç olarak notum 6/10: param ve zamanım var diyorsanız gidip izleyin yoksa değmez.
Duyguların, sadeliğin bu denli naif anlatıldığı, ender filmlerden biridir...
Yaşanmışlıkları, ilişkileri tüm doğallığıyla, başarıyla filme almak , her yiğidin harcı değildir..
Hunharca gülmeye alıştığımız, Cem Yılmaz'ı, farklı bir konseptte ama aynı ustalıkla bir kez daha izleyebilirsiniz..
insanlar boş yere bir yerlere gelmiyor dedirtendir..
Şapka çıkarıyorum..Alkışlıyorum..
Gözlerim ıslak ancak yüreğim sıcacık çıktım filmden...
beyler bugün bana tebligat geldi. "sıcacık bir film" cümlesini kullanmak bu film için yasaklanmış.
başka bişi bulun dediler.
bende "domdurmam gaymak feat cem yılmaz" olarak düşündüm.
cem yılmaz bir kez daha hem oyunculuğu ile hem de filmde oynadığı için yüksel aksu'nun tanınmasına katkı sunması ile Türkiye'de açık ara bir numara olduğunu gösteren film....
ismet özel dizelerini barındıran ilk film sanırım baska varsa bilen aydınlatsın Sırf bu yuzden bile güzel olmayı hak ediyor ikinci güzellik ise filmin finalinde cengiz özkan sazıyla bir türkü söylüyor mahkum rolünde. Bu güzel naif adamlardan bir şeyler ekildiği için mutluluktan havalar uçtum. Bunların dışında eski türkiye çok güzel anlatılmış, cem yılmaz sırıtmamış ama gişe için konmuş gibi geldi biraz. Adem'in oruç ile mücadelesi bi ara sıktı ama finalyle gönlüm alındı. Finalinde içinde bulunduğum ruh halinden midir nedır baya ağladım. Güzel film gidin.
Yine aynı soğuk meseleleri ısıtıp önümüze koymuşlar,sağ Sol mevzusunda sürekli sagcilarin Katil ve cahil olduğu solcularin akademisyen olduğu kanısından kurtulmayan fosil sıkıcı senaryolar ve gösterime girdiği dönem çok manidar bence , anarşist terörist iyi akıllı özgür ve eğitimli ,Polis halk asker kötü cahil. Adam ölürken PKK'nın artık sembolü olmuş zafer işareti yapıyor,biz ağlıyoruz. Sefil bir film.
aklı sıra alttan alta islamiyet'le ve müslümanlarla dalga geçen, tipik faşizan solcu filmi. komik değil, konu saçma, oyunculuklar zayıf. çocuklarla, gazozla falan şirinleştirilmeye çalışılmış ama film ilk dakikasından mesajını belli ediyor: islam karşıtlığı.
izlemedim ve izlemeyi de düşünmüyorum. Cem Yılmaz sadece stand up yapmalıydı. Filmlerini oyunculuğunu beğenmiyorum. Sanayiyi basan robotlarla ilgili iş bankası kredi temalı reklamı ise hiç sevmedim.
filmin en ilginç olayı sanırım cem yılmaz'ın hiç de alışık olmadığımız bir rolde ve filmde karşımıza çıkması. benim anlamadığım nokta şu: neden bu adamdan sadece komiklik ve küfür bekleniyor? adam esnaf tiplemesini de ege insanını da mükemmel canlandırmış.
filme gelirsek 1970'li yılların tadına varabiliyoruz. eski zamanların çekiciliğini yönetmen iyi kullanmış. hele ege manzaraları ve tütün toplama sahneleri gerçekten mükemmel. 1970'li yıllar sosyal yönden güzel fakat siyasi yönden pek de ferah yıllar değil. bu gerilim havası ise filmin sadece sonlarında karşımıza çıkıyor.
sadece bir dönem filmi olmasından ziyade biraz da yüzleşme filmidir. 80'li yılların insan kırımıyla, kendi yakın tarihimizle yüzleşme filmidir.
ayrıca şunu da ekleyelim ki yüksel aksu'nun vazgeçilmezleri olan çocuk ve nine tipleri dondurmam gaymak da olduğu gibi bu filmde de güzel kullanılmış.
sonuç olarak güldük, eğlendik, üzüldük, ağladık... aile filmi havasında, biraz da siyasi rüzgarların estiği hoş bir iş çıkmış ortaya. merkeze cem yılmaz'ı alarak değil de toptan bir değerlendirmeyi hak eden güzel bir yapım olmuş.
