iki çeşit insan vardır ramazan ayında. biri niyetliler, diğeri kötü niyetliler:) kötü niyetliler ezanın okumasını beklemeden yemeği yemeye başlıyan grupturlar. korkusuzdurlar çünkü linç edilme ihtimalleri vardır.
öğrencidir çoğu. evde tek kalanların tercih yeridir. bazende ayrı bir tattır...
yemek alacak parası olmayan ve karnını doyurabilmek için tek çareyi iftar çadırında bulan insandır. bu onun ayıbı değil onu aç bırakmaya zorlayan insanların ayıbıdır. sonuçda iftar çadırı sadece oruç tutanlar için kurulan bir yer değildir. aç kalan insanlara da aş veren bir yerdir. o insanlarda bu sayede karınlarını doyurmaktadır. ama bazı insanlar bilmezki o insanların kaç gündür aç olduklarını ve bu yüzden onlarını döverek de büyük bi iş yaptıklarını sanırlar.
ağız ve mide kontrolü yapılarak ayıklanması ve yakalandıklarında ise teşhir edilip recm edilmesi gereken insanlardır.
onlar oruç tutmadığından sunulan bedava yemekleri hak etmezler. özelllikle belediyelerin verdiklerini hiç hak etmezler. hele hele fakir olmayıp bir de oruçsuzsalar iyice resm ediltikten sonra leşleri köpeklere atılmalıdır.
devletin malı deniz yemeyen keriz diyen, oruçlu olup orada yemek yiyemeyen insanların hakkını yiyen insanlardır. fakir olmayıp oruçlu olan insanlar gidip orda yiyorsa onlar da hak yiyordur bu da ayrı bir nokta. çok şükür evinde yemek pişiyor git evinde ye lan!