türkiye'de azınlığın çoğunluğa dayatması olarak yıllardır uygulanan hede. bu tahakküme birşeyler engel olursa ifade özgürlüğünü silip atmış oluyor bizim oralarda.
türkiye'de şöyle işliyor:
bu milleti millet yapan detayları yerden yere vuracak, ayaklar altına alacak, küfürlerle ve hakaretlerle bezeyeceksin bu özgürlüğü(!)
Özellikle siyasilere ve cesitli fikir gruplarinin liderlerine karşı "fiziksel saldiri olmuyorsa" her türlü hakaret, sövgü ifade özgürlügü kapsaminda degerlendirilmelidir.
Siyasiler, çesitli fikir gruplari yer yer toplumu kutuplastiriyor, bir kesime şirin gözükmek icin diger kesimi gerebiliyor, o kesimi riske atabiliyor. Bu gerilimin bir sekilde geri dönüşü olmali. Bu da hakaretle ortaya çıkıyor. Toplumda ayristirici gerilimler yaratan siyasilere bu sekilde tepki verilmesi gayet dogal. "Öteki" dedikleri kitleyi incitmeden siyaset yapmiyorsa, ötekiyi ve degerlerini hor görüyorsa elbette hakaret yer.
türkiye’de başta, 12 eylül askeri yönetimi’nin ürünü olan 1982 Anayasası olmak üzere, pek çok yasa ve diğer hukuk normlarında düşünceyi açıklama özgürlüğünü kısıtlayan, yasaklayan ve cezalandıran anlayış egemenliğidir. özellikle de günümüzde pek vasf edilmeyen bu ince davranış, fazla önemsenmemektedir.