bu tutamaklar kesinlikle bi yerlere savrulmayı engellememektedir sadece belediye ye reklam geliri sağlamaktadır. ilk gördüğümde iyi olmuş eski kayıştan kurtulmuş modern bi görünüme kavuşmuş dediğim tutamağın ayakta yaptığım bir yolcuklukta sağa sola savrulmama neden olmasıyla birlikte yolcu değil para odaklı belediye kavramının beynimde oluşmasına neden olan tutamak ve reklamları
kim ne derse desin, iyi taktik. zor bi anında oraya tutunuyosun, ve orayı tuttuğun an seviniyosun fren anında bir yerlere savrulmuyorsun. o şükranı kötüye - iyiye kullanan yazılar işte iett nin otobus tutamaklarindaki reklamlar.
ilk önce " tutamak ne lan?" diye bir çıkış yapmadan önce belirteyim ki; bu kelimeyi otobüste gördüm, "lütfen tutamaklara tutununuz" şeklindeydi, ilk önce derin düşüncelere gark olsam da ardından demirlere asılı olan deri ya da plastik zımbırtılardan bahsettiğini anladım. e madem öyle diyor ben de oradan tutunayım dedim ve elimi havaya doğru kaldırmamla görmem bir oldu. (normalde çok mahçup biriyimdir, başım önde takılırım*) elle tutulan ve genelde deri olan zımbırtı -iett'ye ve tdk'ya göre tutamak- plastik olmuş, şekil değiştirmiş ve içine bir de avea reklamı sıkıştırılmış.
buraya kadar her şey normal akıllıca düşünülmüş bir gelir kapısı olarak görülüyor. bu sırada "ulan adamlar nasıl akıl etmişler, aferin bak otobüsler falan düzelir artık" diye düşünceler geçerken ense köküme arkamda duran amcanın hapşırması sonucu saçılan tükürüklerin bir bölümünün konmasıyla irkildim. "yok ulan ne düzelmesi şu halime bak" diye iç geçirdim. amcaya haşin bir bakış fırlatıp bir selpak bulmak için elimi cebime attım, o sırada pasom elime takıldı, gayri hitiyari pasoyu çıkardım ve o meşhur sloganı gördüm, biz insan taşıyoruz... hey yavrum hey, taşıyın taşıyın da insan gibi taşıyın, sağa sola reklam alınca da bu doğrultuda bir şeyler yapın.