polislik sınavlarına hazırlandığım sırada mülakatlarda ismi sorulan bir şahıstı balıkesire mülakatlara gittiğimde ne sorarlar dendiği zaman idris naim şahinden kesin çıkar denirdi.
pkk ile elinden geldiğince ve samimi olarak mücadele etmeye çalışan tek akp bakanıydı. yetersiz, seçmene saygısız ve gaf makinası bir adamdı ama dediğim gibi akp içinde kürt terörüne karşı direnmeye çalışan tek bakandı.
radikal, taraf, entel liboş takımı, kürtçü cemaat ve bdp'nin ortak düşmanıydı. binali yıldırım'ın veya mehmet şimşek'in bu adamınkine rahmet okutacak gafları ve/veya hakaretleri medya tarafından sümenaltı edilirken idris naim şahin'in en ufak hatasının bile altı hep kalın kalın çizildi...
sadullah ergin ve ahmet davutoğlu işi bu adamın selamını almamaya kadar vardırdılar. sebep kürtçü cemaatin korumasındaki bazı pkk ileri gelenlerinin - rica edilmesine rağmen - ve yakınlarının tutuklanmasıdır.
sırrı sakık'ın bizzat cumhurbaşkanına ilettiği bazı isimlerin üzerine gül'ü de sallamayarak gitmesi hem perde önünde hem de perde arkasında kendisine kampanya başlatılmasına neden oldu.
mehmet şimşek'in hem hizbullah firarilerine yardımını, hem de batman'da pkk destekçisi bir sülale/aşiret mensuplarını devlet kaynaklarıyla desteklediğini başbakan'a rapor etmesi de bir başka hatası oldu. o zamandan beri mehmet şimşek ile recep tayyip erdoğan arasında bir soğuk savaş sürmekte. çok zorda kalmadıkça birbirlerinin telefonlarına dahi çıkmıyor bu iki adam...
çok zeki olmamakla beraber en azından vatan haini değildi diğer akp ileri gelenlerinin aksine...
akp'den istifa edip mhp'ye katılmaya cesaret edemeyek vekildir. bakanken dostuna akrabasına sağladığı imtiyazlar elinden uçuverir gider. onlarda idris naim'e kötü davranabilirler.
terör konusunda uygulanan yeni konseptte terörle mücadeleyi bu kadar iyi organize eden sayın bakan fazlaca dikkat çekti galiba, imralıyla müzakere - terörle mücadele diyenler terörle mücadelede fazlasıyla başarılı olan bir ismi devre dışı bırakarak büyük risk aldı; eğer müzakerelerden istediğiniz sonuç çıkmazsa böyle değerli bir ismi pasifize etmenin hesabını bu millete veremezsiniz!!!
yaşadığı fiziksel şok'la, etrafındakilerin şaşkın bakışları arasında bir kaç dakika kısmi felç geçirmesine rağmen; kendisine lütfedilen koltuğa büyük bir sarsıntıyla enkaz yığını haline gelen hayallerine tutunarak anca oturabiliyor. buraya kadar her şey doğal.
ancak, başbakan, kanal 24'teki Yiğit Bulut'un sunmuş olduğu 'Sansürsüz' Programında, görevlerinden alınan bakanlarla ilgili; hepsiyle telefonla görüştüğünü, beş bakanında kendisine minnettar olduğunu ve tek tek teşekkür ettiklerini, kendisininde görevlerinden alınan bakan arkadaşların tepkilerinden duygulandığını, hatta o kadar etkilendim k; "bu beş arkadaşın duygusal konuşmalarını cumhurbaşkanı'na bile anlatım." diyecek kadar samimi miydi? yoksa birilerine verdiği sözü yerine mi getirdi? anlamadık doğrusu. adam neredeyse yere düşüp bayılacaktı, * o, bakışların her saniyesi çok samimi duygularla edilmiş küfür gibiydi.