kaptanlarının ve vapurlarının 21.yy da radardan bi haber olduğu şirkettir.
yahu kardeşim adalar seferleri iptal olsa anlarım. nedir ki yani eminönün'den üsküdar'a geçireceksin insanları. aç radarını paşa paşa git. 15 dklık sefer iptal edilip insanlar mağdur edilir mi?
- Agaaaa her geliş gidişimde kanal 24 ten tayyeap ve gül'ü mü izlemek zorundayım lan ben? Hadi kanalı açtın bari sesini kıs panpa... Ulan onu geçtim.. madem yandaş medya izlicez trt, atv falan izleyelim değil mi yeğen?
- Anonslar güzel hoş hatta ingilizce anonsları söeyleyen abla kraliyet ailesi aksanı ile konuşup kulak okşuyor amma velakin.. anlık anonslarda Türkçe'yi kullanmak ile yetinseniz iyi olacak ; "LOST THE PHONE LOST THE PHONE PLEASE COME iNFORMATiON" nası bir ingilizcedir lan .. Fatih Terim özel kurs mu veriyor ido çalışanlarına
- Sıra geldi koltuk numaralarına; aga ne yalan söyleyeyim stadda yer bulmak daha kolay o kadar kalabalıkta... Koltuklarda üçer beşer numara var hangisi guncel anlamak mümkün değil...
- Sizi seçtiğimiz için teşekkür etmeyin sevgili ido ve i.b.b emin olun bir seçim sanşım olsa ilk 3 e girmezsiniz... saygılar sevgiler...
küçükken ibrahim tatlısese ait olduğunu sandığım deniz işletmesi. " devlet nasıl izin veri ki yeeaae, çok garip. neyse ben legolara döneyim. olmaz ki ama yaaeea " diye düşünmüşlüğüm çoktur.
özelleştirilme sürecinde, değerinin çok altında cüzi bir rakama gitmiş güzelim şirket. kim bu durumdan ne kadar komisyon aldı bilemiyoruz tabii. umarım, danıştaydan döner bu özelleştirme.
ibrahim tatlıses'in küçük oğlunun adıdır. daha çok ido ile ilgilenmesine karşın büyük oğlu ahmet tatlı'yı daha çok sevdiği yakın çevresi tarafından bilinmektedir.
deniz otobüslerinde aylık akbil geçmeyen kazıkçı kurumdur. ulan 4-5 birim düşürün ama geçsin şu aylık akbil bu kadar mı zor? özelleştirmelere karşıyımdır aslında ama belki düzeltir yeni şirket bunları. ayrıca yine gece tarifesi diye bir olay yapıp 7/24 hizmet verse çok güzel olacaktır.
yani gece kadıköy'den bakırköy'e yada taksim'e gitmek durumunda olan eğlenceden çıkmış yığınla adam var. ama kalkmışlar herkes 9 dedin mi evde olacak gibisinden 8.30 dan sonra sefer koymuyorlar.
işte tüm bunlar umarım düzelir. birde bakırköy'den yada florya taraflarından silivri'ye deniz otobüsü koysa dünya devi tekeli olur.
Erken al, ucuza öde kampanızı bugün gittiğim Bursa seferinde öğrendim. Bu yeni kampanyanın nasıl bir ekonomik külfet olarak geri döneceğini görmek için döner dönmez internet sitenize girdim.
Pilot hat olarak seçtiğiniz Bandırma hattında, erken alınca nasıl ucuza ödemediğimi görmüş olmanın verdiği müşteri memnuniyetini yaşıyorum.
Örnek olarak yarın ki ilk Bandırma feribotuna standart ücretin 35 lira olması gerekirken 45 liralık bir bedelle karşılaşıyorum*, buna rağmen 1 ay sonrasına bilet aldığımda ise 30 lira veriyorum. indirime gel.
Görüyorum ki yeni yönetim kurulu, özelleştirmenin verdiği dinamizim ile ilk iş olarak müşterilerinizi, "nasıl daha fazla yolabiliriz" çabasına girmiş bile, taktire şayan. O kadar MBA yapamış işletme mezunu godaman girşimci ruhlu arkadaşı iDO'nun başına getirisek başka ne olmasını umud edebilirdik ki!?
"Erken al aynısını öde, geç al %50sini de biz bindirelim" kampanyanızın istediğiniz başarıya ulaşmasını temenni ederim. Pek çok uçak** ve otobüs firmasının uyguladığını iddia ettiğiniz bu yöntemi* ibretle izliyorum.
Haliyle işine gelmiyorsa binme sen de kardeşim zorla mı diyebilirsiniz! Netekim otobüsle 4 saatte gittiğim ve yıllardır otobüs ücreti ile aynı ücreti verdiğim iDO'yu bu kadar çabuk kaybetmek istemiyorum. ha baktım olmadı, bu kampanya ile 35 liraya istanbul dan bursa ya gideceğime paşa paşa esenler otogarın yolunu tutarım.
Attığım bu mailin en iyi ihtimalle müşteri hizmetleri elemanlarınca okunacağını ve bana cevaben, ilginize teşekkür ederiz, en kısa sürede e-mailinizi sileceğiz dediklerini duyar gibi olabiliyorum.
Tek dileğim yaşamak zorunda olduğum şu ülkede insanca seyahat edebilmek*.
bilet satarken adam gibi dinlemeyen, bilgilendirmeyen gişe görevlilerine sahip işletme.
cumartesi günü için kadıköy-bursa feribotuna bilet almak için cuma akşamından ido gişesinin yolunu tuttum. gişedeki görevliye özellikle kadıköy-bursa diye belirttim ama otura otura koca götünü büyütmekten başka bir işe yaramayan şahıs, bana ağustostan önce kadıköy'den sefer olmadığını söylemeden ve bileti de yenikapı-bursa olarak keserek paramı aldı. ertesi gün feribot saatinde acı gerçeği öğrendik. paranın gittiğine mi yanarsın, feribotu kaçırdığına mı yanarsın, tekerlekli değil de normal valiz alıp omzunun kolunun ağzına sıçan anneyle aynı yolu gerisin geri dönüp otobüs bileti bulmak için acente aramana mı yanarsın. ayrıca ido'nun ordaki büfede 2 kolaya 7 tl alan soyguncuların da ağzına sıçayım. marketlerde 1,5 tl lan kola.
kazık yemek için birebir olan büfeleri barındıran feribotlara sahip olan ve iki aydır haftaiçi her gün kullanmak zorunda olduğum bir deniz ulaşım işletmesi. bilet fiyatlarında uyguladıkları prosedüre ise hiç girmek istemiyorum.
bandırma'dan yenikapı'ya geliyorum bir kaç gün önce. parkettim arabayı, çıktım yukarıya salona. açtım kitabımı önüme. sonra dayanamadım bir cappucino içeyim dedim. amk. ne biçim bir espresso makinesi var lan o gemilerde. inanılmaz bir gürültü. sanırsın ki gemi batıyor. hemen şikayet ettim. cezvede kahve yapın amk, bu nedir lan dedim. bakalım ne olacak.
ilk akla gelen iki şeyden bir tanesinin ibrahim Tatlıses'in oğlu olması yüzünden dehşete düştüğüm, medyayı sorguladığım üç harfli "kısaltma". Gerçi "Tatlıses'in oğlu" ido, neyin kısaltması bilmiyorum.
