ideolojinin kıskacında üniversite ve bilim

entry1 galeri0
    1.
  1. ideolojilerin kıskacından kurtulup, özgür düşünce ortamını bir an önce oluşturması gereken üniversitedir.

    Ömer said Gönüllü nün yazısına gelecek olursak, bu başlıktaki bir yazının sızıntı gibi bir dergide yer alması da ilginç doğrusu, gerici ideolojinin kıskacındaki adamlar, üniversitelerin ideoloji kıskacında olduğunu söylüyorlar. breh breh!
    --spoiler--
    Bugün dünya üniversitelerinde astronomi, fizik, kimya, jeoloji, biyoloji, tıp gibi disiplinler şu dört varlık kategorisini aydınlatmaya çalışıyor: “Kâinat, Dünya, Hayat ve insan nasıl meydana geldi, nasıl işliyor ve nereye gidiyor?” Fakat çok azı hariç, üniversiteler, maddenin başlangıcından insana kadar varlık âlemini “kendi kendine ortaya çıkmış ve devam ediyor” olarak görüyor; öğretim felsefesini, müfredatı ve kadroları bu esas üzerine oluşturuyor; Kâinat’ın Yaratıcı tarafından yaratılmış olabileceği ihtimalini bilime konu eden yaklaşımlara izin vermiyor; dile getirenler olursa, bunları dışlıyor
    --spoiler--
    ...
    ..
    .

    yazı, derginin aralık 2005 sayısında olduğu için ömer said gönüllü bazı şeylerin farkında olmamış tabi, ya da belki de bu eleştirisi sayesinde birşeyler değişti üniversitelerde. yazısını bugün şu şekilde değiştirse iyi olur, "bugün çok azı hariç, üniversiteler, maddenin başlangıcından insana kadar varlık âlemini, "kendi kendine ortaya çıkmış ve devam ediyor" olarak görenlere tahammül edemiyor! öğretim felsefesini, müfredatı ve kadroları(!) bu esas üzerine oluşturuyor, kâniatın yaratıcı tarafından yaratılmış olabileceği ihtimalini bilimsel bir gerçek gibi dikte ediyorlar. aksini dile getirenler olursa bunları dışlıyorlar.
    ...
    ..
    .
    --spoiler--
    Onyedinci asırdan itibaren, bazı disiplinlerde önemli gelişmeler kaydedilse ve ilk bilim akademileri, botanik bahçeleri ve tabiat tarihi müzeleri teşekkül etse de, üniversite çatısı altında ekoller ve bilim câmiaları pek gelişmemişti. Bugün ise, üniversitelerde, bilim akademilerinde, hakemli ihtisas dergilerinde ve sivil toplum kuruluşlarında odaklanmış olan bilim câmiası “modern bilim”i ve sonuçlarını neredeyse insan-üstü bir oluşum, hatta bir “din” gibi benimse(t)miş durumda. Bilim, ağırlıklı olarak buralarda üretiliyor, müzakere ediliyor, geliştiriliyor ve duyuruluyor; bu konuda konuşma yetkisi de bunlara ait görülüyor. Araştırma bir yana, modern bilimin düşünme yöntemlerinden farklı düşünme teşebbüsleri bile hoş karşılanmıyor. Müessese içindekilere izin, dışarıdan konuşanlara değer verilmiyor. Cesaret gösterenlere de kodamanlar (the Establishment) haddini bildiriyor ve prestijlerini süratle sıfıra indiriyor.
    --spoiler--
    ...
    ..
    .

    .... Bugün ise, üniversitelerde, bilim akademilerinde, cemaat yalakası dergilerde ve yine cemaat topluluklarında odaklanmış olan şakirt camiası "modern bilim"i ve sonuçlarını neredeyse önemsiz, hatta bir "hiç" gibi benimsetmiş durumda.
    ...
    ..
    .
    --spoiler--
    Bir akademisyen, makalesinin sonuç bölümünde felsefî bir üslûbla bile bu ihtimalden sözedecek olsa hiçbir bilim dergisinin editörü veya hakemler buna vize vermiyor, veremiyor. Bunu kitabında konu etmek isteyen bir bilim adamı, yayınevi bulmakta güçlük çekiyor. Bu durum, bir zamanlar Kilisenin temsil, üniversitenin de tenkid ettiği “dogmatizm”in bugün bizzat üniversiteye hâkim anlayış tarafından benimsendiğini gösteriyor. ingiliz jeolog Richard Milton Shattering the myths of Darwinism (Darwinizm Efsanesinin Sonu) isimli kitabının önsözünde şunları yazıyor:
    --spoiler--
    ...
    ..
    .

    Bir akademisyen, makalesinin sonuç bölümünde felsefi bir uslubla bile, evrenin bir yaratıcısı olmadığı ihtimalinden sözedecek olsa neredeyse hiçbir üniversitede, kabul görmüyor, dışlanıyor.

    yazının geri kalan bölümleri gerçekten okunmayacak derecede saçma, şu an için konuşuyorum, çünkü 2005'te durum farklıydı, belki o zaman ömer said gönüllü bey efendi haklıydı. Ama şimdi durum tam istediği şekilde, kına yaksın, kıçına sıvasın.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük