son 3 yıldır milletçe içine sürüklendiğimiz, sürüklenmek istediğimiz durumdur "ideolojik kamplaşma" denen şey.
bir akp kanadı var bir de chp kanadı var. bir taraf "dini bütün, liberal, demokratik, kapitalist" diğer taraf "laik, kemalist, sosyalizm yanlısı" diye yansıtılır.
çıkış noktamız şudur : bir taraf kendini "atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyetin yegane sahibi" olarak görmeye başladı. öbür taraftaki insanları "yobaz, gerici" olarak nitelemeye başladı.
yalan mı ?
ben bundan 2 yıl öncesine kadar hiçbir şey hatırlamıyorum buna dair. ne zamanki "cumhurbaşkanlığı seçimleri" yaklaştı, o zaman zırıldamaya başladı bir taraf. hani halkın -ben de yandaşı değilim, meraklı da değilim ama gerçek bu- eze eze seçtiği bir partinin adayının cumhurbaşkanı olacağını anladıkları gün. "başörtülü bir cumhurbaşkanı hanımı olamaz!" "imam hatiplinin çıkabileceği yer değil orası!" diye nidalar savurdukça, öbür taraf da gaza geldi.
aydın dediğimiz insanlar darbe çığırtkanlığı yapmaya başladılar. sağduyu beklediğimiz insanlar ateşe körükle gittiler. hepsi sözde "demokrat"tı.
milletçe demokratızdır biz. kime sorsan "demokrasi bik bik bik" der, ama iş karşı tarafın demokrasiyi kullanarak bir şeyler elde etmesine geldi mi "het höt, laik, sosyal, atatürk, kemalizm" deriz. bu öteki taraf için de geçerli. kendimize demokratız biz, demokrasi bizden yana, tramvay bizim gittiğimiz tarafa gittikçe demokratızdır; gerisi palavra.
kimse "biri bunu durdursun" demiyor. iki taraf da güç savaşı içinde artık.
bizim halkımızın anladığı tek şey "darbe" sanırım. ne zaman "darbe" olur o zaman herkes "reset"lenmiş gibi "demokrasi, darbe kötü, pis cıs" demeye başlar. tabii darbecilerimiz izin verirse.
bir zaman gelecek, bu kamplaşmanın zararlarını götümüzden kan almaya başladıkları zaman anlayacağız. birleşmeden gücümüzün yetmeyeceği düşmanların bu ülke üzerinde oyunlarını bitirmek üzere olduklarını anlayınca, birleşmek için çok geç olacak.
kökleri 1980 darbesi ile kurutulmuş bir kampın tamamen yok edilip diğerinin biraz daha var ama cılız kalmasının sağlandığı son bir kaç yıldır farklı bir şekilde karşımıza çıkan kamplaşmadır.
bende lise yıllarımda böyle bir kamplaşma içindeydim. leninisttim ama odamda atatürkçü düşünce derneği nin verdiği atatürk fotoğrafı vardı. hemen yanına annem diyanet takvimini asmıştı. kitaplıkta da das kapital le sahih-i buhari yanyana duruyordu.
kısacası, annemin islam senteziyle yoğrulmuş neo-kemalist düşüncelerine karşı direniyordum.fazla direnemedim tabi. bir sabah, ansızın kafama güdümlü anne terliğini yiyince annemin darbe yaptığını anladım