"Bu eser, benim bütün varlığım, vücut hikmetim, her şeyim... Ben, arının peteğini hendeseleştirmeye memur bulunması gibi, bu eseri örgüleştirmek için yaratıldım. Şiirlerim de, piyeslerim de, hikâyelerim de, ilim ve fikir yazılarım da sadece bu eserin belirttiği bina etrafında bir takım "müştemilât"dan başka bir şey değil... Güzelim Türkçenin "katık" tâbiri ne kadar yerinde. Gerçek gıda "nân-ı aziz" dediğimiz ekmektedir ve gerisi, ona katılmaktan kinaye "katık"tan ibaret... içinde yüzde elliden fazla (hidro-karbone) cevher bulunduran ekmek, pastaların üstündeki her türlü krema ve (fantezi) oyunlarına sırt çevirmiş, kuru ve yavan, fakat besleyici ve kurtarıcı fikre ne güzel remz!.. işte, ezel kadar eski ve ebed kadar yeni, topyekûn insanlık çapındaki dâvanın bu eserini tamamlarken, onu, gıdasını Büyük Doğu ekmeğine borçlu bildiğim Anadolu gençliğine ithaf ederim." N.F.K. / 1968
'' bugünkü dünya, tahlilini bekleyici tek cümlelik terkip hükmüyle, yirminci asrın başında ve ortasında iki kere neşterlediği halde bir türlü çıkaramadığı ruhi ve içtimai urunu daima içinde gezdiren ve şimdi fani bir gaflet ve sahte sükunet devresine girmiş bulunan ve pek yakında bütün iç ihtilâlini açığa vurmaya mahkum yaşayan asırlık bir illet panayırıdır... ''
'' biz, hangi milleti ve siyasi zümresiyle olursa olsun, avrupalının hoşuna gittikçe ve alkışını topladıkça, böbürlenmek yerine başımızı taştan taşa vursak daha iyi ederiz ''
'' zira bizim, hangi milleti ve siyasi zümresiyle olursa olsun, avrupalının hoşuna gitmemiz ve alkışını toplamamız, ancak kendi kendimizi tahrip ve inkârımız nisbetinde kabildir ''
'' bizim, kendi kendimizi bulmamız, avrupalıya akıl ve madde marifetleri yolunda erişmemiz ve bu yetkinliği kendi ruh hamurumuz içinde pişirip, onun karşısına, yeni ve ileri bir millet vahidi halinde çıkmamız, onu şadetmek, şöyle dursun, ancak ürkütür, bedbaht kılar ve binbir vasıtayla üzerimize çullandırır ''
'' şu yüzden ki, biz avrupalının kendi familyasından sandığı bir millet değiliz. istediğimiz kadar ondan olduğumuzu iddia edelim, onun kılığına bürünelim ve harfleriyle yazı yazalım; avrupalı bu iddiamızı, hatta bu iddiada muvaffakiyetimizi alkışlarken, için için bize gülecek, bizden tiksinecek ve tuzağa kendi ayağıyla düşen bu safdil avi kaçırmamak için her şaklabanlığı yapacaktır ''
şair olmanın ötesinde bir ideolog olan necip fazıl kısakürek in nazizma,komünizma ve liberalizmaya milli ve dini alternatif sunan büyük doğu ideolocyasının ana kitabının ismidir.harika bir türkçeyle kaleme alınan şaheser büyük bir fikir işçiliğinin sonucudur.yerli düşünen yurdum insanına tavsiye edilesidir.
necip fazıl'ın ilk kez 1968'de yayınlanan eseri. Müthiş bir edebi dil , müthiş bir akıcılık ve üslupla kaleme alınmış bir büyük doğu idealini yansıtan manifesto. kullanılan dilin güçlülüğü,okuyucu okuduklarına katılmasa da sanki onu zorla ikna ettirebilecek derecededir.
özellikle liberalizm , bilmem ne-izm gibi batıl batıcı akımların peşine takılan ve kendine "muhafazakar" diyen yeni nesil dindar kesimin, liderlerini ve kanaat önderlerini putlaştıran bir takım badem bıyık taifesinin, soros'un fonlarından aldıkları güç ve destekle türk vatanında kafir kılıcını sallayan bir takım lalelerin, iktidar rüzgarı ile ne oldum delisi olup öz değerlerine yabancılaşan "kardeşlerimiz"in okuması (okumuş olsalar da bir daha okumaları) elzemdir. (mümkünse eski basımlarını okuyalım, yenilerine bakmadım ama pek güvenmediğimi söyleyebilirim, içinde kırpmalar olabilir...)
meraklısı için eserin kabataslak bir muhteviyatı :
iÇiNDEKiLER
1) ADIMIZ, DÂVAMIZ, MÂNAMIZ
Büyük Dogu
Orkestra, Senfonya ve Biz
Dogu Bati
2) DOGU VE BATI MUHASEBESi
Batinin Doguya Bakisi
Batinin Kendisine Bakisi
Dogunun Batiya Bakisi
Dogunun Kendisine Bakisi
Doguya inanalim
Dogu ve Bati Birarada
Batiyi Anlamak
Kendi içinde Bati
Kendi içinde Dogu
Batinin Buhrani
Doguda Buhran
Bizde Buhran
Batinin Ucuzculugu
Dogunun Ucuzculugu
3) TÜRKÜN MUHASEBESi
Olus
Sebep
Teshis
Kendi Zaviyemizden Avrupalilik
Avrupali Tuzagi
Bugünkü Dünya
Dogan Dünya ve Biz
Olmadi Olamaz!
Bu Agacin Yemisleri
Tek Kelimeyle Kurtulus Yolu
Ahlâk Dâvamiz
Ahlâk Kaynagimiz
4) ANA KAYNAK: iSLÂM
Neye inaniyoruz
islâm ve Hersey
islâm ve Kâinat
islâm ve Dünya
islâm ve insan
islâm ve Ahlâk
islâm ve Cemiyet
islâm ve Devlet
islâm ve inkilâp
islâm ve Siyaset
islâm ve Adalet
islâm ve Ordu
islâm ve Müsbet Bilgiler
islâm ve Güzel Sanatlar
islâm ve Kadin
Disi ve içiyle islâm
5) TARiH HÜKMÜ: NASIL BOZULDUK
Fasledici Tarih Çizgisi
islâm Nasil Bozuldu?
1. Kanunî Devrinde
2. Kanunîden Sonra
3. Tanzimat Devrinde
4. Mesrutiyet devrinde
5. Son Devirde
Ahlâk Yaralarimizdan Misaller
6) BEKLEDiGiMiZ iNKILÂP
Bekliyoruz
Daima Onu Bekliyoruz
Hep Bekliyoruz
Giris
Reformacilar
Nefsanî Tefsirci
Ham Yobaz ve Kaba Softa
Sahte Sofîler
Derin ve Gerçek Müslüman
Gerçek ve Derin Müminde Akil
Hülâsa ve Netice
Netice
Usul
Esas
Hedef
Vasita
7) BEKLEDiGiMiZ iNKILÂBIN YÖNLERi
içtimaî ve iktisadî Mezhepler
Siyaset
Asyacilik
iktisadî Nizam
içtimaî Faaliyet
Teskilât ve idare
Devlet
Sinif
Gençlik
Milliyet
Köy
Sehir
Aile
Mektep
Müspet Bilgiler
Güzel Sanatlar
Adalet
Mahkeme
Sihhat ve Güzellik
Kadin
Üreme ve Türeme
Ordu
Ordu ve inkilâp
Millet ve Ordu
Anladigimiz Ordu
Dünyayi imar
Toplam
8) DEVLET VE iDARE MEFKÛREMiZ
Yüceler Kurultayi
Basyüce ve Kurultay
Basyüce
Basyücelik Hükûmeti
Hükûmetin 11 Dâvasi
Yüce Din Dairesi
Halk Divani
Basyücelik Akademyasi
Basyücelikte is Ölçüsü
Basyücelikte Ceza Ölçüsü
Basyücelikte Umumî Manzara
Basyücelik Emirleri Kanun
Basyücelik Emirleri Zevk ve Terbiye
Basyücelik Emirleri Kumar
Basyücelik Emirleri içki ve Zehir
Basyücelik Emirleri Zina ve Fuhus
Basyücelik Emirleri Faiz
Basyücelik Emirleri Kahvehane
Basyücelik Emirleri Külhanbeylik
Basyücelik Emirleri Vatan Disi
Basyücelik Emirleri Sinema
Basyücelik Emirleri Dans
Basyücelik Emirleri Parazitler
Basyücelik Emirleri Heykel
Basyücelik Emirleri Matbuat
Basyücelik Emirleri Yine Basin
Basyücelik Emirleri Radyo
Basyücelik Emirleri Üniversite
Basyücelik Emirleri Batida Tahsil
Basyücelik Emirleri Ecnebi Mütehassis
Basyücelik Emirleri Harf Dâvasi
Basyücelik Emirleri Kiyafet ve Sapka
Basyücelik Emirleri Kadin Kiligi
Basyücelik Emirleri Vâizler
Basyücelik Emirleri Yine Kilik
Basyücelik Emirleri Köy imami
Basyücelik Emirleri Subay
Basyücelik Emirleri isçi
Basyücelik Emirleri Sermaye ve Patron
Basyücelik Emirleri Fabrika
Vesaire
9) TEMEL PRENSiPLER
Ruhçuluk
Keyfiyetçilik
Şahsiyetçilik
Ahlâkçilik
Milliyetçilik
Sermaye ve Mülkiyette Tedbircilik
Cemiyetçilik
Nizamcılık
Müdahalecilik
10) HAL VE MANZARA
Bu Hal
Asıl Dâva Hep'çilikte
Geliş ve Gidişimiz
Asıl inkilâp
Felix Culpa - Mes'ut Suç
Hürriyet
Uydurma Dil Felâketi
iktidarlarin Hikâyesi
Dünyamız
Sahte Şans Devirleri
Niçin, Niçin, Niçin?
Nesini Kabul Edelim?
7 Ölüme Karşı Biz
Merhamet Buyurunuz!
Ucuzculuk
Tezatlar Dünyasi
Üstün Politika
Hareketsizligimiz
Küfür Yobazlari
Cepheler
Cepheler Ham ve Kabalar
Cepheler Yeni Müctehid Taslaklari
Cepheler Karton Adamlar Gövdesi
Cepheler Damgali Adamlar Gövdesi
Dışımızda islâm
iç ve Dış Düşman Yahudi
Doğunun Yolu
Makine
Makine ve Keşifler
Program Reçete
Fikirsizlik
Sinirlar
ileri Geri
Meccanî Hayat
Yine Hürriyet
Kurtarici Hikmet
Demokrasya
Dünya Buhranı
Babiâlide inkilâp
Basin Yönünden inkilâplar
11)ÇiLEMiZ VE DÂVAMIZ
Ocak Kizisti!
Hakikatimiz ve Gençligimiz
Mefkûreci Ahlâki
Ümidimiz
Ümitsizligimiz
Fedakârlik
Çilemiz
Divanelere Muhtaciz
Mürteci Gerici
Deli Olmak Lâzim!
Türk Gençligine!
Yolumuz
Lüpçülük, Hepçilik
Beklenen Nizam
Tamamligin Sartlari
Anadolu
Genç Adam!
Görünmeyen Genç
Anadolu Gençligine
Bir Neslin Son Örnekleri
Son ve Tek Kivilcim
necip fazıl kısakürek'in ''büyük doğu'' ideolojisinin manifestosu. bu manifestoyu da inanılmaz bir edebilikle kaleme almayı başarmıştır kendisi. islam'in temayülünden, içtimai yaşama etkisine, nazizmden komünizme, türkiye'deki islami reform hareketlerinden tabiiun devrindeki din anlayışına, her şeye değinmiş; dosta düşmana ideolojisini açıklamıştır.
bu kitap, ilk defa 1968'de basıldı ve çıktı. bu çıkışıyla da "büyük doğu - b.d. yayınları"nın dördüncü, fakat bütün geçit ve kilit noktalarını gösterici ve davayı temellendirici baş eseri olarak, en yeni tertip, terkip ve kıvama erişmiş bulunmakta...
ilk basılışında, has ekmeklik fikir yerine krema köpüğünden (espri), yani gıda yerine çerez ve eğlencelik sevenlerin pek beğenmeyeceklerini ve ancak kafaları zonklayan, dar ve müstesna bir zümrece benimseneceğini sandığım bu eser, tahminime aykırı olarak büyük bir alâka doğurdu ve kısa zamanda tükendi.
hayret! demek 40 yıldır inşası yolunda kan terlediğimiz yeni gençlikten, ilâhî lûtufla, bir yankı duvarı teşekkül etmiş ve eski sıpaların yerini, yeni cins küheylân yavruları almaya başlamıştı.
işte bu halin bana verdiği ümitle eserimin son, som ve tam, sayısız eksiklikler, yanlışlıklar ve aksaklıklardan temizlenmiş ve büyük çapta genişletilmiş şeklini bu gençliğe takdim ederken, dünyada ne kadar "hâneharap" olursam olayım, öbür âlemde bana bir saray hediye edileceği veya asıl saray sahibinin ebediyet çatısı altında bir köşe gösterileceği ümidini muhafaza ediyorum ve diyorum ki:
-fikirde, sanatta, anlayışta, anlatışta, buluşta, tutuşta, dağıtışta, toplayışta ve nihayet yaşanmaya değer hayatın ölçülerini billûrlaştırma işinde, dünyanın en büyük adamı olmak isterdim; nefsim için değil de, sırf o'nun ümmetinden en hakir ferde düşen liyakat payını ve üstünlük derecesini göstermek için...
-genç adam, düşün!
-evvelâ, insanoğlunun düşünmekten büyük haysiyeti olmadığını düşün!
-senin yaşadığın devirde insanların meşin toptan birer kafa taşıdığını ve topu dolduran havanın en basit fikri bile kavurup kül edici bir kezzap buharı olduğunu düşün!
-düşünmeyi düşün; düşünülecek herşey ondan sonra kuyruğa girer. filozof: "mademki düşünüyorum, öyleyse varım! "der. ya biz ne diyelim?..
-bırak filozofu, milozofu: kainatın efendisi ve insanlığın ufku, bir an düşünceyi bilmem kaç yıllık ibadete denk tutar ve şöyle buyurur: "yarabbi; bana eşyanın hakikatini olduğu gibi göster!" aziz varlığın aziz aynası fikir... düşün!
-seni karartmak isteyen tesirler evvelâ sende mücerret fikir istidadını, yani varlık şiarını körletmekle işe girişti. bunu düşün!
-hiçbir kaptan haritadan, hiçbir şoför kilometre işaretinden, hiçbir doktor röntgen camından şüphe edemez.
fakat sen, tanzimattan bu yana, öne sürülen bilgi ve hakikat unsurlarından şüphe edebilirsin!.. ilimde bile dolandırıldın? bunu düşün!
fikirsiz efendiler, fikirsisiz!
ne yola, ne madene, ne buğdaya, ne silaha muhtacız! ihtiyacımız sade fikre.
ondan da mahrumuz!
fikir olunca hepsi olur, o olmayınca da hiçbiri olmaz; bunu bile anlamıyoruz!
bizi, ne bizden olduğunu sananlar, ne de bizden olmayanlar anlayabiliyor. bizi anlayabilmek istidadı, ancak allah ve resulünün sırları yolunda kafasını berhava etmiş yüksek çile ehli müslümanlardadır.
gerçek yeninin, doğrunun, ilerinin yolunu kesenler ve günlük takvim yaprakları üstünde zamanı kokutanlar, mücerret plânda müdafaa edemedikleri kendi halleri üstüne mıhlanıp mücerret plânda müdafaasını yasak ettirdikleri hallere gericilik isnat ederler; ve polise "eroinci!" diye işaret verircesine sizi elleriyle gösterip narayı basarlar: gerici!!!
zamanenin küfür yobazlarına ait röntgen camı, işte!..
bu cama dikkatle bakarsanız, leblebi büyüklüğündeki beyin üzerinde, batı emperyalizmasıyle beraber moskova'nın gizli parmak izine benzer bir leke görürsünüz!..
"kimin malını aldımsa, işte malım, gelsin alsın; kimin sırtına vurdumsa, işte sırtım, gelsin vursun!" diyen allah sevgilisinin ahlâkı... buna muhtacız.
çölde, devesine, kölesiyle nöbetleşe binen reisler reisinin ahlâkı... buna muhtacız.
söz verdiği yerde günlerce dostunu bekledikten sonra, ona zımnen yalancılık isnat etmek için günlerce yerinden kıpırdamayan velayet büyüğünün ahlâkı... buna muhtacız.
"bulunca şükrederiz, bulamayınca sabrederiz!" sözüne, "horasan'ın köpekleri de böyle yapar; bulunca dağıt, bulamayınca şükret!" karşılığını veren vecd büyüğünün ahlâkı... buna muhtacız.
şeyhinin ocağına, tam 40 yıl, cetvel tahtası gibi dümdüz odunlar taşıyarak tam 40 yıl sonra beliren "dağda hiç eğri odun yok mu" dikkatine, "senin kapından eğrilik geçemez!" cevabını bastıran ulvî dervişin ahlâkı... buna muhtacız.
yani bizim ahlâkımız; kökümüzün, kaynağımızın, beşiğimizin, ocağımızın ahlâkı... buna muhtacız.
millî ahlâk mefhumunu, başta din olmak üzere, o milletin bütün iman ve mukaddesat manzumesi içinden süzülüp gelen bir vakıa telâkki etmenin ahlâkı... buna muhtacız.
şu anda dünya kıyametinin yangınını çerçeveleyen pencere karşısında, ahşap damlar gibi çöken milletlerin püskürttüğü kıvılcım yağmuru içinde, insanoğlunu, yeni bir ruh ve ahlâk inşa etmek cehdiyle şahlanmış görmenin ahlâkı... buna muhtacız.
batı dünyasının, kendi içinde ve kendi kendisine karşı, kaybedilmiş bir ruhla bir ahlâkın güya kurtuluş savaşını yaptığını bilmek; ve bu beşerî savaş dışında artık hiçbir hayata yer kalmadığını anlamak şuurunun ahlâkı... buna muhtacız.