anası öldükten sonra, çok klas, artistik bir sahneyle ortadan kaybettikleri pısırık veledi, filmin sonuna çok iyi enjekte ** etmiş yapımcılar. kimse sormadı; "yahu nerde o velet" falan diye.. sırf bu yüzden bile takdir edilmelidir bu filmin yapımcıları. final sahnesi de şok edici bir diyalogla biter:
--spoiler--
bir orospuya asla ikinci bir şans verme.
--spoiler--
ayrıca john cusack'ın şu ana kadar izlediğim en mantıklı ve sıkıcı olmayan tek filmi sanırsam. *
izlenmesi şiddetle tavsiye edilen filmdir. Anlaşılması bir hayli güçtür, izlendikten sonra hakkında en az yarım saat daha düşünülür. Bir kez daha izlenmeden anlaşılmaz. Mükemmel bif filmdir. Filmi çözünce çok mutlu olunur.
''Parmağını kıpırdatmadan erkekleri mahveden kadınlar gördüm.'' -Kimlik
çoklu kişilik temasının etkileyici şekilde işlendiği film.Başından sonuna kadar gözlerimi alamadım.filmin temposu çok başarılıydı.
the ring ve gothica'dan sonra beğendiğim gerilim filmlerine bir yenisini daha ekledim.
--feci spoiler--
filmin başında küçük çocuğu görünce dalgasına 'aha kesin katil budur' diye sallayıp tutturduğum film. film boyunca 6 kişinin öldürüldüğü katliamla 9 kişinin öldürüldüğü katliamı bağdaştırmaya çalıştık, ama sonunda hiçbir bağlantıları olmadığını öğrendik. 9 kişinin öldürüldüğü katliamda ölen her kişinin katilimizin farklı bir kişiliği olması ve en sona katil olan kişiliğin kalması da gerçekten yaratıcıydı, ne diyelim.
--feci spoiler--
ölmeden önce mutlaka izleyin falan demeyeceğim ama yine de izlenmesi gereken bir film. hem iyi vakit geçirtir hem de sıkacak kadar uzun değil.
memento, 6.his, the others, the game gibi son sahnede ohhaaaa dedirten film türüne üye olan, ilk kamyon çarpma sahnesinden itibaren insanı geren film. değişik senaryo, iyi kurgu.
sonu farklı biten gerilim sevenler için kaçırılmamalı seviyesinde diyebiliriz.
bazı entry lerde mal gibi filmi anlatmışsınız, aferin size.
Bundan 10 sene önce tabi o zaman 8 yaşında falanım, ablam ve arkadaşları bu filmi kiralamışlardı, ben ne olduğunu anlamadan izledim izledim. Her nedense bilmiyorum ama üstünden 10 yıl geçmesine rağmen filmi dün gibi hatırlıyorum. Benim için hatırı sayılı bir eserdir ama yine de bir Butterfly Efect değildir.
birincisi o şişman kel adam kaçının kişiliğine girdi. en önemlisi de bu.
ikincisi o sarışın madem öldü neden hiç bir parçası bulunamadı veya ölmedi de neden göstermediler.
üçüncüsü o piç nasıl geldi o portakal bahçesine.
dördüncüsü hangisi şizofren amk?
film kurgusal anlamda ön plana çıkıyor. olayda fazla mantık didiklemesi yapmaya gerek yok çünkü bütün kurgu bir katilin zihninde canlanıyor. ki zaten filmin sonunda arabadaki küçük çocuğun herkesi öldürdüğü anlatılıyor. yani o kadar kafa kesen, ağızdan baseball sopası sokan, koca adamı delikdeşik eden 8 yaşındaki bir çocuk. varın gerisini siz düşünün.
aslında 2 katilin polisi öldürüp arabayı ele geçirdiğini gösterdikleri sahnede bıraksalar güzel olabilirdi. vıcık vıcık psikolojiye boğuldu film zaten devamında.
Çoklu kişilik bozukluğunu irdeleyen psikolojik bir gerilim filmi. Sahnelerinin bir çoğu gerçek manada bir gerilimi insana yaşatıyor. Böyle filmlerde ehemmiyetli olan şey, sahneler hitama erene dek gerilimin korunmasıdır. bu film bu yönüyle buna muvaffak oluyor. "katil kim", "neler oluyor?", "şimdi ne olacak?" soruları aklınızdan bir türlü çıkmıyor.
insanın ister istemez kendi kimliğine dair sorular, bu filmden sonra akılda belirir. Kendisinin gerçekte kim olduğu, kaç farklı kişi gibi davrandığı soruları aklını kurcalar. Biraz kendimize sorular sorup, yaptığımız hareketleri(iyilik, kötülük, zalimlik) düşünürsek daha da güzelleşecek filmdir.
Ayrıca John cusack'ın oyunculuğu gerçekten çok takdire şayandır.
"bugün merdivenlerden çıkarken,
Orada olmayan bir adam gördüm.
Bugün de orada değildi.
Keşke, dedim,
Keşke gitse.."
psikolojik-gerilim türünde bir film. eğer biraz bu türlerdeki film ve kitaplara ilginiz varsa katili çotank diye buluyorsunuz. en azından ben buldum. bir de sürekli netlik değişti sahnelerde, netlik geçişi gereksiz belli edilmiş beni rahatsız etti.
zaman geçirmek için güzel film.
John cusack'in oyunculugunu yine konusturdugu gerilim filmi. aslinda korku filmi kategorisine de girse de beni korkutmadi. o yuzden biraz hayal kirikligina ugradim. ayrica filmin 20 dksindan sonra katili ve olay orgusunu cozmustum. senaryo bir korku filmine uygun degildi tahmin edilebilirligi vardi. ama akici , surukleyici o yuzden tavsiye ederim.
Bundan böyle baş ucumdaki filmlerden biri. Hayır yani beni benim gibi film tutkunu bir adam nasıl olur da böyle bir filmi yıllardır göz ardı eder. Geç kaldım ama pek pişman sayılmam.
Psikolojik türde gerilim sevenlerin muhakkak listesine alacakları, türünün baş yapıtı olabilecek birşey. Her dakikası gerilim ve heyecan dolu.
--spoiler--
Seni bir portakal bahçesinde gördüm
--spoiler--