En bedbaht durumlarda dahi sabredip sineye çekerek, en çetin çatışmaları dahi en az hasarla atlatarak, şimdiye değil, geleceğe odaklanarak vaziyeti kurtarma, kuvayı koruma becerisi.
her insanın isteyerek yada istemeyerek başına gelen durum. neyi neden idare ederiz bilinmez, artık idare etmek istemeyen biri olarak, olumlu olmak bir yere kadar, sen istedigin kadar idare et karsındaki görmek istedi kadar görecektir. kendini kasmanın maksadı yok hayatı akısına bırak. kimseyi idare etme kendini idare et yeter dedirten başlık. *
Büyük iskender, felsefenin duayeni sayılan Aristo'ya bir mektup yazar. "Zaptettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için neler yapmalıyım" diye görüşlerini beyan eder:
1- ÜLKENiN iLERi GELEN iNSANLARINI SÜRGÜNE Mi GÖNDEREYiM?
2- ÜLKENiN iLERi GELEN iNSANLARINI HAPSE Mi ATAYIM?
3- ÜLKENiN iLERi GELEN iNSANLARINI KILIÇTAN MI GEÇiREYiM?
Aristo'nun cevabı :
1- SÜRGÜNDE TOPLANIP SANA KARŞI BAŞKALDIRIRLAR,
2- HAPiSHANELER MiLiTAN YUVASI OLUR, KONTROLDEN ÇIKAR,
3- ONLARDAN SONRAKi KUŞAK iNTiKAM HIRSIYLA BÜYÜR, TAHTINI SALLAR.
Çözüm olarak şu nasihatı verir:
"iNSANLARIN ARASINA NiFAK TOHUMLARI EKECEKSiN, BiRBiRLERiYLE SAVAŞINCA HAKEM OLARAK KENDiNi KABUL ETTiRECEKSiN, AMA ANLAŞMAYA GiDEN BÜTÜN YOLLARI TIKAYACAKSIN!"