Kesinlikle ve kesinlikle desteği bir anlam ifade edebilecek bütün uzuvlarımla destek verdiğim bir kampanya. idam bir an önce ceza yasasına konulmalıdır. Halka açık yapılmalıdır.
kampanyadan anlaşıldığı üzere ölüm tamtamlarının ne kadarda hasretle beklendiği görülen olay.
hammurabi'den bu yana ceza kavramı epey değişti ama bir türlü biz bu ölüm "cezası" geleneğini üstümüzden atamadık.
kavramı tartışırken düştüğümüz yanlışlar bizi idamında bir ceza biçimi olduğuna götürüyor. bu yanlışların en tehlikelisi ve bugüne kadar taşınmış olanı kısas, yer yer çarpık bir mantığıda olsa ilk bakışta insana doğru da gelebiliyor. ancak yirmibirinci yüzyılda yapmamız gereken basit bir akıl yürütmeyken biz suç işleyeni öldürmeyi düşünüyoruz. ceza ıslah etmek için varsa bir insanı öldürmek bir ceza değil olsa olsa ölmeyenleri yani onun dışında kalan bizleri cezalandırmak olur herhalde *. kaldı ki devletin, onun üstüne oturan hukukun, bir suçluya asla kin tutmayacağını onu geri kazanmak olduğunu düşünürsek suçlunun yapmış olduğu her ne olursa olsun öldürülemeyeceği, biz her ne kadar kızsak da yaşama hakkının elinden alınamayacağı, aşikardır.
çözüm ölmekte, öldürmekte olmamalı aslında tersine yaşamakta yaşatmakta ve sevmekte olmalı zaten ölmek en büyük ortak yanımız belkide tek yanımız. o halde bırakalım sevmek yaşatsın bizi. tamtamın, üçüncü dünyacılığın değil de basit akıl yürütmelerin ve en önemlsi sevmenin izinden gidelim. ölümün altına imza atmak zaten çok kolay.
kesinlikle katılırım böyle bir kampanya olursa, bazı sapıkların ve vatanı bölenlerin bu dünyada yaşamaya hakkı yok hatta bu idamların halkın gözü önünde yapılması gerektğini düşünüyorum. bu diğerlerini dudurmaya yetecektir. en işlek caddeler ve meydanlar da bu olayların gerçekleşmesini de gereklı buluyorum.
rasyonalitesi olmayan kampanyadır, türkiye'nin önündeki en büyük hedef halihazırda avrupa birliği'dir, ve bu birlik çatısı altındaki bir devletin yasalarında bazı istisnai durumlar * hariç idam cezasının varlığı kabul edilemez.
"idam hiç bir şeyi çözmez" diyen insanların suçlarda ciddi bir düşüş yaşandığında (tabii kampanya onaylandıktan sonra) afallayacağı ve ister istemez birçoğunun onaylayacağı kampanyadır. burada ilk bilmemiz gereken insan haklarından sadece insanlar yararlanabilir düsturudur. eğer idam cezası devletin kafasına göre değil, topluma karşı ağır suçlar, canavarca suçlar işlemiş kişilere verilirse son derece haklı çıkabilecek kampanyadır. hepsini geçin, hiç bir suçlunun islah garantisi olmayan, adam öldürenlere 8 sene gibi bi b.ka yaramayan cezalar verilen bir ülkede ister kızın, ister bağarın, uygulanması gerekli olan bir infaz şeklini savunan kampanyadır aynı zamanda.
bu ülkede ceza sistemi tecavüzcüleri 3-5 yıl, katilleri 10 yılda serbest bırakıyor diye desteklenen kampanyadır. insani duyguların devlete yüklenmesinde sakınca görülmeyen kampanyadır. Krallık ile yönetilen bir ülkede uygulanmasının adilliğinde olmayan, fakat ağır bürokrasi ve adam kayırmanın olduğu bir ülkede, bazı masum insanların sırf bazı büyük, sağlam kıçları rahatsız etti diye ortadan kaldırılmasına olanak sağlayacak kampanyadır. Bana "tamam o tecavüzcüleri bana versen bende öldürürüm, ben insanım, affedici olamayabilirim. Fakat bir kaç kötü örnek yüzünden zaten sakat olan adalet sistemimizi birde idamı getirerek hümanizmden birazcık daha uzaklaştırmaya ne gerek var ki?" dedirten kampanyadır. Destekleyen insanlara şunu söylerim sadece "hayal edin, 17 yaşındasınız. Gençliğin verdiği gazla bir gösteriye katılmışsınız. Ve o gösteride bir asker vurularak öldürülmüş. 24 kişi tutuklanmış, yönetim fail aramakta. Sizi seçerler. Diğer tutuklananların aileleri amcaları devreye girmiştir. Siz garipsinizdir. Aileniz çok uzaklardadır. Ağır işkence ile onaylatırlar, sizin yazmadığınız "itiraf" ınızı size. Bir kaç celsede cezanız verilir, kaleminiz kırılır. Silahı ateşlemediğinize dair 10 larca kanıta, cezanın üst mahkemece reddedilmesine karşın, daha da üstlerden emir gelir. jet hızıyla onaylanır ceza. Artık saatler kalmıştır. Biricik devletinizin elindesinizdir. 17 yaşında bir fidansınız, okuyorsunuz, daha çok şeyler yapacaksınız, büyük adam olacaksınız. Bütün hayaller , idamınızın yapılacağı soğuk hapishane duvarları arasında yok olur, yavaşça..... Kuşlar bile dostunuz değildir artık, herkes küsmüştür size, yakında gireceğiniz toprak bile....." Sadece hayal edin arkadaşlar. bir anlık kendinizi onun yerine koyun (bkz: erdal eren)
chewbacca savunmalarıyla ve ad hominemlerle karşı çıkılan kampanyadır. söz konusu olan bir kaç haysiyet yoksunu yöneticinin eline otoritelerini sağlama almak için koz vermek istemek değil, hiç bir suçlunun(bakınız suçlu diyorum, belki de diğer insanların yaşama hakkını gaspetmiş ama öyle yada böyle sonuna kendisi karar vermiş) toplumdan tecrit edilmesi**** garanti olmayan, her an bir afla onbinlerce psikopatın sokağa salınabileceği bir ülkede, topluma karşı adice suçlar işlemiş kişilerin topluma tekrar zararının dokunmasını önleme amacıdır. ha ama ülke adam gibi bir ülke olur, adalet sistemi gerçekten adil olur, o zaman idam son derece gereksiz bir infaz şekli olacaktır.
abdullah öcalan ve onun konumuna sahip olanlar için olmamakla birlikte son dönemde gerçekleşen olaylar doğrultusunda desteklediğim bir görüş, sadece idam konusu değil tüm cezaların artırılması, hatta hakimin takdir payı doğrultusunda ayrıca bir ağırlaştırma da yapılabilmelidir.
abdullah öcalan gibiler ise maalesef asılmayıp beslenmelidir, gözaltında tutulmalıdır, gerekirse en iyi koşullarda bakılmalı ama kesinlikle tecrit edilmelidir, yavaş yavaş çaresizliğini farketmeli ve ölmeyi kendisi ister hale gelmelidir, ölmek asla kolay olmamalıdır onlar için, böyleleri asılarak ona inananların gözünde kahraman mertebesine çıkartılamaz, onunla birlikte peşindekilerin gözündeki imajı da yok olmalıdır.
sacmalamak bir sanattir basliginin en yakistigi yerdir, hededir hatta hohodur. efenim laik bir ulkede oldugumuzu, cumhuriyetci, halkci, demokratik, insan haklari ve bilmemneleri oldugumuzu soyleyip, islam basligina girip seriati ve seriatin kurallarini elestirip tukurdugunu yalayan yazarlari goruyorum. "ha peki sen karsimisin lan idama" diyorsaniz; merak etmeyin en onde ben giderim, ben desteklerim. cunku ben bir muslumanim, e o halde seriati da, idami da kabul ediyorum demektir. ancak; bu zat-i muhterem biraz elestirmek istiyor ve mumkun oldugu kadar da sacmalamak istiyor.
simdi sevgili okurlar hemen sacmaliycam. simdi idam tamam da, diyelim ki bu karar yururluge girdi, idam ettik, astik, kestik. simdi dusunmek lazim turkiye' de yaklasik 10 milyon issiz var ve biz bu issizlerin en azindan yarisinin serefsiz oldugunu( uyusturcu ticareti, para aklama, hirsizlik, rusvet vermek vs) biliyoruz(bana kalirsa bu ulkede nufusumuzun yarisinin bu boktan suca ortak oldugundan adim gibi eminim). e peki bu idam yuruluge girilirse, cezalar yukseltilirse ve adalet islerse, gorunuse bakilirsa disarda pekte fazla kisi kalmayacak, herkes icerde oh ne guzel...
durun soyle izah ediyim; organize isler de yilmaz erdogan soyle bir sey soylemisti "etrafina bak superman, herkes cok mu iyi? hic mi calan yok? herkes masum oyle mi? uyan superman uyan daha ucacaksin"
evet sevgili superman'lar, okurlar etrafiniza bakin, adalet tam olarak islerse, kim bilir belki annelerimizi, babalarimizi idam sehpasina giderken gorecegiz, o olmazsa icerde olcaklar. yani babalariniz, anneleriniz hic mi trafik polisine rusvet vermedi, ya da kanuna aykiri bir sey yapmadi?
daha da ilginci bazilari sirf apo icin boyle bir yasa cikartilsin diyor, vay be zekaya bak. o ne lan oyle? o nasil bir dusunce? "kari, kiza tecavuz edenler, uyusturucu satanlar sadece ceza alsin" muthis bir zekanin onerisi. ulan oglum apo ile digerleri arasinda ne fark var? biri katil digeri orospu cocugu... katillik, tecavuzlukten daha mi janjanli suc? daha mi karizmatik suc? biri ruhsal olarak canini aliyor, digeri baska bir turlu canini aliyor? ilginc bir oneri.
superman'lar harikasiniz. ne guzel istediginiz yerde humanistlik, istediginiz yerde, laiklik, istediginiz yerde cumhuriyetci, istediginiz yerde seriatci, istediginiz yerde demokratik, istediginiz yerde milliyetci, istediginiz yerde fasistlik tasliyorsunuz.
ne guzel "ruzgar nerden eserse oraya donelim kicimizi" felsefesi. gayet makbul. sevdim lan bu isi ben.
iste memleketimden insan manzaralari bu olsa gerek( bu goruste buna dahildir).
17 aylik bebege tecavuz eden insanlari gordukten sonra kimyamin degismesi sonucu idam cezasinin lehine karar verdigim olay.Bazilari yasamayi hak ederken bazilari yasamayi hak etmiyor.
adam öldürmenin cezası öldürülmek olmalıdır. bunun dışında kalan suçlar için idam uygulanmamalı. hele siyasi suçlar için idam uygulamak hiç kabul edilemez.
birini öldürene söven, bela okuyan insanların kurdukları nefret dolu cümlelerine ek olarak temenni ettikleri cümle. peki bir katil idam edilince ne olmuş oluyor? kısacası bu cümle saçmalığın son noktasına gelmiştir.
idam yerine idamlıkların koğuşlarını 1mt2 alana indirmek daha iyi olur.
tecavüzcü,terörist vs gibilerine verilen ölüm cezası, yaptıklarına karşılık çok
az bir şey.
binlerce insanimizin canina kıyan vatan hayini ni saklayip, bir adaya kapatıp; baskalarinin hakli olsun ya da olmasin bize izin vermedikleri idam cezasini uygulamalarina karsilik bizimde idami aklimizdan gecirmemizin yasak olmayacagini düşünüp uygulanmasini istedigimiz durumdur.
cinayet işleyen birisini idam etmenin nedeni intikam değildir. baştan başlamak gerekirse ceza verirken iki şeyi gözetmek durumundasınızdır: birincisi cezalar intikam amaçlı verilmez. ceza yasaları koymaktaki asıl amaç kişiyi suçtan caydırmaktır. ikincisi verilen ceza kişinin işlediği suçtan daha büyük olmamalıdır.
şimdi düşünün, cinayet işlemeyi kafasına takmış birisini ölüm korkusundan başka durduracak kaygı ne olabilir? ömür boyu hapis yatma korkusu mu? peki bu zat 60 yaşındaysa? 60 yaşındaki insanlar dahi öldürülmekten korkarlar, ama ömür boyu hapis yatmaktan korkmayabilirler. * o zaman yaşlılara idam uygulansın, gençlere uygulanmasın mı diyeceğiz * diyelim ki birisini öldürmeyi kafasına takan bu zat bir genç ama sosyal statü veya varlık sahibi olmayan, hayattan bir beklentisi olmayan bir genç. böyle insanları cinayet için zaten kullanmak kolay olduğu gibi böyle birisinin kafası kızdığı için cinayet işlemesi de oldukça kolaydır, zira sonunda ölüm yoktur. * bir de bunu insan hakları adına savunanlara da sorulabilecek 2 soru var *: birincisi, aslında masum olan birisini idam etmenin onu ömür boyu hapse atmaktan daha zalimce olduğunu nereden çıkarıyorsunuz? ikincisi günlük hayatta da hep böyle şüphelerle mi gezersiniz? * işin bir de ekonomik ve etik tarafları var. hiçbir ekonomik değer üretmeyen bir insanı ömür boyu beslemenin maaliyeti nedir biliyor musunuz? ** peki bu paranın nerden geldiğinin fakında mısınız? bu para kıt kanaat geçinen ama kimseyi öldürmeyen masum insanların kursağından kdv lerle alınan para. birşeyler üreten ve karşılığında kazanan insanların devletin zorunlu olarak kazançlarından kestiği para ve bu insanlar paralarıyla idam edilmesi gereken insanların beslenmesini istemezler. çünkü milletin idam cezasına bakışı açık. bu da işin ekonomik-etik tarafı.
verilen ceza işlenen suçtan daha büyük olmamalı dedik. bu şu demek, tecavüz eden birisini öldürmek caydırıcı olsa da yapılan suça karşılık çok büyük bir ceza verilmiş olunur. onun yerine vazektomi ve mevcut hapis cezası hem caydırıcı hem daha hakkaniyetli olacaktır.
insan dışı bir ceza olsada sonuçta insan dışı varlıklar asıldığı için pek bir sorun olmaz. bir değil bin tane imza atarım. bazılarını yola getirmeye yarar belki.
idam geri gelse, her sene beş-on kişi ölür (devletinizin kolluk kuvvetleri doğrudan birkaç bin kişiyi öldürüyor zaten, dolaylı olanların sayısı ise belirsiz), geri kalanlar vicdanlarını rahatlatır. bu kampanyayı destekleyenler ise "idamın kapsamı genişletilmeli, cezalar artırılmalı" talebiyle yeni bir kampanya başlatır. sonra böyle böyle gider... başka da bir halt olmaz.
diğer yandan, bir çılgınlık yapıp, üniter devlet yanlıları ve vatanseverler için idamın geri gelmesi istenirse hoş olur. ihtiyacınız belki de budur.
evet belki her sene 5-10 kişi ölür ama 50-100 kişi de öldürülmekten kurtulur idam geri gelirse. cinayet dışındaki suçlara idam uygulanması mantıksız olur, ben bunu daha önce açıkladım, okuyun bir. ne paronayak insanlarsınız anlamadım ki. herkes sizin gibi kısa vadeli menfaatleriyle ve karşı tepki olarak siyaset yapmıyor. rasyonel düşünenler ve kalıcı menfaatlerini bilenler var.
cezaların islah edici özelliğinin yanında caydırıcı etkisi de olmaldır. otobüse bomba koyan
bir insanı islah etmeye calışmak kafasızlıktan başka birşey değildir.
yaptığı şeye denk bir ceza ile cezalandırılması gerekir.bu ya idamdır ya da idamdan daha
ağır bir ceza varsa odur. (bkz: #1089218)
her bünye az ya da çok jigsaw hayranıdır tüm online sözlüklerde. ve, saw serisinin filmleri hemen hemen tüm online sözlüklerde övgüyle anlatılan nadir konu boşluklarındandır.
nedir efendim bu film serisinin kıymetli kılan? yaşam değil midir? her kurbanın yaşama dair güzellikleri göremeyişi değil midir? jigsaw ın tanrı rolü oynamaya çaılşmasının tek nedeni bu değil midir?
evet. budur. siz cesaret edip cevap veremeseniz bile budur. yaşam dır. hayat tır. "seninle bir oyun oynamak istiyorum x" dediğinde jigsaw tüyleri diken diken olan bir bünye olarak ekran karşısında üzülüyorum ben. yapılan bir çok yoruma baktığımda iyice canım yanıyor.
bu şey gibi biraz da. aşık olur bir genç. evin tek çocuğudur. birisi kendisine nasihat vermek için sorar;
"niye o kızın peşinde geziyorsun? birisi de senin kız kardeşin peşinde koşsa doğru mu olur?"
o genç adam tüm mahçupluğu ile cevap verdiğinde; "benim kız kardeşim yok" ne olabilir acaba o demogoji yapmaya çalışan kişinin ruh hali?
nerden başlamıştık? evet. jigsaw. bir sinema karakteri sadece değil mi? öyle geliyor sizlere. sıcak kahveleriniz içip de kefen biçtiğinizde siz ölümlüler diğer ölümlülere zaten ölmüşsünüz. idam geri gelse ne yazar, gelmese ne?
bir gün çıktığın karşınıza bir jigsaw, ve, eklediğinde; "seninle bir oyun oynamak istiyorum x" diye. sizin metodunuzla soruyorum size;
