gelsinde bütün aykırı siyasi fikirleri assınlar, size demesi kolay türkiye' de olan idam tarihini bir araştırın bakalım.
mederes asıldı diye ağlıyorsunuz, ne menderes gibilerini asarlar bu ülkede haberiniz var mı?
bence gelmesin gerek yok, müebbet hapiste bir insanı etkisiz hale getirmek için yeterlidir.
" Caydırıcı cezanın suç oranını düşüreceği ve mağdur yada maktülün ailesini rahatlatacağı aşikar ancak suçluyu asan kesenin ve emri verenin ne farkı kalıyor bu sefer ? " Diye düşündüren kampanya. Etik ikilemin en iyi örneklerinden biridir. idam ettirsen etik değil, ettirmesen başa geldiğini düşünürsen o kin ve nefretle yaşamak zor.
aptal kampanyasıdır. hani beyinlerini küçük gördüğümden aptal demiyorum bu kampanyayı yürütenlere. problemleri, sorunları idam gibi bir yöntemle halledebileceklerini sanabilecek kadar aptal oldukları için diyorum.
kesinlikle ve kesinlikle geri gelmesi gereken durum. yasanın tekrar gündeme alınması gerekmektedir. yoksa bu sapıklıklar bitmeyecek. katiller, çocuk sapıkları suç işledikleri yetmiyormuş gibi devlet birde bunlara içeride bakıyorlar. ekmek elden su gölden yaşıyorlar.
uyuşturucu satanlara idam gelsin denmiş iyi de zorla satmıyor ki uyuşturucuyu öyle olduğu için de kullanana da idam vermelisin yoksa olmaz. zaten idam edeceğin üsttekiler değil öyle satanlar olur. bir de kesin kanıtlarla verilmesi gerek kararların ki doğru olsun. ama bu ne bu ülkede ne de başka ülkede böyle. insanın suçsuz olduğu yıllar sona belli oluyor. hapis cezasında kurtarırsın insanı öldürünce nasıl olacak.
günümzde çoğu kitleler tarafından desteklenen kampanyadır.
idam gerekliliktir, çünkü işin ucunda ölüm yok ya psikolojisi adalet sistemindeki cezaların caydırıcılığını azaltmaktadır. Küçük çocuklara tecavüz, cinayet vb yüz kızartıcı suçları işleyenlerin ruh halleri göz önünde bulundurulduğunda hapis cezaları bu tür caniler için değil ceza ödül olacaktır. Korunaklı ve halkın tepkisinden uzak bir ortam. Hemn yemeği, suyu, yatağı var hem linç edilme tehlikesi vb şeyler yok. Dışarıya salsan daha çok acı çekecektir. Üstelik ara sıra çıkan genel aflar da cabası...
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, idaam karşı olmanın tek bir savunma noktası olabilir. O da eksik ve iyi işlemeyen bir adalet mekanizmasıdır. idam cezası bir güç gösterisi şeklinde kullanılmamalıdır, bilakis, suçlulara karşı devletin gücünü hisstermek için olmalıdır. Toplum huzurunu tehdit eden, yüz kızartıcı, vicdan sızlatıcı suçlara uygunlanmalıdır.
60 yaşında bir adammın 2 yaşındaki bir bebeğe tecavüz edip hapse girmesi ceza mıdır? Sizin vicdanınızı bu ceza rahatlatmakta mdır? Onu geçtim küçücük çocuk, tecavüze uğradığını nasıl anlatacak, derdini nasıl söylecek? Nasıl bu çocuğun psikolojisi bozulduysa, gelecek hayatı mahvedildiyse, suçu işleyene karşı yaptıklarının kat be kat fazlası ceza olarak verilmelidir, ki bu ceza da idamdır.
Artık 100 bin kişilik bir dünyada yaşamıyoruz. Milyarlarca insan var. Çevre etmenleriyle psikolojisi bozulmuş insanlar ortalıkta geziyor. Her gün ayrı ayrı, iğrenç suçlar işleniyor. idamın gerekliliği de işte bu noktada açığa çıkıyor.
Gelelim haksız idam cezası sorununa. Huku, olması gerektiği üzere, hükümet, siyaset, otorite ve kişiler üstü yüce bir kavramdır. Çeşitli anayasal düzenlemeler sonucunda çeşitli suçların cezasının, karışıklığa ve müphemliğe yer vermeden net bir şekilde belirtilmesi gereklidir. Bu netlik sağlandıktan sonra idam cezalarındaki haksızlık yok denecek kadar az bir düzeye indirginmektedir.
Onlarca, binlerce insanın birincil hakkı olan, yaşama hakkını elinden alan canilere gereken ceza verilmeilidir ki, onların aileleri rahat etsin, huzura ersin. Kalplerindeki, yüreklerinde sızı bir nebze de olsa hafifletilebilsin.
idam; kamu vicdanı için, hak edildiği ölçüde cezalandırma için, caydırıcılık için gerekli bir olgudur. Olması gereklidir ve gelişmiş ülkelerde halen devam etmektedir.
Evet öldürmeyi çok seviyoruz mesela askere kurşun sıkanı şehirde molotofla insan yakani uyuşturucu tacirlerini kadın ticareti yapanları dört beş yaşındaki çocuklara tecavüz edenleri öldürmeyi şehirin ortasında ibret olsun diye sallandırmayı istiyoruz. Yer yüzünde şeytanın elçisi olan bu piçlere yaşam hakkı tanımıyoruz evet hümanizm altında hertürlü pisliği sindiren yavşaklar.
Bir insanin ölümü baska bir insan tarafından olmamalı. Cok sacma bir kavram biz adaletin olmayisindan sikayetciyiz zaten idamla kimbilir nler yapacaklar ölüm kurtuluştur o kişiyi öldürerek kişiye iyilik bile yapilmis olur. Oyle cezalar olmali ki yaptigina bin pisman edecek öldürmeyecek ama sürundürecek bunlarin en güzeli gunumüzde olan müebbet hapis cezası bir diğeride hadım etmek olabilir. Böyle bir kampanya yapsalar sonuna kadar destekcisiyim nasil bir insanin bir insanin canini almaya hakki yoksa zorla vucuduna sahip olma hakkida yoktur kafayi degistirelim ölmekle öldürmekle poslik temizlenmez siyasette de böyledir çekecek çektireceksiniz.
normalde idam cezasına kesinlikle karşıyım fakat bazı suçlar göz korkutulmadan arkası kesilmiyor. adalet yerini bulmuyor. cinsel istismar ve benzeri suçlara idam cezası getirilmelidir. sadece bir kaç suça. fakat günümüzde tecavüz gibi suçlara 2 yıl yatıp çıkıyolar. çekiceksin iplerini bir daha yapabiliyorlar mı bakalım.
bir insanin canini alarak baska bir insan korunamaz. 20 30 tane kaydiolanlarin idam edilmesi gerekliymis. o adam 20 30 kisiyi korumak icin o suclari islemisse ne olacak, elini opup salacak misin?
Geri gelmelidir. Şu canım ülkede her akşam saat 19.00 da başlayıp 20.00 da biten ana haber bültenlerinde duymaya aşina olduğumuz görünce şok olmadığımız'' karısını 10 yerinden bıçakladı, eski sevgilisini öldürüp çöp konteynerine attı, sokak ortasında genç kıza tecavüz etti'' gibi haberleri görmek istemiyorsanız getireceksiniz.
Devlete verilen üstün öldürme yetkisinin biz halka elbette bir yerde geri döneceğini biliyoruz. Bu bir denge oyunudur. O yüzden her ne kadar devlet gerekli bir şirket olsa da ona verilen bu yetkilerin dengeli ve sınırlı olarak verilmesi bu ülkede yaşayan tüm insanlar için en sağlıklı olanıdır.
Belirtmek istediğim bir diğer husus, kriminoloji alanında yapılan araştırmalar sonucu suça verilen cezanın yüksek olması caydırıcı değildir. Aksine suç işleme oranlarında değişiklik olmamıştır veya artış olmuştur. Asıl caydırıcı olan suç işlendiği takdirde kesin olarak ve kısa sürede ceza alınacağı düşüncesidir. Bir suçlu bilir ki o suçu işlerse mahkeme onu adaletin gerektiği şekilde, saçma sapan indirim sebepleri olmadan ve en kısa sürede cezalandıracaktır, bundan kaçış katiyen yoktur.
Şahsi fikrim sorunlu adalet sistemini ve insanların aklındaki bu adalet algısını, insan haklarına saygılı olmanın, herkes ama herkesin istediği saatte sokakta serberstçe dolaşma özgürlüğünün olduğunun ve daha birçok değerin kazandırılması ile bu sorunlar çözülecektir.Zaten düşünme şeklimiz en baştan yanlıştır,cezalandırma sistemidir. Asıl olan önleme sistemidir. Yani hümanist olmakla dahi ilgisi yoktur, en başta bu yazdıklarım ile ilgisi vardır.En başta saygı ile ahlak ile -ki ahlak/din ayrımı mutlaka yapılmalıdır- ilgilidir.
idama ne kadar da karşı olsam, şu tecavüz mevzusu devreye girdi mi aklım başımdan gidiyor direk yakınlarım ileride çocuklarım aklıma geliyor.
görüyorum ve artırıyorum, idama gerek yok hadım yasası getirilsin tecavüzcüler için, hem hadım uluslararası örgütlercede insanlık suçu olarak görülmeyip kabul ediliyor. ülkenin itibarı da düşmemiş olur.
