kalın perdeleri çekip sessizce, usulca, öylece kalakalıp durmuşum.
dilimde tadının tadı. burnumda nefesin, kokun. aklımda sen. yavaş yavaş ellerimi teninin üzerinde gezdiriyorum. sırtına dokunurken daha bir temkinli ve dikkatli elim. elimde değil parmaklarım. bir piyanonun tuşlarına basıyor. bir rüzgar değiyor tenine. elim. ezberin bozulmuyor işte. tüylerin savaş meydanı.
diken diken diken.
uyumuş, uyanmışım. dudaklarımda hala tadının tadı. ellerini tutuyorum hasretle. bırakıyorum. tutuyorum başka bambaşka bir biçimde. bırakmadan kulağına fısıltıyla şiirler okuyorum. gülümsemen. ah o gülümsemen...
uykuya kaçıyorsun. uyu diyorum. uyu biraz daha.
rüyalar görüyorum seninle ilgili. sonra küsüyorum zamana. küsüp bir çocuk gibi bu perdelerin arkasına saklanmak istiyorum. büyümüşüm. büyümek de çok acı.
beyaz çarşaflar kurumaya başlamış. senin ve benim tenimin gözyaşları, tutku oyunları, izi havaya karışacak birazdan. dudaklarım dudaklarını ele veriyor. dudaklarım teninde geziniyor. her öptüğüm yeri yeniden yine keşfediyorum.
rüyalar rüyalar rüyalar.
hayaller kuruyorum. yaptıklarımızın ve yapamadıklarımızın hayalleri. cennet ve cehennem arasında bir sırat köprüsü boğazın. boğazımda düğümleniyor kelimeler. aklımda. dönme dolaba benziyor hayat.
ipince bileklerin geliyor aklıma. sonra bir küfür kıyamet. içimde.
sonra,
sonra perdelerin arasından bir ışık sızıyor bir yaz rüzgarına benzeyen. ışık.
gözümü kısıp bakıyorum. derin bir nefes alıyorum. kokun geliyor giriyor içime. bir gözyaşı karışıyor terine. aldırmıyor sen. aldırmıyor ben.
ince parmakların, parmakların, parmakların.
bir bakıyorum varsın bakmıyorum yoksun.
aklım aklımdan kaçıyor aklım aklımı tanımıyor.
sonra dokunuyorum saçlarına, gizli gamzene, ezberlediğim bir yol gibi tenin.dokundukça daha çok benim.
ben sen olmuşsun sen ben olmuşum. birbirimize karışıyoruz kan ter içinde. yavaş çekim bir ter damlıyor tenimden kopup tenine.
enseni ısırıyorum. bir acı. zevkli bir acı çığlığı dolduruyor yatağı.bir daha ısırıyorum sonra. iz bırakmadan, gizli yerlerini tanıyorum. sonra duruyoruz. sessizce elele tavana bakıyoruz. ben bir rüya görüyorum. bütün bunlar rüya mı diye düşünüyorum.
rüya mı rüya mı rüya mı?
eski bir kitap adı gibi düşüyorum aklıma. duşsesi ile düşsesi arasında, arafımda tam o anda bu sefer senin tedirgin parmaklarımı hissediyorum tenimin tuzunda. sırtımda.
nefesini nefesimde hissederken çoktan kapalı gözlerim.
sıra sende sıra sende sıra sende... *