efsane olmaya aday buck karakterini gerçek bir efsane olan altan erkekli seslendirmiş, bir kez daha kendisine hayran olunmuştur. filme gidilmeli, izlerken stresli bünye rahatlatılmalı ve bolca gülünmelidir.
en iyi animasyon filmlerinden olmuştur. espriler yüzünden çene kasları bitap düşmüştür.
''yeşil gevşek yaratık'' sevgi seli bir karakter haline gelmiştir.
cok buyuk beklentilerinizi sirtiniza almadan, cuma gecesi 23.45 seansinda izlemeye giderek, kocaman salonda etrafinizda ki 8 9 kisi ve kendi grubunuzdaki bi araba dolusu bayanli erkekli kisilerle -sen büyüksün , sen herseye gulmezsin- egolarindan siyrilip sen sakrak bi sekilde gozluklerinizi takip, espri anlayisinizi biraz baside indirgeyip tasvirlere, ses tonlarina, jest ve mimiklere odaklandiginizda,
--spoiler--
oncesinde geyige yenik dusen aslanin film sonundaki geyik dansi taklidi, filmin daha ilk saniyelerindeki bayan kokarcanin popo dansi muhtesem soundtrack ile, ya da yanlis kablonun kesilmesi ki bunlardan birinin kirmizi birinin mavi olmasina
--spoiler--
dikkat ederek izlediginizde salondan gayet mutlu mesut ayrilip geceyi ayni keyifle gecireceginize dair size guven veren, ilk yarisi 30 dakika toplamda ise yaklasik 1 ssaat 20 dakika gibi bi süreyle kisacik olan film.
(bkz: 12.5 tl)
edit büdüt: yazmayi unutmusum.. filmin basinda bayan kokarcanin dans ettigi sarkinin
"John Powell, Lou Rawls - ou'll never find another love like mine" oldugu filmdir
istiklal afm fitaş'ta bebelerden çok adult seyirciye oynayan film. ben de lan bebe filmine götürme dedim arkadaşa ama eğleneceğimi ısrarla vurgulayınca gittik gördük ve acı itiraf: çok güzeldi lan... eheh
her ne kadar "ağır abi böyle filmlerde gülmez" modunda olsam da en sonunda eşşek kadar olmuş beni bile kahkahalara boğmuştur.
hem de defalarca...
bu arada, dublajlı hali orjinalinden daha iyi olan filmler kriteri baz alınarak incelemesi yapılsa, kafaya oynar the shawshank redemption dan sonra.
izlerken gülmekten kırıldığım film. özellikle takıma yeni katılan vahşi bak'ın tutarsız cümleleri, sid'in annelik iç güdüsü ve dino anayla kavgası koparmıştır.
--
--spoiler--
bana kısaca bak ministır, uzun olarak baaaaaaak diyebilirsiniz.
--spoiler--
Hayatımda ilk kez bi filmi 3d gözlük muhabbeti ile izledim. Tamam film , karakterler , diyaloglar falan herşey mükemmel. Serinin en güzel filmi ama abi bu filme neden 3d yapmışlar? Anlamadım ben. Taktım gözlüğü 2 saat mal mal yeşil camın arkasından normal film izledim ben. yıllarca sağda solda duydum; " 3 boyutlu filmde dinazor ağzını açınca sanki içindesin gibi oluyo lan!!" olmadı abi. ya ben de bi sorun var ya da gözlük bozuktu dicem ama arkadaşla gittim onun da ilk deneyimi o da bi bok anlamamış.
ilk gününde yaş ortalaması 6 olan seyirci grubu arasında utancımdan yan koltuğumda oturan sahipsiz bir çocuğunun velisi gibi davranarak izlediğim film. gene olsa gene yaparım.
0-5 yaş seyirci grubunun sinemayı istila ettiğini görünce dumur olduğum içimden yetişkin filmi lan bu ne işiniz var sizin burda bebetolar dediğim buna rağmen sırf kaliteli esprililer ve görsel şölen adına katlandığım, kasarak ve gizlenerek izlemeye çalıştığım ama filmin ara verilmesiyle bir saat boyunca anasınıfında okuyan yetişkin öğrenci psikolojisi empoze edildiğinden psikolojimin bozulmasına ramak kala çıktığım filmdir.
adamlar yapıyor lan dedirtmiş başarılı devam filmi.
eğer dublaj takıntısı olanlardansanız benim gibi, filme girmeden önce şüphe edebilirsiniz, evde orjinalini çekiyimde keyifle mi izlesem diye. ama gayet başarılı bir çeviri yapılmış, 3d kalitesiyle ile yaşadıklarını sinema salonuna taşıyorsunuz.
sid' in yanına her ne kadar aynı karelerde neredeyse hiç bulunmasalarda ( muhtemelen sid "bey beeey bu sahneye iki manyak fazla derdi *) bir de buck' ın gelmesiyle fevkaladenin fevkine ulaşan film.
--spoiler--
"bunlar vejetaryen olacak diyorum dino ana!" *
--spoiler--