Profesor, ogrencileri ile birlikte Karadenizli hastanin yataginin
basina gitmis.. Onlara yeni bir hastaligin belirtilerini ogretecek..
Yatakta bitkin, kendinden yari gecmis vaziyetteki hastayi gostererek
konusmaya baslamis:
Bakin yuz rengi sariya yakin.."
"Gozler iceriye dogru cokmus, o yuzden burun daha sivri gorunuyor.." "En
fazla degisik kas yuzumuzdedir.. Bakin kaslar tepki vermediginden ifade
anlamsiz.. Cene asagiya sarkmis duruyor.."
Hasta da ogrenciler gibi dikkat kesilmis dinliyor..Profesor bu bir "batin
sendromu" belirtisidir diyecek, yerinden zorlukla dikilmeye calisan hasta
firsat vermemis.. Zor bela mirildanmis:
"Sen sanki dunya cuzelisun.."
Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur.bir gün öğretmeni Ali'ye "SiYASET" nedir diye sorar. Ali düşünür ama o çocuk aklıyla cevap veremez.Eve gider kitaplara bakar ama hiçbirşey anlayamaz.O da babasına sormaya karar verir.
-Baba, Siyaset nedir?
Baba düşünür. Ali'ye uygun bir yolla anlatmak ister.
-Bu evde parayı getiren kim oğlum?
-Sen...
-Ben kapitalist rejimim. Peki parayı alıp bizim yiyecek içecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim?
-Annem...
-O da hükümet. Peki küçük kardeşinle kim ilgileniyor?
-Dadım...
-Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.Ali herşeyi notalır ve uyur..
Gece garip seslerle uyanır. Bir de bakar ki kardeşi ağlıyor. Yanına gidince altına pislediğini anlar.Hemen annesini kaldırmaya gider. Ama ne yaparsa yapsın anne kalkmaz. Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve salona gider. Babasıyla dadısını uygunsuz yakalıyan Alinin ağzından aynen şu kelimeler dökülür
- Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet uyuyor, gelecek
b.k içinde, halk ne yapsın?...
barın birinde biri zenci ve diğeri beyaz olan iki amerikan vatandaşı karşılaşırlar.
beyaz: renkli insanlar buraya giremez. şimdi defol git burdan.
zenci: ( abuna koduuum bakışı attıktan sonra ) lan gökkuşağı, ben dogdugumda siyahtım, büyüdüm yine siyahım, hasta oldugumda yine siyahım güneslendiğim de yine siyahım üşüdüğümde yine siyahım öldüğümde de siyah olacam. ama sen götoğlanı, dogdugunda pembesin, hastalandıgında yeşilsin, gunese cıktıgında kırmızı, üsüdügünde mavi olursun. öldüğün zamanda mosmor olacan. şimdi renkli adam kimmiş? siktir git gözüm görmesin seni.
efem entry'nin altına sosyal mesajımızı eklemeyi ihmal etmeyelim: ırkçılığa hayır.
amerika da maykıl ceksın dan sonra zencilerin beyaz olma isteği daha da kabarmıştır.
2 zenci genç nasıl beyaz oluruz diye düşünürlerken karşılarına bir güzellik merkezi çıkar. dükkanın camında "zencileri beyaz yapıyoruz hemde sadece 5 dolara" yazısı asılıdır. arkadaşlar önce inanmaz fakat daha sonra bir deneyelim derler fakat birisinin 3 doları diğerinin 7 doları vardır. 7 doları olan zenci: "önce ben gireyim gerçekten beyaz olursam sana 2 dolar borç veririm, sende beyaz olursun" der ve dükkana girer. aradan uzun bir süre geçtikten sonra dükkandan çıkar ve gerçekten beyaz olmuştur artık. arkadaşı koşar yanına.
-"hey 2 dolar borç versene." cevap oldukça manidardır.
-"hadi ordan pis zenci."
Geçen ay evliliğimizin 30'uncu yılıydı, karımla sohbet ediyorduk. Ona evliliğimizin bir değerlendirmesini yaptım. "Evlendiğimizde 60 metrekare ucuz kiralı boktan bir evde oturuyorduk, şimdi 5 odalı, 3 banyolu, 2 garajlı, havuzlu bir eve sahibiz.
Evlendiğimizde bankada 300 - 500 lira paramız vardı, şimdi 5 milyon liramız var. Evlendiğimizde 25 ekran siyah-beyaz bir televizyonumuz vardı, şimdi 157 ekran bir plazmamız var. Evlendiğimizde ikimiz de otobüsle seyahat ederdik, şimdi ikimizin de 100'er bin liralık jipleri var. Yani ben evliliğimiz boyunca bayağı bir gayret göstermişim.
Oysa ilk evlendiğimizde her akşam 23 yaşında bir fıstıkla yatıyordum, şu anda haftada, hatta ayda bir 53 yaşında bir kadınla yatıyorum. Demek ki senin açından bir yerde bir eksikler var değil mi hanım?"
Karım gülümsedi ve bana hemen 23 yaşında bir fıstık bulacağını söyledi.
Şimdi 23 yaşında bir fıstıkla yatıyorum. Amma 35 metrekarelik bir evde kiracıyım, banka hesabımda beş kuruş yok, jip yerine sadece bir akbilim var, evdeki televizyon da boşandığım hanımın bodrumdan çıkartıp yolladığı o eski 25 ekran siyah-beyaz..
