Herkes dertli, alacaklı ve haklı görünüyor. Genellikle böyledir. Aldıklarımızı söylemez, verdiklerimizi söyleriz. Yaptığımız olumsuzlukları pek düşünmez, buna karşılık bize yapılanları daima dile getiririz. Kimi kendisine ikram edilen bir bardak çayı unutmaz, kimi dünyaları alsa hatırlamaz.
Kendimize bir soru: hangi mizaca doğru gidiyoruz?
iyi bir insan, akp'yi savunmasa daha iyiydi ama neyse, vakti zamanında birbirimize iyi sözler de söyledik, tartıştık da, yine de severim kendisini, Allah selamet versin.
zamanında bir kitap fuarında tanıştığım, ayak üstü sohbet edip kendi yazılarımdan birkaç tanesini paylaştığım, efendi, mülayim, başarılı şair ve yazar.
öncesinde milli gazete ve şu an yenişafak'ta yazdığı köşe yazılarını elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum.
keza muhit dergisinde de kendisinin ve yakın arkadaşlarının yazılarını da okumaya çalışıyorum.
son yılların en başarılı şairlerinden olup kendisini severek okuyorum.
şiirlerinde genel olarak yaptığı benzetmelerle bende güzel bir his uyandırmıştır.
ibrahim tenekeci'ye baktığınızda ilk izlenimiz şu oluyor:
mahalledeki güzel kıza şiir yazan mahallenin gariban, esnafın her işine yardım eden, oto sanayide ahmet ustanın yanında çalışan, boş bulduğu vakitlerde kitap okuyan, akşamları şiir yazan bir profil görürsünüz.
öte yandan mahalledeki hanım kızımız ise önceden mahalleden oturup sonrada köşeyi dönmüş kısa paçalı pantolon giyen bmwli genç bir züppeye aşıktır.
klasik türk dizisi diyeceğim ama ibrahim gibi karakterler çok az sayıdadır belki de hiç yoktur.
işte ibrahim tenekeci o kıza bir türlü açılamayan, kızın karşısında ise duygularından ötürü tek kelam edemeyen biridir.
bunu şiire döken bir profildir.
çoğu şiirini ve kitabını okudum. akılda kalanların sayısı çok fazla.
şuraya birkaç bir şey bırakıp yorumuma bir başka entry'de devam etmek üzere ayrılıyorum.
--------------
güzeldim de galiba bunu nasıl söylesem:
eline sağlık tanrım leyla çok güzel olmuş
tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş
keşke biraz ölmesem.
1 sene önce yutup denen illette şiirler arasında gezerken denk geldiğim ‘kalbime sığmaz oldun’ isimli şiirin şairidir. benim için şiiri ilginç kılan, avare avare yürüyüp sigaramdan nefes aldığım sırada kulağıma ‘yolda sigara içmen mesela’ demesidir. güzel bir tevafuktu.
edit: şimdi de ‘her akşam balkonunda dudak payı bırakılmış hüznü yudumlaman’dan vurdu, herkesi uyutmuş, balkonda şiiri dinlerken.
şiiri bırakamıyorum ama aşağıya bırakıyorum.
sende kendime ait birşeyler buluyorum.
bir resim, gizemli bir gülüş, naz, kapris, güzellik.
hayır, bunlar sen değilsin.
sen bu değilsin.
farklı birşey.biblolar, kitaplar, kartpostallar, şiir defterin.
hayır, bunlar da değil.
evet sende kendime ait birşey buluyorum.
şu çılgın fikirlerin, ya da umarsız davranışların.
yapılmaması gereken şeyleri yapman, yolda sigara içmen mesela.
ne bileyim, renkler eklemek istemen kırlangıcın kanadına,
her akşam balkonunda dudak payı bırakılmış hüznü yudumlaman.
bazen de yüzünde bir karış melalle görmem seni.
işte bunlar sensin.
bitmez tükenmez hayallerin, merakın, hobilerin, yakınmaların,
aşıkların ve her seferinde sana yenilen gözlerim.
konu-komşu, dedikodu kimin umurunda.
ikide bir yüzüme çarpılan bir günah gibisin.
yine de seviyorum seni,
aklının eremeyeceği kadar.
kalbime sığmaz oldun.
"eşyayı dahi incitme" diyen bir medeniyetin mensuplarıyız.
su içtikleri bardağı öpen mevlevileri düşünün. ormana girerken, genç ağaçları korkutmamak için baltanın sapını bezle saran tahtacıları.
şimdi ise birbirlerinin küçük bir hatasını bekleyen ne çok insan var.
dolayısıyla, ne çok acı.
"..Bir kitapta, “kader büyüktür, fakat Allah kaderden de büyüktür” yazıyordu. Bu cümleyi hiç unutmadım. Ve bu cümleyi, hep şu şekilde mırıldandım: Dünya büyüktür, fakat şiir dünyadan da büyüktür."
bir grup insanın şair dediği bir grup şairinde icazet aldığı kendini tüketen islamcı.şairlik yaşam biçimidir. yazılan da işin kaymağı.
şair değildir yani.
denizleri sulardım tozmasın diye deniz
sporu çok severdim çiçeğe yem vermeyi
kuşlara binerdim ve kaçardım basından
bak buraya yazıyorum diye milyar kelimeyi
ziyan eden de bendim hem de hiç sıkılmadan.
güzeldim de galiba bunu nasıl söylesem:
eline sağlık Tanrım leyla çok güzel olmuş
Tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş
keşke biraz ölmesem.
ulu orta'dan daha güzel bir şiiri yoktur kanımca .
100. okuyuşum olsun bu , her seferinde aynı duyguları yaşatır bünyeye.
sorma,
yangın sönseydi suyla ...
-ulu orta-
'seyrek gülüş sen ne güzel bir şeysin
nazlanırsın ama bir gün gelirsin'
düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
olsun artık diyorum ne olacaksa
paralı asker miyim neyim ben
ekleyip duruyorum sabahları akşama
ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor
gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta
aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim
nasıl bir dostluk ki bu,hem kadim
hem de mayhoş elma tadında.
kendimi de koysam ayağımın altına
yine de yetişemiyorum ey aşk,
omzunun hizasına.
çünkü bende birikiyor her şeyin tortusu
ve ayağını kaldırıyor dünya,konuşurken benimle.
budanan oğullar gibiyim,sessiz ve narin
nereye konsam geri sayım başlıyor
kurcalıyor beni bir çırağın elleri
ah,unufak olsam ve desem ki
ağzın tat görmesin hayat
kandırdın beni.
sorma,
elim kırılsın bir daha
dokunursam güneşe.
kılpayı kaçırılmış bir şeyin
bıraktığı ardında
neyse oyum ben.
yaralı serçe,benim için dua et;
gök bir kayalık gibi şimdi üstümde
dr şükrü öncüoğlu'ndan
üç ayda bir reçete.
acıyan bir şeyim ben burdan çok uzaklarda
ve koskocaman bir hansın sen uğraşma bu çocukla
çünkü nasıl birşey biliyorum itin taştan korkması
bir yastık arıyorum kuş seslerinden
mühim değil sonrası.
sorma,
yangın sönseydi suyla
denizler her akşam böyle yanmazdı.
yakartop oynayan melekler gördüm güneşle
ve büyük çiftçiler gördüm dağları biçen
yolundaydı herşey,ben bile yolundaydım
ama
kıyıya vardığımda
kendimi unuttuğumu anladım
karşı kıyıda.
şiirler söyledim belki duyarsın diye
çığlığıydım içinde dilsiz bir şehzadenin
sana seslendim durdum bu küçücük odadan
acımı duy,sensin pusulam benim
ki dünya
silinmiş bir harita
gibi yabancı bana.
sorma,
usulca uzandığında
bir ceset oluyorsun öpüldükçe şımaran.
Yeni safak ta yazmaya devam etmesinden dolayi ilgimi kaybettigim sair. Onu sevmiyor olmanin huznu vurur arada. Normalde insanlari terclhleri ile yargilamam. Hatta bugun siir sokakta ysptim onun bir siiri ile. Ben ne alacagima bakarim ancak bu kadar naif ve dindar birinin bu tercihi beni uzdu. Ben de ona sormak isterim kimin bahcesi buyuk sizin orada olumden.