Tamam son yaşanan olaylara üzüldük. eyvallah da pkk ya yardım eden bir adamı direkt olarak türkiye dir şeklinde tarih etmek pek reel bir değerlendirme olmayacaktır. duygusal milletiz eyvallah ama abartmayalım..
ciddi şekilde yaralanmasının etkisiyle kurulmuş cümle. evet ibrahim tatlıses türkiyedir çünkü kafasından kurşunla yaralandıktan sonra türkiye olmuştur. ülke olarak komadayız.
Kötü sosyal gerçeği değiştirme isteği içermeyen, aksine bu gerçeği olağan gösterme yanı ağır basan, popülist kültürel koalisyonun oluşturduğu slogandır.
akp sempatizanları tarafından bu şekilde betimlenmesi gayet doğru...
zira akp'ye oy verenler kendilerini bu günlerde türkiye'nin sahibiymiş gibi görüyor...arabesk bir yaşam tarzı yaşayan herkes ezilmiş, hor görülmüş onlara göre...
ibrahim tatlıses'i seven büyük bir kitle var...nesini seviyorlar peki?
sesini mi?
sanatını mı?
hayır...
ibo'ya bakınca kendi kroluklarını görüyorlar...
bunca yıldır ezilmişliklerinin sırrı olan kroluklarını...
ve kroluktan kurtulup aydın birer birey olmak yerine kroluğu ezilmişlik olarak görüp ajitasyon edebiyatıyla kendi kro kültürlerini türkiye'ye mal etmeye çalışıyorlar.
efendiler...
bu memlekette 1930'lu yıllarda şık beyler, şık hanımlar balolarda dans ediyordu.
nerden nereye geldik...
beyni olan her toplum modernleşirken biz bu kro-ezilmiş edebiyatı sayesinde geriliyoruz...
işte yüzde 47'nin de 58'in de özeti budur.
not: fethullah hoca yeni risale yazmış, siz onunla ilgilenin. "türkiye türklerindir" sahiplenmeyin...
--spoiler--
bu ülkede 1930 larda bale, opera yapanlar, keşke bale ye operaya ayırdıkları vakitleri bu ülkeyi anlamaya ayırsalardı.
--spoiler--
30'lu - 40'lı yıllar boyunca genç ve yoksul türkiye cumhuriyeti olmayan parası pulu ile şu anda elimizde bulunan bütün her şeye kaynaklık eden araştırmaları yaptı. dağ bayır gezip masal , türkü , yemek tarifi topladılar. destanlarda , bağlamada , giysilerde ortak bir alay unsuru unutulmaktan kurtardılar. okumayınca , göbekten sallayınca ne güzel ağlaklık yapılıyor. devlet "anlamamış".
opera ve bale'yi bu topraklara cumhuriyet getirmedi. istanbul ve izmir'de ilk opera temsilleri 1820'lerde yapılmaya başlamıştı. avrupa'dan turneye en tanınmış sanatçılar gelmişti , temsil vermişti yüzlerce defa.genç cumhuriyet 2 tane şehre, bizim sanatımız var olsun diye opera kurdu. adnan saygun , cemal reşit rey gibi adamlar kendilerince anadolu müziğini çağdaş sanata uyarlamaya çalıştılar. hepinizin pek bayıldığı "anadolu rock" şarkılarını aranje edecek kültür birikiminin temeli atıldı.
ama maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek . ağlaşmalarına bakarsan , zannedersin adamları zincirleyip zorla baleye götürdüler. 5 tane besteci ile 5 tane operanın adını eşleştiremeyecek adam bu memlekette operadan , baleden şikayet ediyor. ne yapsalardı her yere gazino açıp ortalığı onlarca "ibo" ile mi doldursalardı ?klasik batı müziğini geçtim , türk sanat müziği bile dinlemeyen adamlar bu anlamda müziğin değil , yaşam biçimlerinin dayatmasını yapmaya çalışıyorlar. 1932 meclisinde tavana çiğ köfte atmıyorlardı o yüzden de halktan kopuktular değil mi canım. ağlaklığınız canımıza tak etti. genç cumhuriyetin yapabildikleri 25 senelik bir dönemin ürünüdür. 1955 den sonraki dönem ise , yani son yarım yüzyıl , türkünün , törenin , yörenin devriydi. 55 senede adamların 25 senede yaptığının 25'de birini yapamamışsınız hala dil pabuç kadar. ilkel zevkiniz ve buna sıvanmış primitif yaşam biçiminiz dışında bir hayat biçimine tahammülünüz yok, cehaletten utanacağınıza, aksine hiç alakası olmayan bir alay kavramın arkasına saklanıp yüceltiyorsunuz...
idolleriniz , ikonlarınız berbat herifler ve şu ana kadar düzgün bir şey koyamadılar ortaya. sırf kafasına sıktılar diye elin mafyasına ve onun müzik diye yaptığı şeye saygı duyacak halimiz yok. ne istendiğini de anlamıyorum ayrıca , televizyonlar , sokak , hayat herşey bu kültürün istilasında evde de mi dinlemeyelim sevdiğimiz müziği. münir nurettin cd'leri mi yasaklansın ? ne istiyorsunuz daha ?
not : başka yazılarımdan genel tavrımı bilen bilir , bilmeyen için "cumhuriyetçi" biri olmadığımı da söyleyeyim. sadece bir "hak teslimi" söz konusudur.
diplerden zirveye çıkmış kişiler ister sanatçı olsun, ister politikacı olsun, ister başbakan olsun, ister işadamı olsun, ister aydın olsun hemen hepsi aynı özelliğe sahiptir bizim memleketimizde. çoğu zor şartlarda büyüyüp yetişmiş, sevgisiz ve hırsla büyümüş, hayata o hırsla atılmıştır. hepsi acımasızdır.
politikacısı kimseyi dinlemez, astığım astık kestiğim kestik modundadır; sanatçısı kendinden başka kimseyi beğenmez; iş adamı desen kendinen başka kimseye ticari hayatta var olma hakkı tanımak istemez; aydını empati yapmayı beceremez, örneğin televizyon kanallarında karşısındakini ezmek için elinden geleni yapar. bir merhametsizliktir, bir acımasızlıktır alıp başını gidiyor, görmüyor musunuz?
o nedenle önerme doğrudur. örnek de doğrudur. türk de olsak kürt de olsak hepimiz insanız ve mayamız bir. gene de o mayayı hamuru ile birlikte yoğurup güzel şekil vermek elimizde. bunun için önce gerçekleri kabullenmek zorundayız tabi.
kısmen doğrudur, türkiye değildir ama bir kısmıdır aynı zamanda.
O varoşların, banliyönün sesidlr.
Eziklerin, ve bu ezikliklerinin sebebini de başkalarına bağlayanların sesidir.
o nefretin sesidlr, insanın içindeki hayvanın sesidlr, canı istedimi topuğuna sıkar.
o mafya olmak isteyen, kurtlar vadisi delikanlılarının sebebidlr, bu ülkeye örnek olmayacak biridir.
o 12 yaşındaki kıza orospu diyebilecek zayıflıkların sesidlr.
o kürtlerin sesidir, pkk'nın sesidlr.*
evet bu sizin istediğiniz türkiye, ama yemezler. Hadi şimdi özenle saçmaladığınız özenle ayar vermek istediğiniz uzun entrylerinize dönün.
--spoiler--
efendiler...
bu memlekette 1930'lu yıllarda şık beyler, şık hanımlar balolarda dans ediyordu.
nerden nereye geldik...
--spoiler--
ne anlamışlar?
--spoiler--
bu ülkede 1930 larda bale, opera yapanlar, keşke bale ye operaya ayırdıkları vakitleri bu ülkeyi anlamaya ayırsalardı.
özel not: türk kültüründe ne zamandan beri balolarda dans etmek var muhterem.
--spoiler--
izahı;
şimdi muhterem, 1930'lu yıllarda şık bayan ve şık beylerin balolarda dans etmesi demek, bu ülkeyi modern dünyaya benzetmeye çalışmak, yobazlığa bir son verip dünyaya entegre olmak demek.
bunu da insanlar kendi eğlenceleri için değil, cumhuriyet'in sağlam temeller üzerinde yükselmesi için yapıyorlardı...
cumhuriyet öğretmenleri o dönem cahil bırakılmış olan halkımıza, bilimi, ilmi, fenni aktarıyor, onların bilinçlendirilmesini sağlıyordu.
ama bakıyorum da 2. cumhuriyet'in öğretmenleri bunları çabuk unutmuş, cumhuriyet karşıtı zihniyet için baloya giden hanımlar orospu, beyler pezevenk olmuş...
e sen böyle düşünüyorsan, 2. cumhuriyet öğretmenlerinin yetiştirdiği çocuklardan ben birşey bekleyemem zaten.
özel not: türk kültüründe balonun yeri yoktur. ama risale-i nur'un, arap yavşaklığının da yeri yoktur.
