anadolu işi bir tür "canlı yayında kovma sahnesi"....tam alaturkadır. ama, gayet direkt ve art niyetsiz bir hareket olduğunu söylemek gerekir. kanal tatlıses´in parasıyla kurulmuş bir kanaldır, oradaki herkes de "onun çalışanıdır", onun dilediğiyla çalışma, ya da çalışmama hakkı vardır.
yalnız o olay bu şekilde yapılınca karşı taraf oldukça küçük düşmektedir, ama tatlıses orada "sen ne yaptığını iyi bilirsin" diyerek hem bizim bilmediğimiz bir konuya işaret etmiştir, hem de o sadece işaret ettiği seyi iyice afişe etmeyerek, o şahsın kişilik haklarına saygısızlık etmemiştir.
yani bu şekilde bir kovulma, tavsiye edilmez, ama pekala da yapılabilir. bu sahnede diğer birçok yazarın söylemindeki gibi, hiçbir "eşeklik" yoktur. vergisini ödeyen, izinleri devletten alınmış bir tv kanalının şefi, canlı yayında kendi parasıyla aldığı bir binanın içinde kendi parasıyla dönen bir tv programına gidip bir yanlışlığı düzeltemeye kalkışabilir.
bunu yapan adam "istanbul türkçesi" konuşmuyor diye "ayı" kapsamında görülemez. haddızatında istanbul´da yaşamayan ya da doğup büyümemiş hiç kimse istanbul türkçesi konuşmak mükellefiyetinde değildir. önemli olan birseyi nasıl telaffuz ettiği değil, ne söylediğidir. o sahnede tatlıses haklıdır. alman başbakanı merkel ´de almancayı "aksanlı" konuşmaktadır. karar verici unsur, insanların aksanları değildir.
ibrahim tatlıses'in yeni bombası!
8000 kişinin içinde küçük bir kıza "vay küçük o." demesinin hemen ardından bu rezalet!
bence ibrahim tatlıses bunları, gündemde kalmak için yapıyor.
bu insan bozuntusu turk televizyonlarinda hatta cok izlenenlerinde hala gosteriliyor millete sanatci diye tanitiliyor ya, ben bunun icin tv seyretmemekte kendimi cok sansli adlediyorum. iyi ki memlekette olup, acip tv yi bu adamlari gormek zorunda degilim, ne kadar gurbet icimi yaksa da, herhalde kucuk de olsa iyi yani bu olsa gerek.
(sunucu)- evet sevgili konuklar, sevgili misafirler. yine güzel bir akış içerisinde şarkımızı okuyacaktık ama vaktimiz az... mustafa. ben teşekkür etmek istiyorum öncelikle...
-- ibo gelir --
(tatlıses)- selamun aleykum
(sunucu)- aleykum selam.
(tatlıses)- otur otur rahatsız olma.
(sunucu)-abi hoş geldin.
(tatlıses)- ğsğhrahatsız olma.
(tatlıses)- kendi mikrofonum burdamı?
(sunucu)- evet abi.
(tatlıses)- bu çalışıyor mu?
(sunucu)- çalışıyor abi.
(tatlıses)- çalışıyor. nasılsınız?
(müzisyenler)- şükürler olsun.
(tatlıses)- iyisiniz.
(tatlıses)- siz nasılsınız?
(bayan)- teşekkürler. hoş geldiniz.
(tatlıses)- sağolun. mustafa efendi... iki gün önceki bir internet sitesinde
(mustafa)- efendim abi?
(tatlıses)- ii ibrahim tatlıses benim dostumdur, beni otele davet etti, otelde kalıyoruz,
(mustafa)- evet.
(tatlıses)- doğrumu böyle?...
(mustafa)- hayır.
(tatlıses)- değilmi?
(mustafa)- değil.
(tatlıses)- ulan şerefsiz! bak sana söylüyorum. bak. sen burdan kovuldun, sen burdan kovuldun.
(mustafa)- yok öyle demedi...
(tatlıses)- benim ismimide sağda solda kullanıyorsun, şarlatanlığın gereği yok, seni burda elime alırsam seni feriştah'ın çocuğu elimden alamaz ama bu oruçlu ağzımla sana söylüyorum bir daha bu binanın gölgesinden dahi geçmeyeceksin, bir.
bu arkadaşlar program yapıyorlar, dış yapım bunlar. senin bizimle olan problemimizi bilmiyorlar, bilmedikleri için bende şimdi açtım canlı yayında seyrediyorum. tamam mı!?
(mustafa)- tamam abi.
(tatlıses)- benim adımı bir yerde kullanmayacaksın, bir.
(mustafa)- ben kullanmıyorum ki abi.
(tatlıses)- lan kullanmayacaksın!. sen ne yaptığını bilirsin. sana adam gibi söylüyorum bir daha bu televizyonun sokağından dahi geçmeyeceksin. biz seni kapıdan kovuyorlar bacadan giriyosun. nasıl giriyosun, nasıl ayrılıyorsun anlamış değilim. bir; ben senin dostun değilim arkadaşında değilim. sen sadece burda program yaptın, burdaki programını beğenmediğim için de gittin. hemen şimdi kalkıyorsun programıda terkedip gidiyorsun, hadi güzel kardeşim. hadi.
(mustafa)- ellerinden öperim abi.
(tatlıses)- saygılar...
(tatlıses)- saygılar...
şeklinde geçen, ibrahim tatlıses'in bir maddelik uyarılarını bir diyerek söylediği konuşmadır. iki, üç yoksa neden bir diyorsun tatlıses?
adamin birisi ogluna hep adam olamazsin dermis oglu kizmis gitmis gel zaman git zaman cocuk vezir olmus soylemis adamlarina babami cagirin gelsin adamlar babasini almis gelmisler cocuk baba bak bana adam olamazsin diyordun ben koskoca vezir oldum babasi oglum ben sana vezir olamazsin demedim ki adam olamazsin dedim eger adam olsa idin babani ayagina getirtmezdin demis.anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.
o değilde bu gelip posta koyduğu sırada sunucu olacak yalakasının abi falan deyip götünü öpmesi, kovulan adama "dışarda çıkar mikrofonu" diye diklenmesi ibretlikti. iki dakika önce beraber program yapıyodun adamla yavşak!
kovduğu kişi daha önce kanalında program yapmış ve programı yayından kaldırılmış. daha sonra eleman demek ki sağda solda ibrahim tatlıses hakkında ''canımdır ciğerimdir'' diyerek prim yapmaya kalkmış olmalı ki ibo görünce hemen fırlayıp yayına gelmiş.
olayın iki yönü var.
1- adamın kendi kanalı. ister canlı yayını basar, ister asar, keser. kimse karışamaz.
ha, etik midir?
değildir.
ancak zaten söz konusu kişinin edebi adabı malum. amcam saltanat koltuğuna kurulur gibi oturdu koltuğa.
2- yapılan aslında seyirciye hakarettir. yani reklam arasında arkadaşı çeksen kenara, ağzını burnunu kırıp yollasan hem bu kadar tantana çıkmaz hem de hanzo kılığına girmezsin.
velhasıl adam çok kızmış demek ki. dalmış yayına.
- arkadaşlar nasılsınız?
- iyiyiz efendim sağolun.
- sizler de sağolun, mustafa ananı sikerim kalbini kırarım.
- ben gideyim abi.
- olur.
Allah bu gibi hadsiz(ler)e neden maddi fırsatlar verir ki? halbuki son derece fazla maneviyat ve ahlak eksikliği varken bu kişi(ler)de
adam haklı ama almış arkasına pkk yı, terör estiriyor ekmeğini yediği millete. üstelik daha önce yediği nanelerin hiç bir şekilde cezalandırılmadığını görünce, cahil cesaretini de atmış heybesine gidiyor başının dikine.
ibo haklıdır,
yahut kovduğu adam haklıdır.
bilemiyorum...
ama ben videoyu seyrederken birşeyin eksikliğini hissettim.
o stüdyoda ibo ve korumaları dışında kaç kişi vardı kuzum?
programın sunucusu,
hostesi,
orkestra,
diğer konuk,
yönetmen,
ışıkçı,
kamereman,
vesaire vesaire...
orada neyin eksikliği vardı biliyor musunuz?
onur ve haysiyet...
program yapıyorsun, kanalın patronu stüdyoya giriyor canlı yayında ve senin konuğunu kovuyor. sen de onun önünde iki biklüm eğiliyorsun. videonun sonunda sunucunun yaptığı gibi. "efendim biz bilmiyorduk" tarzında bir de özür diledi ibodan hatta.
onur ve haysiyetten yoksun çalışanlar,
onur ve haysiyetten yoksun patron.
e bu programı, bu kanalı da izleyenlerin onlardan aşağı kalır yanı yoktur.
ha referandumda ibo ile aynı oyu verenlerin de bir farkı yoktur.
