ibrahim tatlıses klasiklerinin bizzat kendisi tarafından dinlenilemez, tanınamaz hale getirilmesidir.
hepimizin hayatında yer etmiş şarkılar, ibo'nun bugünkü yorumlamalarında, adeta yeniden bestelenmektedir. tıpkı ağdalı, anlaşılmamak için kendini parçalayan divan edebiyatı eserlerine dönmüşlerdir. oysa en bizden olan yunus emre'dir, karacaoğlan'dır. ibo, şarkılara eklediği binlerce ara nağme ve titreme efektiyle bizleri üzmektedir. kendini ispatlamıştır, şova gerek yoktur neticede, en azından şarkı söylerken.
ibrahim tatlıses in kendisine ait( ilk okuma anlamında ) veya kendi tarzı dışındaki şarkıları bozması gerçeğidir.akdeniz akşamları , lelim ley, ağrı dağı foro örnek verilebilir.
eski samimiyetinden uzak, tamamen televole piyasası için kaset yapan ve ekranlarda magazin haberlerinde görebildiğimiz tatlıses'in eski kalitesinden uzaklaşmasıdır.
şarkıları bozmaya "ben keriz yapıyorum" diye açıklama getirince canlı yayında arif sağ'dan "lan oğlum ne kerizi sen türküleri yozlaştırıyosun" ayarını alma durumudur.
kendisinden pek haz etmesemde sesi güzeldir bu adam kişisinin.
ama bu güzel sesi olmayacak şarkılarda denemesi sonucu bizlerin kulaklarını tırmalamaktadır.
canım şarkılara acılı bir yorum katmaya kalkar. git kardeşim türkü söyle arabesk söyle akdeniz akşamlarından sanane niye soğutuyosun insanı yüz yıllık şarkıdan.