ergenekon soruşturması kapsamında işçi partisi nde yapılan incelemelerde bulunana bir belgeye göre ibrahim tatlıses pkk ya 1,5 milyon dolar bağışta bulunmuş. haber şöyle:
Ergenekon üyelerine yönelik operasyonlarda ele geçirilen belge ve dokümanlarda birbirinden ilginç bilgiler yer alıyor. işçi Partisi binasında bulunan dokümanlar arasında terör örgütü PKK nın siyasi kanadı olarak faaliyet gösteren ERNK ya ait bir raporda örgüte yardım eden sanatçıların isimleri ve yapılan yardımın miktarları kayda alınmış. Zaman Gazetesi nin haberine göre, belgede, ibrahim Tatlıses in 1997 ye kadar ERNK ya 1,5 milyon dolar para yardımında bulunduğu ve yaralı teröristleri tedavi ettirdiği aktarılıyor.
iddianamede terör örgütünün sanatçı camiası ile olan ilişkileri Arenadaki Sanat ve Gladio Sanatçılar başlıklı raporlarda yer alıyor. Belgelerde bazı sanatçıların terör örgütü PKK ya yardım ettiğini gösteren dokümanlar ortaya çıktı. işçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek in irtibatlı olduğu tespit edilen terör örgütü PKK nın siyasi kanadı ERNK nın hazırladığı bir rapor yine işçi Partisi binasında yapılan aramalarda ele geçirildi. Rapora göre Paris te hayatını kaybeden sanatçı Ahmet Kaya, ERNK ya 500 bin Alman Markı yardımda bulundu. ibrahim Tatlıses in ise hem bağış hem de fiili yardımlarda bulunduğu belirtiliyor. Raporda şöyle deniliyor: Bilinen isimlerden Ahmet Kaya ve ibrahim Tatlıses gibi sanatçılara halk içerisinde büyük sempati duyulmaktadır. Ahmet Kaya ile ilişkilerimiz çok iyi olmasına karşın bu şahıs kapitalizmin güdümünde olması nedeni ile sadece partimize bağış niteliğinde konserler vermiş, süreç içerisinde 1992-1993-1994 yıllarındaki toplam yardım miktarı 500 bin markı bulmuştur. Oysa ki ibrahim Tatlıses kuru sözcüklerden ibaret olmayıp, icraatları, gerek yaptığı bağışlar ile gerekse de fiili birtakım yardımlarıyla oldukça göz dolduruyor.
iddianamede yer alan çarpıcı cümleler bununla da sınırlı değil. ERNK raporunda Tatlıses için, Ayrıca bu şahsın deşifre olma korkusunu üzerinden atması için kendisini faşist Türk Ordusu na göz yumdurucu nitelikte parasal rüşvet vermesine de partimiz tarafından izin verilmiştir. Çünkü bu şahıs süreç içerisinde olduğu gibi bizim için uzun vadede de çok faydalı olacaktır. Hayatî endişesi nedeniyle mafyanın ve bazı grupların çatısı altına girdiğini bize ileten bu şahıs Kürdistan dan gönderilen yaralı arkadaşlarımızı da himayesi altına alıp tedavi edilmelerini sağlamaktan kaçınmamıştır. Parasal destek olarak da kendisinden 1 milyon 500 bin dolar bağış alınmıştır. Bu meblağ Tatlıses in 1997 ye kadar partimize yaptığı sadece parasal destektir. ifadeleri kullanılıyor. Adı Sauna çetesi operasyonuna da karışan ibrahim Tatlıses in ismi 2.455 sayfalık iddianamede birçok kez geçiyor. Susurluk hükümlüsü Sami Hoştan ve çete lideri Sedat Şahin le de telefon konuşmaları bulunduğu tespit edilen Tatlıses in Veli Paşa yla samimi olduğu hususu dikkat çekiyor. 25 Mayıs 2004 tarihinde Sedat Şahin ile yaptığı konuşmada ise şu diyaloglar geçiyor:
S. Şahin: Merhaba ibrahim, sana bişey soracam kafama takılıyor da sormadan edemeyecem, sen g.. müsün?
i. Tatlıses: Kaç sefer aradım Sami (Hoştan) abiynen birlikte randevu aldık. Bir türlü şey yapamadık.
S. Şahin: Duydun işte şimdi, demek ki duymak zorunda bıraktın beni. Düşünürsen bulursun. Başka birşey demiyorum sana.
güzide deyimimizin anlamı, kekliğin masumiyetini simgeliyor. ama kekliğin, düz ovada siyaset yapmasını kimse yeterince sorgulamıyor. acaba keklik, gerçekten televizyonda göründüğü kadar masum mu, yoksa bu da bir kamera hilesi mi?
iddiname'de yer alan olaydır. Çoktandır biliniyordu. Ama üzeri örtülüyordu. Bu halkın bu kadar desteğini alıp omuzlarında taşınan bu tür adamların bu tür bir hainliğin içerisinde olmasını hala biz türk milleti nasıl kabullenebiliyoruz, anlamış değilim.
Yıllardır süregelen bir olaydır belgelere falan da gerek yok gün gibi ortadadır..Türk milletinin bir yerlere getirdiği, kasetleri milyonlar satmış bir adamın ekmek yediği ülkeyi satmasıdır... Ama şaşırmamak lazımdır çünkü kanında vardır ihanet...
seve seve aktardığı paralar ortaya çıkınca yusuflayan ibo halka şirin gözükmek için "walla ben vermedim lan walla gırtlağıma çöktüler haraç istediler lan" diye ağlaması sonucunu doğurmuştur. lakin gerçekler gün gibi ortadadır sen kimi kandırıyorsundur ?
gerçektir. ilk başlarda direnip para vermeyince otobüsleri yakılmaya başlamıştır. sonunda mecburen vermiştir. tatlıses i günahım kadar sevmem lakin can ve malg üvenliğini sağlayamayanların da 'niye verdin?' diye sorması çok mantıklı gibi gelmiyor bana!
hem zengim hem kürt kökenli olmanın bir götürüsüdür muhtemelen. * büyük ihtimalle vermek zorunda kalmıştır. parayla saadet olmadığının kanıtı olan durum.