uluslararası toplantılara göbeğine kadar açık gömleklerle gitmek, aynı anda boynuna havlu asmak, toplantı salonuna çiğköfte getirtmek, en hararetli anlarda ''Allah cezanı verecek'' denilmesi, ''yaw ben sıkıldım bi türkü çığırak van tu tiri forow'' durumlarının yaşanılması anlamına gelmektedir.
kurduğu anlamsız cümlelerle diğer dışişleri bakanlarına saç baş yoldurur. condelezza rice'a; bana boyle begoti cigutiler yapma demesi muhtemeldir. condi bu lafın ne anlama geldiğini öğrenmek için beyin fırtınaları falan düzenler. bir sonuca varamayınca da, kafayı sıyırıp emekliliğini ister.
dolayısıyla faydalarıda olabilir.
(bkz: duz mantik)
kameralara, kendisinin sarkozy'ye çiğ köfte yedirmeye çalışırken ya da merkel'E lahmacun sarıp verirken yakalanması ile yurt dışındaki imajımıza büyük katkı sağlayacağı olaydır.
+ ho$geldiniz bakan bey hemen konsorsiyuma gecelim
- bakın bakanım ben bugün sen petersburukta 18lik citirlarla neva nehrinde gezmek varken burada kovsorsiyumdayım.
+ ama efenim putinle gorü$meniz var
- bakin geziyorum demiyorum gezebilirdim diyorum putin ne ola ki?
+ da ..
- daha ne olsun canı yidiğim. cig kühte sevenmi. remzi olum cek abine ordan bi dürüm acisi bol olsun
bulunmaz ingilizcesiyle ortamların kralı olacağı su götürmez bir gerçektir. dış işleri bakanı olduktan sonra ki ilk görüşmesi beyaz saray'da gerçekleşirse, bahçesinde mangal partisi yapacağı bush'a elleriyle sucukları, çiğköfteleri yedireceği hayaliyle şiddetle yanıp kül olmaktayız.
(bkz: sölim miiiiee?)
ingilizce 4 e kadar sayıyor **, leydiiiiisss and centılmını da diyor hem de 18 lik kızlarla gezmek yerine ülke dışişleriyle uğraşacak ... biz sizi ararız