geçenlerde nedendir bilmem kendisinin eski bir şarkısını mırıldanarak uyandım uykumdan.doğrusu pekte dinlemezdim eskiden kendisini ama tınısı ve bazı sözleri kulağımda kalmış şarkının.
"yoklugunda varlıgını özlemem gerekirken varliginda yokluguna hasret biraktın" diye bir cümle geçiyordu şarkıda. nasıl bir bilinçaltıdır lan bu?
en müthiş şarkısının yalnızım adlı eseri olduğunu düşündüğüm sanatçımızdır. ayrıca fatih terim'e benzerliği (gerek yüz, gerek mimik, gerek endam, gerek kalça boyutu... (fazla ayrıntıya girmiyim neyse) ) ile dikkat çeker.
1990'lı yıllarda üne kavuşmuş erzurumlu türk halk müziği/fantazi müzik sanatçısı. aslında kendisine özgü reggaebesk denilen, reggae akorları içeren tarzda bir müzik icra etmekte bence. bu sebeple meslektaşlarından ayrı tutulmalıdır. her ne kadar benzetme ve kıyaslama eşdeğer olmasada orhan gencebay nasıl kendi tarzını yaratmışsa ibrahim erkal'da öyledir. ilk amatör albümü ibrahim güzelses adında erzurum'da sarhoş baki adlı albümdür.1982 yılında icra ettiği bu albümden sona 1984 yılında yine aynı adla sensiz yaşayamam adlı albümü yayımlamıştır. bugün ki gerçek manada ustaca albümünü 1992 yılında tutku adı ile ulus müzik etiketi ile yayınlamış almanyada ise akbaş müzik etiketi ile satılmıştır. ne gariptir ki bu albümün cd si 150.000 kaset satışından sonra 1994 yılında yayınlanmıştır. çünkü o yıllarda çok satmayan albüme cd basılmazdı. ardından 1995 yılında aklımdasın-sıra bende albümünü yapmış. insafsız şarkısı ile patlama gerçekleştirmiştir. asıl patlamayı ise 1996 yılında çıkardığı canısı parçası ile ünlü gönlünüze talibim albümü ile yaşamıştır. yine 1998 yılında 2.250.000 satışla türkiyede en çok satan albüm kategorisinde 17. sıraya yerleşen sırılsıklam albümünü yayınlamıştır.2000 li yıllardan itibaren düşüş gösteren erkal sırasıyla de get yalan dünya (2000), su gibi (2001), aşkname (2002), gönül limanı (2004), yüreğinden öpüyorum (2006), aranağme (2008)albümlerini yayınlamıştır. şarkılarında sık sık geçen gönül sözcüğü ise şarkılarını gönül adlı bir kadına yazdığının göstergesidir.
şimdiki zırtapozlar yerine bu içten sevecen lafım ona kıroyu televizyonlarda görmek daha güzeldi zira adam bayanlara bakarken bile utanıyordu haya vardı.
"anadolunun bağrından gelen yılmaz delikanlı" ekolünün bir getirisi; ya da götürüsü. bir de doğudan gelen bu adamların (ibrahim tatlıses falan) sırf ses aralıkları geniş diye "ama sesi güzel" demek zorunda bırakılmak insanı sinirden sinire koşturabiliyor.
yıllar sonra müzik piyasasına donmuş olan sarkıcı.. yine ,yeni, yeniden demiş piyasaya donmustur.. amma velakin sanatından cok dikkat ceken sey saclarıdır.. ahanda bu sabah televizyonlarda gorunmeye baslamıştır.. mianke kişisi sabah kahvaltısını yaparken bir yandan gazetesini okumakta bir yandan da televizyonda kanal kanal dolanmaktadır.. kumanda üzerinde ustaca dolaşan bu el, ibrahim erkal'ın televizyonda gorunmesiyle donup kalmış, mianke kişisinin agzı ise hayretten acık kalmıştır.. o da ne? yıllardır blanka ile mustafa sarıgül tarzı sac modeli ile hafızalarımıza kazınan, umut sarıkaya'nın gectiğimiz hafta bir saygı durusunda bulundugu ibrahim erkal saclarını kestirmiş.. mianke kişisi inanamamış, inanmak istememiştir.. o güzelim kece gibi olan saclar gitmiş, asker trasına yakın bir tarza burunmustur.. boylece sabri sarıoğlu'ndan sonra ibrahim erkal'da blanka modeline ihanet etmiş ve bu modanın son temsilcisi olarak mustafa sarıgül kalmıştır..
(bkz: cok buyuk günaha giriyorsun blanka)