bir dönem gençliğini umutsuzluğa sürükleyen dizilerdir. ibrahim erkal fakir ve sesi güzel bir delikanlıdır, bu yüzden de hep süt gibi zengin kızlara aşık olmaktadır. yani bütün şarkıcı temalı dizilerde olduğu gibi.
ergenliğe erken girme nedenimdir.
çocukluğumu yaşayamadım onun yüzünden.
annemin ibrahim erkalmanyalığından adamın dizilerine de şarkılarına da aşinalığım var öyle ki az önce bir radyoda ansızın onu duydum ve seslendirdiği şarkıyı mırıldanırken yakaladım kendimi. canısı
...
yutuptan erkan ocaklı, cimilli ibo'yu sipariş eden babamdan sonra annemin "ibrahim erkalii aç bakayimmm" diye kükremesiyle kahretsin aklımdasın şarkısının kendiliğinden açıldığını fark ettim. böyle şeylere alışkındım bu adam nede olsa paranormal yeteneğe sahip bir kişilikti yoksa emine ün ve bir çok taş mankenin onunla birlikte olması nasıl açıklanabilirdi ki ya da evli ve dört çocuklu annemin kalbini çalması...
bu adamın yıllar sonra bile sevenlerinin onu hiç unutmayacağını her daim gönüllerinde yaşatacağını, koruyup kollayacağını ergenliğe girmeden hemen önce tahmin etmiştim. aslında bu öngörümle çocukluktan çoktan çıkmıştım.
canısı adlı dizide, emine ün'ün canlandırdığı fakir ama öylesine sarışın ve öylesine tatlı kızın böylesine kıllı bir adamla birlikte olmasına anlam veremiyordum.
çünkü adam fakirdi, çirkindi ama, ama aşıktı.
al ergenlik tripleri başladı bizde.
evrimimi hızlandırdı.
ama hiç bir zaman çirkin bir adama aşık olmadım.
meğersem bir yandan da antikor üretiyormuşum.
(bu kısımda sanal reklam uygulaması vardır-evet sevgilim ibrahim erkal'dan daha karizmatik ve yakışıklısın)
not: aldığım eksilere bakılırsa bu adamın kaliteli bir kitlesi var ama kütlesi yok nerelerde yahu merak ettim?
